13

4.8K 239 30
                                    

  Saat öğlen ikiye geliyordu ve hâla uyuyor muydu? Kapıyı açtığımda arkası kapıya dönük üstü battaniye ile örtülü ve sanırım uyuyan bir Ekin karşılamıştı beni.

  Oda siyah temalıydı ve bâya uğraşılıp özenle dizayn edildiği belliydi. Fear salonunu evi gibi kullandığını babamdan laf arasında duymuştum. Burası da onun kaldığı yer olmalıydı.

  Yavaşça yatağa yaklaşıp boş olan tarafına oturduğumda kafasını hafif çevirip bana baktı. Gözleri şaşkınlıkla açılırken sadece benim tarafıma dönmüş yatmaya devam etmişti.

  Arkadaş olmasakta birbirimizin yanında rahattık. Kendimizi kasmadan haraket ediyorduk.

  "Boş gün seç maçın var." Konuya dirkt girmek daha iyiydi.

  "Anlamadım?"

  "Görkemle dostluk maçın. Zaman, mekan ver."

  Gözlerini devirip bana arkasını dönmüştü. Bu onun dilinde "git" demek oluyordu.

  Buraya asla adımımı atmazdım ama Görkem'in mutlu olmasını istiyordum. Bu maçı aylarca beklemişti. Kolay pes etmek kavramını aklımdan tamamen atıp gelmiştim buraya.

  "Bu saatte uyuyor olacağını asla düşünmezdim."

  "Başım ağrıyor."

  "Hap içtin mi?"

  "Evet."

  İçerisi cidden çok sıcaktı ve bu sıcaklıkta baş ağrısı asla geçmezdi. Yataktan kalkıp camı açtım.

  "Ne için geldin Noyan?"

  Cam tarafına doğru uzandığı için şuan yüzlerimiz karşılıklıydı.

  "Görkem maçı."

  "Yoğunum."

  Göz deviren taraf bu sefer ben olmuştum.

  "Bir saatini ayıramayacak kadar yoğun olamazsın."

  Cümlemin bitmesine kalmadan Ekin'in çalan telefonu doldurmuştu odayı. İstemsizce komodin de duran telefon ekranına baktığımda "Pamir" arıyordu.

  Bu durumda kesinlikle bir şeyler vardı. Ekin Fear'ı riske atıp başka bir gruptan sevgili yapacak biri asla değil.

  Telefonu meşgule atıp, sesini kısıp ters bir şekilde komodinin üzerine geri bıraktı.

  "Neden böyle bir şey yapayım?"

  "Çünkü sana yardım etti." Aynı zamanda kafamla telefonunu gösterdim. Çene kaslarının gerildiğini fark etmiştim.

  "Yazarım boş bir zamanda."

  "Anlaştık."

  Diğer tarafına geçip bende yattığımda bana bakmış daha sonra "of"lamıştı.
Sadece uğraşmak istiyordum ve bunun farkındaydı.

  "Anlaştık ve git artık."

  "Ziyarete geldim o kadar. Ne hor bir misafirperversin."

  "Senin ki misafirlik değil çatkapı gelmek."

  "Sonuç olarak buradayım."

  Bu sefer tamamen bana dönmüş nefeslerimizin anlık karışmasına sebep olmuştu. Ona yakın duruyordum ve birdenbire dönmesi ortamı farklı hâle sokmuştu. Anında geri çekildiğinde hâla aynı pozisyonda kalakaldım. Yakından ilk defa incelemiştim ve o cidden güzeldi.

  Görkem'in ondan hoşlandığını az çok kestirmiştim ve şuan hak vermiştim ona. Kardeşime yakışır güzellikteydi sevdiği.

  Kontrolsüzce zihnimde Deniz ve Emirhan aynı anda belirdiler. Deniz tatlı ama sert mizaçlıyken Emirhan sert ama tatlı mizaçlıydı. İkisi de son birkaç gündür hayat felsefemin tahtlarına oturmuşlardı ve kolay da inecek gibi değillerdi.

  "Gitsen iyi olacak sanırım."

  "Vakit geçiririz diye düşünmüştüm."

  "Anlamadım."

  Hafifçe üstüne eğilip boynuna yaklaştığımda elleriyle omuzlarımdan geri ittirmiş sorgular şekilde bakmaya başlamıştı.

  "Pamir'e vermedin mi zaten? Ne olacak ki?"

  Buraya iki amaç için gelmiştim ve birisi tamamken diğerini de halletmeden ayrılmak istemiyordum. Gerçekten merak ettiğim bir konu olmuştu Pamir ve Ekin ilişkisi ama Ekin'den bunu düzgünce konuşarak öğrenemeceğimi daha demin telefon olayında fark etmiştim.

  "Ne saçmalıyorsun!"

  "Hadi ama nereye kadar saklayabileceğinizi düşünüyordun? Bilmiyorum mu sanıyorsun?"

  "Ne demek istediğini anlamıyorum. Aramasından şüphelenip böyle konuşuyorsan yarın maçımız var."

  Kesinlikle yalan söylüyordu. Ekin'i yıllardır tanıyordum ve ses tonundan bile anlardım.

  Boyununa tekrar yaklaşacağım sırada ellerini yine siper olarak kullanacakken tek elimle bileklerinden tutmuş göğüsünün üstünde sabitleyip üstüne eğildim. Pamir'den kalan herhangi bir iz var mı görmek istiyordum.

  Daha da yaklaşıp incelediğimde herhangi bir pürüz, yara veya morluk görmemiştim boyununda. Altımda haraketlendiğinde daha da sert tutmuş haraket alanını oldukça kısıtlamıştım. Bunun antrenmanlarını Rol de çok çalışırdık.

  Rol savunma konusunda uzmanken Fear hücumda uzmandı. Ekin'den her an ters bir haraket görebileceğimden bende kendi haraket alanımı kısıtlamıştım ve böylesi gerçekten zor oluyordu. Pamir beni düşürdüğün hallere bak!

  Aralarında bir ilişki varsa kimse fark etmeden el atlamlıydım. Pamir bâya gelir getiren bir dövüsçüydü ve olmayacak şeyler için kaybetmek akıl kârı değildi artı Ekin gibi bir rakibi de kaybetmek istemezdim. Tabii Pamir toplantı günü yaptığı şeyin hesabını ağır verecekti o bambaşka bir konuydu.

  Ekin altımda daha çok güç uygulamaya başladığında üstüne daha çok abandım. Sırtında da izler yoksa emin olacaktım.

  Bileklerini benden kurtarmak adına daha fazla kuvvet uygulamıştı. Onu korkutuyor muydum emin değildim. Şuana kadar hiç ses etmediğinden yüz ifesini görmek adına vücudunda ki gözlerim gözlerine kaydığında kaynar sular üstüme dökülüyormuş gibi hissetmiştim.

  Gözleri dolmuştu. Şaka değil gözleri dolmuştu. Anında üstünden kendimi çekip yana oturduğumda anında kalkmış odada ki lavaboya koşar adımlarla varıp kapıyı kilitlemişti.

...

  Düşüncelerinizi merak ediyorum yorumlarınızı görmek benim için önemli ve vote atmayı unutmayın lütfenn

Zamanla | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin