Bölüm 13-Görkem

577 312 10
                                    

Ona sabaha kadar bir şeyler anlatmaya devam edebilirdim. O yanımdayken hiç durmadan konuşabilir tüm bildiklerimi, tüm hayatımı ona durmadan ara vermeden anlatabilirdim. Bu kıza gittikçe aşık oluyordum. Onunla her vakit geçirişimde onun hakkında her yeni öğrendiğim bilgide aşık oluyordum. Yanımda heyecanlanıyor, beni gerçekten önemsiyordu. Bunu hissediyordum. Onu ilk gördüğüm andan beri bana verdiği enerji inanılmaz güzeldi. İnsana yanında kendini konuşmasa bile iyi hissettiriyordu. Çimenlerde hafif ot kokusuyla akşam serinliğinde dolaşmak gibi, yüksek bir yerden paraşütle atlamak gibiydi onun yanında olmak insana mutluluk veriyordu.

Kollarımda benim anlattıklarımı uykusu gelmesine, gözleri yavaş yavaş kapanmasına rağmen dinlemeye saygıyla devam ediyordu. Nefes alış verişi yavaşlıyor uyku haline geçiyordu. Daha fazla dayanamadım ve uyumaya karar verdik.

Küçük tek kişilik bir yatağım vardı. Tek kişilik bir yorganım ve tek bir yastığım. Ama onunla uyumak için can atıyordum. Beren'i hiçbir şeye zorlamak istemediğim belki de her şey için daha çok erken olduğundan ona giymesi için bir şeyler verdim. Ben de giyinmek için tuvalete gittim.

Siyah bir tişört, mavi ekose bir pijama altı giymiştim. Geldiğimde kapıyı çaldım hazır olduğunu söylediğinde kapıyı açtım ve yanına girdim. Benim lacivert eşofmanlarımla harika gözüküyor yatağımın üstünde oturmuş bana gülümsüyordu. Beren'in kırmızı takıntısı olduğu gibi benim de mavi takıntım vardı. Huyumuz kurusun.

Topuz yaptığı saçlarını açmıştı. Saçları omuzlarına dalga dalga dökülüyordu. Makyajını sildiği halde hala çok güzeldi. Elimdeki kıyafetlerimi sandalyenin üstündeki kıyafetlerinin üzerine bıraktıktan sonra yanına oturdum. " Ne tarafta yatmak istersin?" diye sordum. " duvar tarafı her zaman benimdir," deyip kollarını havaya kaldırdı ve gülümsedi. Akşam kaloriferler kapandığı için üşümesini istemiyordum. En kalın hırkalarımdan birisini duvarın dibine koyduktan sonra yatağa geçti.

Işığı kapattım ve yanına uzandım. Bir kolumla onu sardıktan sonra " Üşümüyorsun değil mi?" diye sordum. Başını hayır anlamında salladı. "Yeterince sıcaksın bu bana iyi geliyor," dedi sarılırken.

O gece uyumak istemiyordum. Nefes alış verişini, uyumasını izlemek istiyordum. Ama buna ne kadar dayanabilirdim bilmiyorum. Fazla yorgundum. Benim kollarımda benim sevgilimdi. Diğer kolumla da biraz sarıp ne kadar sevdiğimden bahsetmeye başladım. Uyumak üzereydi. Nefes alış verişi iyice yavaşlamıştı. Yarım saat kadar aynı şekilde kaldıktan sonra diğer tarafa döndü. Kaşık şeklinde ben de ona arkasından sarıldım ve uyumaya devam ettik. Evet, bu kızı seviyordum. Saç tellerine, nefes alışına kadar seviyordum.

Beren'i Burak denen o adamla gördüğümde çıldırmıştım. Gittiğime pişman olmuştum. Onu bir erkek arkadaşıyla bile görmeye dayanamıyordum ama ona kıskançlık yapıp kısıtlamaya da kıyamıyordum. Orada onları daha fazla görmektense gitmeyi tercih etmiştim. Daha sonra pişman olmama rağmen.

