22.BÖLÜM: "BEKLENMEYEN."

18.6K 914 832
                                    

Yaklaşık bir buçuk saattir bu evde kullandığım oda da oturmuş, duvarla bakışıyordum. Buraya kendi isteğimle gelmem gerçekten trajikomikti. Onun istediği de buydu zaten. Kendi ayaklarımla gittiğim gibi, yine kendi isteğimle gelmem. Batuhan gerçekten çok tehlikeli bir insandı. Aklı diğer insanların aksine daha şeytani çalışıyordu. Onun 1 dakika da düşünüp, ayarladığı planı ben 1 senede bile düşünemezdim. O, gerçekten tehlikeliydi.

Kapım tıklandığında cevap vermedim ve gözlerimi kapıya çevirdim. Kapı gıcırdayarak açıldığında görüş alanıma Ayaz girmişti. Ona tebessüm ederek baktım ve elimle gel işareti yaptım. Sessizce içeri girdi ve kapıyı geri kapatıp usulca yanıma ilerledi. Yatağımın yanındaki koltuğa oturup, gülümsedi.

"Nasılsın diye sormayacağım." dedi kaşlarını çatarak. Kaşlarını çatması onu sinirli değil de düşünceli göstermişti. "Çünkü iyi olmadığını biliyorum. Ama iyi olacağını da biliyorum. Buraya mecburiyetten dolayı olsa da kendi isteğinle geldin. O yüzden iyi düşün, her şey iyi olacak de. Artık kardeşini görebileceksin sonuçta. Sadece burada kalacaksın."

Başımı evet anlamında salladım ve gözlerimi ellerime düşürdüm. "Evet, artık ailemi görebileceğim ama kendi isteğimle gelmediğimi biliyorsun."

Gözlerini gözlerime çevirdi ve derin bir iç çekti. "Burada mutlu olmadığını biliyorum. Ama bir dene. Batuhan'a ters düşmemeye çalış. Onu delirtme." Sertçe yutkundu ve bana anlam veremediğim bir şekilde baktı. "Bak Nisan, Batuhan'ı en iyi ben tanırım. O gerçekten seni kafaya taktı. Onun için herkesten farklısın. Senden sonra daha da sorunlu ve takıntılı bir hâle büründü. Ona ne yaptığını bilmiyorum ve umuyorum ki düşündüğüm şey değildir. Sen gittikten birkaç gün sonra birlikte yemek yedik. İki kişinin oturduğu masada üç tabak vardı Nisan. Seni ne kadar taktığını, sana ne kadar bağlandığını anlayabiliyor musun?"

Dudaklarım aralandı ve o minik boşluktan ciğerlerime hava depoladı. Batuhan'ın bu hareketlerine anlam veremiyordum. Belki de ona bunun sebebini sormam, onunla karşılıklı oturmam ve bunu konuşmam gerekiyordu. Bunu en kısa zamanda yapmam gerektiğini aklımın bir köşesine not ettim ve gözlerimi tekrardan Ayaz'a çevirdim. "Onunla en kısa zamanda her şey hakkında konuşacağım." dedim kısaca.

Tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki, ona müsaade etmeden tekrar konuştum: "Benim anlayamadığım şey, madem benim mutluluğumu istiyorsunuz, neden beş adam bir adama karşı gelemiyor?"

Ayaz'ın kaşları havalandı ve dudakları titredi. Bu gülmek üzere olduğunun göstergesiydi. Bu kadar komik olan şey neydi? Daha sonra suratına ciddi bir ifade takındı ve mimiklerine hükmetmeye başladı. "Nisan, Nisan, Nisan." dedi başını iki yana sallayarak. Sanki çok mantıklı bir sebebi varmış gibi hissetmiştim. "Bu çete yirmi kişi olsa, yine Batuhan'a karşı gelemeyiz. Bu çetenin bir kuralı vardı zaten. Tek kural, kız olmayacak olmasıydı. Çünkü bir çeteyi bozabilecek ve yıkabilecek tek şey bir kızın varlığıydı. Eve bir kızın girmesiyle, zaten birbirimize girdik. Yanlış anlama, sorun sen değilsin. Batuhan'ın psikolojik sorunları. Senden sonra da eve giren diğer kız Yaren oldu. Yani kural pek siklenmemiş oldu. Hem kuralı çiğneyip hem de Batuhan'a karşı gelirsek, Batuhan alayımızı kurşuna dizer." Bunu söylerken gülmüştü.

"Zaten eve ilk girdiğinden beri Batuhan hep senin bu evden gitmeni istedi. Gitmeyince daha da sinirlendi ve öfkelendi. Daha sonra senin kurtulmanı istediğimizde ve sen bu evden kaçıp gittiğinde artık onun dediğinin olacağını söyledi. Bir de diğer mesele Koray. Batuhan Koray'ın bu çeteden ayrılmak istediğini öğrenince öfkeden deliye dönmüştü. Hatta silah çekip onu tehdit bile etmişti. Ama yaptıkları boşaydı. Koray gitmişti. Şimdi ise Koray'ın tekrardan bu eve girmesi için yapmayacağı şey yok. Bu yüzden seni kullanıyor. Çünkü onun kardeşisin." Gözlerimin içine bakarak dişlerini göstererek gülümsedi. "Hala inanamıyorum Koray'ın kardeşi olduğuna. Gerçi benzemiyor değilsiniz."

Karanlık ÇeteWhere stories live. Discover now