11.Bölüm

257 35 26
                                    


‎+neden olric?

-ne neden efendimiz?

+neden hep imkansızı seviyorum?

-belki de imkansızlar sizi seviyordur efendimiz". .

"OGUZ ATAY -TUTUNAMAYANLAR-"

Demir ve Barut peş peşe sınıfa girmişti. Onları karşımda görmek, üzerimde büyük bir şaşkınlık bırakmıştı. Bir daha onları göremem diye düşünüyordum.

Gideceklerdi. En azından bana öyle söylemişlerdi. Hatta, depoya Demirden özür dilemeye gittiğimde, Demir gitme konusunda oldukça kararlıydı. Onunla inatlaşmama rağmen geri gelmeyeceğini yüzüme karşı bağırarak ifade etmişti.

Bende,Demirin kararlı duruşundan sonra bir daha okula asla dönmeyeceklerini düşündüm. Kararlarının bu kadar çabuk değişmesini beklemiyordum. Ne oldu da bu kadar çabuk fikir değiştirmişlerdi.

Acaba Demirin babası mı benden sonra tekrardan gelip ikna mı etmişti. Olanlar hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Seline ne olduğuna dair bakış attığımda telaşlı ve endişeli olduğunu gördüm. Endişelenmekte haklıydı çünkü Barut öfkeyle kavrulmuş bakışlarını Koraya doğru devirmiş. Nefretle ona doğru adım adım geliyordu. Bu bakışlar hiç hayra alemet değildi.

Koraya baktığımda ise ellerini sıkmış Barutun gelmesini bekliyordu. Onun gözlerindeki nefret de Baruttan farksız değildi. Mümkün olsa birbirlerini bir kaşık suda boğacak gibiydiler.

Öfkeyle birbirlerine yaklaştılar. İkiside konuşmuyordu. Bakışları birbirine kilitlenmişti. Gözleriyle konuşuyor gibiydiler takii Koray söze başlayana kadar.

"Demek geri döndün eski dostum"

" Burada ne işin var lan!"

"Hatırlatırım önceden bu okulda okuyordum ve geri döndüm"

"Koray hangi çöplükten geldiysen oraya geri dön!"

Barutun öfkeyle çıkan sesi titremeye başlamıştı sanırım kontrolünü kaybetmek üzereydi.

Koray "Hiçbir yere gittiğim yok lan! Sıkıysa göndersene yoksa olacakları.."

Koray daha cümlesini bitirmeden Barut sıkmaktan kırmızı bir hale bürünen yumruğunu Koraya patlatmasıyla sınıfta kıyamet koptu.

Barut yerden kalkmaya çalışan Koraya ikinci yumruğu atacakken aralarına girdim. Gözlerini yerde yatan can düşmanından ayırarak öfkeden maviliği kaybolmuş gözleriyle bana baktı.

"Ekin kolumu bırak ve bir daha bana dokunma!"

Barutun tam olarak anlamamıştım. Bakışları, beni o kadar içine çekmişti ki, âdeta gözleriyle esir almıştı.

Gözlerinden bakışlarımı zorda olsa ayırarak, dikkatimi topladım. Barutun bileğini sertçe savurarak onu itekledim.

"Ne yaptığını zannediyorsun sen!"

"Sen karışma, bir olaydan eksik kal! Şimdi al arkadaşını sınıfı terk et"dedi.

"Hiçbir yere gitmiyorum"dedim

Barut dediğime kulak asmadan yerden kalkmaya çalışan Koraya son darbeyi indirmek için üstüne doğru yürüyünce aralarına tekrar girmek istedim fakat bileğimden tutan bir el buna mani oldu.

Büyük bir öfkeyle bileğimi tutana küfürler savuracakken, beni tutanın Demir olduğunu fark ettim. Oda Baruttan farksız değildi. Gözlerini bana dikip;

YOKSUN Where stories live. Discover now