Diğer gün evine gittiğimde yüzündeki ifadeyi görünce üzüldüm. Onu üzdüğüm için kendime kızdım desem daha doğru. Ona kendimden bile fazla güveniyorum. Sebep sadece ona olan aşırı ilgimdi. İlk elini tuttuğumda üşüyen ellerini, şaşırmış suratını seviyorum. Saf güzelliğini, neşesini seviyorum. Onunla tanıştığım için kendimi şanslı hissediyorum. İnsanların neler düşündüğünü, neler hissettiğini az çok anlarım. Bu kız farklıydı. Diğerleri gibi değildi düşünceleri. Benden gerçekten hoşlanıyordu.

Ben bunları düşünürken tekrar benden tarafa döndü ve seni seviyorum dedikten sonra beni öpmeye başladı. Evet bu kız sevgi doluydu ve ben onu seviyordum. Hislerim gerçekti. Hisleri gerçekti. Yanından her ayrılışımda onu özlüyor hep onunla konuşmak bir şeyler anlatmak istiyordum. Ona kendimi anlatmak istiyordum. Sanki tüm dünyada beni anlayacak yegâne insan oydu. Yeniden uyandı. Ben hala onu izliyordum. " Sen daha uyumadın mı?" dedi gözlerini belli belirsiz açmıştı. Hiçbir şey söylemeden sarıldım ve öptüm. "daha çok gecelerimiz olacak uyu artık aşkımın büyüsü," dedi de uyumaya devam etti. Aşkımın büyüsü. Evet. Daha önce aşık olacağımı hiç düşünmezdim. Bu büyü gibiydi bu harika bir duyguydu. Bu bambaşka bir şeydi. Doğru kelime buydu, aşkımın büyüsü.

Sabah yine ondan önce uyanmıştım. Nefes alış verişini göğsümdeki elinin benim nefes alışımla inip kalkışını izliyordum. Bu nefis bir duyguydu. Daha önce beraber uyandığım kadınlar olmuştu. Ama hiçbirisini izlemeyi beraber uyanmayı bu kadar derinden istememiştim. Tam bu arada gözlerini açtı. "Günaydın sevgilim," dedim alnından öperek. "Bugün biraz erken eve gitmem gerek. Kızsal meseleler. Beni anlarsın değil mi?" dedi. Bu hoşuma gitmese de kafamı salladım.

Giyinmesi için yine dışarı çıktım. Hazır olunca içeri girdiğimde benim kıyafetlerimden birisini giymişti "Bu biraz bende kalabilir mi?" dedi kendine sarılarak. Kabul ettim. Daha sonra giymem için bana bir şeyler seçmesini söyledim. Uzun seçme aşamasından sonra mavi kot ve kahverengi kazağımda karar kıldı. Onu rahatsız etmemek için gidip tuvalette giyindim.

Daha sonra bir şeyler yemek için dışarı çıktık. El ele yürüyorduk. Beren benim el ele yürüdüğüm ilk kızdı. Daha önce hiçbir kızla bu kadar ciddi bir ilişki yaşamamıştım o bunu bilmiyordu. Yanımda devamlı gülümsüyordu. O mutlu oldukça ben de mutlu oluyordum. Yolda deli gibi gülümseyerek gidiyorduk.

Bir pastaneye oturduk kahvaltımızı yaptık. Yemeği ağır ağır yemesine bayılıyordum. Bu sayede beraber daha fazla vakit geçirebiliyorduk. Yemek faslı bittikten sonra yakında olan durağa kadar götürdüm onu. Elini bir saniye bile bırakmak istemiyordum. Otobüs gelince sıkıca sarıldım öptüm ve beni ara deyip otobüste koltuğa oturana kadar bekledim. Bana el salladı parmağıyla otobüs camına kalp yaptı ve otobüs hareket etti.

kontrolsüz (basılmış kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin