1

25.5K 590 127
                                    

  Hikayenin başlarında ana karakterimiz olan Noyan'a birçok kişinin kızıp önyargıyla yaklaştığının farkındayım... Şimdi olsa yine bu şekilde yazarmıydım bilmiyorum ama Noyan'ın her zaman ilk okuduğunuz gibi kalmayıp ileride tanıdıkça ne kadar güzelleşeceğini bilmenizi isterim... İlk izlenimlerin her zaman doğru olmadığını ve insanları tanımak için şans vermekten geçtiğini göstermek istedim biraz da..

Diğer hikayem olan "Katilin Çizgisi"ne de şans vermeyi unutmayınn... İyi okumalar dileriim...

....

"Dinlediğiniz için teşekkür ederim. Çıkabilirsiniz." iki blok ders boyunca beklediğim cümle sonunda sınıfta yankılanınca baş ağrısından inmiş göz ferlerim hoca ile ilk defa gözgöze gelmişti.

  Bu hocaya genel olarak üzülüyordum. Derslerini ciddi ciddi dinleyen en fazla beş ya da üç öğrenci vardı tahminimce koca sınıfta. Yine de kadın yılmayıp her dersine de gelip yine anlatması gerekenleri anlatıyordu. Bu durum sıksada kadın görevini eksiksiz yapıyordu sonuçta.

  Yine de bu baş ağrısıyla hocayı düşünecek durumda değildim. Hızlıca sıramdan kalkıp sınıftan çıkmış lavaboya koşar adım ilerlemeye başlamıştım. Soğuk su azda olsun iyi gelir diye düşünüyordum.

  Kapıyı açtığımda içeride iki kişi vardı.
Dikkatli baktığımda gözgöze geldiğim kişi şuana kadar tek kelime dahi etmediğim sınıf arkadaşım Emirhan olmuştu. Arkası dönük olanın kapşonlusundan kim olduğunu anlayamasamda Emirhan'ın boyunundan öpmeye devam ediyordu.

  Ne Emirhan onu itmişti ne de o çocuk yaptığı işe ara vermişti. Cesaretlerine hayranlık duyarak yüzümü yıkamaya başlamış olsamda gözlerim istemesizce oraya kaymaya devam ediyordu.

  "Daha ne kadar izlemeyi düşünüyorsun? Sudan yüzün aşınacak birazdan" kapşonlu çocuk rahatça sorduğu sorusuyla daha da ilgimi çekmişti. Eski kafalı bir toplumda böylece rahat haraket etmek her zaman gözümde paha biçilemez olmuştu.

  Kimin ne düşündüğünü hunharca takan insanları hep itici bulurdum ama aynı zamanda hak da verirdim. Kimse insanların kendisine yaratık gibi bakmasını istemezdi. Kaldı ki böyle bir toplumla bu kesin olacak bir olaydı.

  "Hayran kaldım" her zaman açık sözlü bir insan olmuştum.
"Fotoğrafımızı çekip yayabilmek için fırsat kolluyorsan çekinme" beklemediğim cümle karşısında bir iki saniye sessiz kalmıştım. "Ya da size katılayım?"

  En fazla ne olabilir ki düşüncesiyle ağzımdan dökülen kelimelerle kapşonlu çocuk arkasını dönüp bana anlamsızca bakmaya başlamıştı. Emirhan'da aynı şekilde ne dediğimi sorgular şekilde bana bakıyordu.
Hafif tebessümle onlara yaklaşmaya başladım.

  Kapşonlu hafif Emirhan'dan ayrılıp tam olarak bana bakmaya başlarken çoktan yanlarına varmış, duvara yaslı olan Emirhan'ın çene kemiğine küçük bi buse kondurup, kokusunu içime çekmiştim. Tek kelime dahi konuşmuşluğumuz olmayan bir insana ilk yaklaşımım normal dışı olsada bundan keyif almıştım.

  Kapşonlu sırıtmaya başlamışken, Emirhan geldiğimden beri değişmeyen ifadesiz mimikleriyle bana bakmaya devam ediyordu. Bu biraz garip hissettirsede ufak dokunuşlarımdan pişman değildim. Eğlence arayışlarında bulunmayı severdim.

  "İsmin ne senin?" Kapşonlunun sırıtmayı bırakmış düz sesini duyduğumda Emirhan'da olan gözlerim onu bulmuştu. "Noyan" sen anlamında bakış attığımda "Deniz" demişti.

  "Sevgili misiniz?" Sorduğum soruyla Deniz yine sırıtmaya başlamıştı. "Bunu grup teklif etmeden sormalıydın sanki?" cümlesine ne kadar hak versemde, sevgili olsalarda yine sorumu sormaktan çekinmeyeceğimden emindim.

Zamanla | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin