13.BÖLÜM: "ANSIZIN GELİR ÖLÜM."

17.7K 997 598
                                    

Ares ve Cengiz Okan'ı kucaklayıp arabaya bindirdiler. O sırada ellerimiz ayrıldı. Belki bu el gerçekten ayrılacaktı hayatımızdan, hem de benim yüzümden.

Onun bu halde olmasının sebebi bendim. O bu durumda olmayı hak edecek son insan bile değildi. Onun yerinde ben olmalıydım. Keşke onun yerinde ben olsaydım.  Cengiz şoför koltuğuna yanına da Semih oturdu. Ares Okan'ı arka tarafa yatırdı ve kafasını kucağına koydu.

Bende binmek için hamle yapınca Ares, "Batuhan, sen Ayaz'la evde kal. Ona da sahip çık, iyi değil." dedi gözlerini bana dikerek.

"Bende geleceğim." dedim göz yaşlarımı silerken. Ares bana bakıp başını olumsuz anlamında iki yana salladı. "O iyi olacak." dedi sertçe, daha sonra Batuhan'a dönüp, "Dediğim gibi." diyip arabanın kapısını kapattı.

"Hayır!" diye bağırdım beni dinlemeyecek olmasına rağmen. "Hayır, lütfen. Lütfen beni de götürün."

Gücümün tükendiğini hissettim ve sertçe dizlerimin üstüne çöktüm. Bacaklarım acımıştı. Ama bacaklarımdan daha çok acıyan bir yerim vardı. Kalbim.

"Ne olur," diye bağırdım çoktan gitmiş olmalarına rağmen. "İyi olduğunu bilmek istiyorum. İyi olmasını istiyorum." Göğe yalvarırcasına baktım. "Lütfen alma onu benden. Lütfen." diye mırıldandım sessizce.

İç çeke çeke ağlarken biri beni ayağa kaldırmaya çalıştı. Bu kişinin Batuhan olduğundan şüphem yoktu. Kollarımı ellerinden kurtarıp ona direndim. Daha sonra beni kucakladı ve eve sokmaya çalıştı.

"Hayır, bırak!" diye bağırdım beni dinlemeyeceğini bilmeme rağmen. "Lütfen, bırak."

Batuhan beni koltuğa oturttuktan sonra Ayaz'a gitmesi için bir işaret yaptı. Ayaz hala şaşkın ve endişeli gözüküyordu. Hiçbir şey söylemeden yanımızdan ayrıldığında Batuhan bana aniden döndü ve yüzümü avuçlarının arasına alıp, gözlerini gözlerime dikti.

"Sakinleş," diye fısıldadı teselli eder gibi. "O iyi olacak, sende böyle olsun istemezdin, biliyorum."

Gözyaşlarımı umursamadan kafamı iki yana salladım. "Böyle olsun istemezdim, yemin ederim böyle olsun istemezdim." dedim hıçkırıklarımın arasından.

Batuhan'ın gözleri gözyaşlarıma düştü, daha sonra tekrar gözlerime tırmandı. Avuç içleriyle göz yaşlarımı yüzüme dağıtarak sildi.

"Böyle olsun istemezdin," dedi beni doğrulamak ister gibi.

Ona yalvarırcasına baktım, "Lütfen," dedim utancı bir köşeye iterek ve ellerini tuttum. Ellerini tutmamla kaskatı kesildi. "Lütfen Batuhan, götür beni. Lütfen beni ona götür."

Batuhan kararsız kalmış gibi bir süre gözlerimin içine baktı, daha sonra arka cebinden telefonunu çıkarıp bir numara tuşladı ve telefonu kulağına götürdü.

Kısa sürede karşısındaki kişi telefonu açtı. "Ares?"

Telefonun diğer ucundan sesler yarım yamalak geliyordu ama bu duymama yetmiyordu.

"Bizde gelelim." Batuhan birkaç saniye duraksadı, daha sonra gözlerini gözlerime çevirip anlam veremediğim bir şekilde baktım.

Karanlık ÇeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin