15.BÖLÜM: HASTALIK

19.9K 1.2K 644
                                    

Medya: ....'nın Nisan'ı hap kullandıktan sonraki görüşü.

Evetttt yine uppppuzun bir bölümle karşınızdayım. Eğer birazcık hatrım varsa ve hikayeme değer veriyorsanız buraya yazdıklarımı okursunuz.

Okumazsanızda, canınız sağolsun ne diyeyim?

Sürekli 'yb yb' yazan okuyuculara sesleniyorum buradan!

Yeni bölümün ne zaman geleceğini sormanız en doğal hakkınız buna karışamam lakin madem bu kadar çok yeni bölüm istiyorsunuz neden şu yıldızı doldurmak ve iki üç kelimede olsa yorum yapmak sizin için bu kadar zor?

Sizden tek istediğim bu oysaki. Gerçek okuyucular.

Her yazar gibi benimde hakkım, hikayeme yorum yapılması ve oy atılması. Olabildiğince nazik oluyorum sizlere karşı belkide olması gerektiğinden daha fazla.

Ama şunu söylemek isterim ki; hikayemi beğenmek zorunda değilsiniz, ama bu size kötü yorum yapma hakkını sunmuyor. Ben burada yeni bölüm yazmak için şekilden şekle girip, uygun zamanı arayıp, duygu karmaşası yaşayıp kafa patlatırken siz benim hikayeme kötü diyemezsiniz. İnsaf lütfen. Tatlı dil diye birşey var. Buna her zaman açığım.

Herkes gibi benimde hatalarım ve yanlışlarım var. İnsanız sonuçta.

Ne beni, ne hikayemi, ne de hikayemde yazmış olduğum HİÇBİR karakterimi kötüleyemezsiniz.

Sizlere yorumlarınızı esirgemeyin diyorum bu fikirlerinize ve düşüncelerinize saygı duyduğumdan. Ama herşeyin  bir dozu var.

"Güzel olmuş yb." Yazılarını görmekten o kadar çok sıkıldım ki, sıkıntıdan oturup ağladığımı biliyorum. Çünkü size, gerçek okuyuculara ve hikayeme çok değer veriyorum, önemsiyorum.

O yüzden bunları yazmak yerine, paragraf içlerine yorum yapmanızı, o an ki duygu ve düşüncelerinizi dile getirmenizi, yeri geldiğinde randomla gülmenizi yeri geldiğinde benim gibi duygusala bağlamanızı dilerim.

İnanın çok birşey değil.

Şimdiden teşekkürler, seviliyorsunuz...

İyi okumalar...❤

Flashback

"Ares, biliyorum şuan Okan kötü durumda ve söyleyeceğim şeyin sırası da değil ama söylemek zorunda hissettim kendimi."

"Neler oluyor Ayaz?"

"Batuhan." dedi Ayaz aniden tedirgin bir sesle. "Nisan'a vurdu. Belki de dövdü bilmiyorum. Elimden bir şey gelmediğini biliyorsun, sadece söylemek istedim."

"Ne demek vurdu lan?" diye gürledim telefonun diğer ucundaki Ayaz'a. Ne demek elimden bir şey gelmiyor? Bu mu lan erkekliğiniz?

"Ben sadece söylemek istedim. Affet."

Telefonunun kapandığına dair sesi duyduğumda telefonu sıkıp hastane duvarına fırlattım. Nasıl vurabilirdi ona? Nasıl kıyabilirdi? Batuhan duygularını saklayabilen bir insandı. İnsanları bazılarının aksine şiddetle severdi ama bu olmaması gereken bir şeydi. Bunu yapmaya hakkı yoktu. Ben o kızı ona emanet etmişken, bunu yapmaya hakkı yoktu.

Cengiz'in yanına gidip telefonunu istedim ve Batuhan'a yarın sadece ikimizin bildiği  mekana gelmesi gerektiğini yazdım.

Kısa bir süre sonra ondan kabul ettiğine dair kısa ve soğuk bir mesaj geldi. Dişlerimi sıkıp gözlerimi yumdum ve bilinçaltımdaki sisli görüntüyü yok saymaya çalıştım.

Karanlık ÇeteWhere stories live. Discover now