X-X

2.8K 419 37
                                    

10 Ekim
06.19, akşam.

Geçen hafta bir şiir yazdım. Bütün bir sayfa boyunca ağladı harfler. İlk kelimeler kalemin ucundan düştükten sonra, onları yalnız bırakıp odadan ayrıldım ve ağaçların arasından sıyrılıp dudaklarıma çarpan soğuk rüzgârın karşısında durup gözlerimi kapadım. Aklıma hiçbir şey gelmedi önce ancak fısıltılarında sizden bahsettiklerinde, geri döndü adımlarım. Yazdım, yazdıkça kurudu kâğıt, çatladı köşeleri. İncittiğim için kenarlarını, vazgeçtim. Şiiri tamamlayamadım.

İki gün önce, tekrar denedim yazmayı bir başka toprak üzerinde. Daha da uzun sürdü gözyaşları, kırılan uçları aştım, devam ettim ancak üçüncü bir kapıdan geçecek gücüm yoktu. Durdum. Öyle uzun süre hareket etmedim ki parmaklarım sözcüklere sarılmış bir şekilde nefes alıp verirken, tenim karardı. O kara lekelere dokunamadım zira bunu denediğimde, kirpiklerim ağırlaşıyordu.

Bugün, geri döndüm ve başka bir yolda ilerledim. Haykırışlar, üçüncü sayfayı aştı, dördün elini tuttu ve dudaklarımda bir fırtına vuku buldu. Sebebini anlayamadan onları ziyaret ettim, bakışlarıma çizilmiş ufuk çizgisinden düşen damlalarla ıslak ve soğuklardı. Yarım kaldı kalemin ucundaki cümle, onu uğurladım. O an, her şey yabancılaştı sanki bir kez daha, terk edilmiş gibiydim lakin korkmadım. Artık bedenimi saran bu kaybolmuşluk hissine alıştım zira bu, eksik bırakılmış tek dize değil.

Şiirlerim, artık hep yarım kalıyor beyefendi.

Beyefendiye MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin