10.Bölüm

321 49 20
                                    


-Aşk nedir bilir misin olric?

+Nedir efendimiz...?

-Aşk; yanmaktır olric!

+Siz hiç yandınız mı efendimiz...?

-Hiç sönmedim ki olric!...

"OĞUZ ATAY -TUTUNAMAYANLAR- "

Multimedia: Barut var

Gördüğüm manzara karşısında oldukça şaşırmıştım. Okulun bahçesinde karşımda Barutun parkta öldüresiye dövdüğü mavi tişört giyen çocuk vardı. Yanında ise kavgadan tanıdığım onunla olan birkaç kişi vardı.

Neden bu okulda oldukları hakkımda hiçbir fikrim yoktu. Parkta yaşanan o kadar olaydan sonra üstüne birde Baruttan temiz bir dayak yeyip bu okula gelmek akıl işi değildi.

Çevreme baktığımda ise, onlara meraklı gözlerle bakan sadece biz değildik.. Okuldakiler de o gruba bakıp kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Selin ise telaşlı gözlerle, okulun bahçe kapısına doğru bakıyordu. Galiba Barutu bekliyordu.

Selin bana dönerek "Ekin, Koray ve yaverleri gelmiş ne yapacağız Barut ve Demir onu burada görürlerse çok kötü şeyler olur" dedi.

Selin bu kelimeleri o kadar telaşlı ve endişeli bir şekilde söylüyordu ki 3. Dünya savaşı çıksa bu kadar tepki vermez gibi bir hali vardı.

"Tamam sakin ol Selin. Koray kim ya? Birde geçekten merak ediyorum. Bu ikilinin birbirlerinden öldüresiye nefret etmelerinin sebebi ne? Aralarında ne geçti?"dedim.

Selin nefes almadan konuşmaya başlanmıştı. "Ekin, okula yeni gelen çocuğun adı Koray, Barutun en büyük düşmanı, aralarında bitmeyen bir düşmanlık var. Koray eskiden bizim okuldaydı çok fazla olay çıktığı için onun okulunu değiştiler. Şimdi ise tekrardan aynı okuldalar Barut onu görünce kendini tutamayacak başına bir şey gelecek diye korkuyorum"dedi.

Selinin bu telaşı beni çok üzmüştü. Aklıma Demir ve Barutun depoda konuştukları gelmişti. Selin, Barut için bu kadar endişelenirken ona sevdiği adamın Demirle beraber okulu bırakmayı düşündüğünü nasıl söyleyecektim. Belkide bir daha okula adımlarını dahi atmayacaktı. Barutu bir daha göremeyecekti.

Selin, ona o kadar aşıktı ki gözlerinden anlayabiliyordum. Bazı insanların sevgisini anlamak için onlarla konuşmaya gerek kalmaz öyle bir bakar ki sevdiğine, adeta gözleri haykırır bütün duygularını, etrafındaki herkes bunu görür ama bir tek sevdiği insan göremez. Selinde öyle bir insandı.
O kadar çok seviyordu ki Barutu, Selin ile ilk tanıştığım gün anlamıştım. Fakat Barut o kadar uzaktı ki Seline bunu göremiyordu.

Ona bu durumu bir şekilde söylemem gerekiyordu. Eğer başkasından duyar yada aniden öğrenirse çok üzülebilirdi.

"Selin sen Koray falan onları boşver de sana daha önemli bir şey söyleyeceğim ama belli değil kendini üzme" dedim. Cümlemi bitirdikten sonra Selinin gözleri fal taşı gibi açılmış merakla ve endişeyle bana bakıyordu.

"Söyle ne oldu yoksa Baruta bir şey mi oldu?"

"Kanka biliyorsun dün konuşmak için onların kaldığı depoya gittim." cümlemi tamamlamama izin vermeden koluma sağlam bir yumruk geçirdi.

"Dün meraktan öldüm be! ne yaptın, başına bir şey mi geldi diye kendimi yedim bitirdim. Peki sen Ekin hanım telefonuna cevap dahi vermedin! Yanında taşıdığın telefon süs değil. Biri arayınca aç, özellikle de ben arayınca. Bir daha telefonuna cevap vermezsen elinden o telefonu alır... neyse ben diyeceğimi dedim bir daha olmasın!"dedi.

YOKSUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin