3

10K 432 55
                                    

  Sınıftan içeriye girdiğimde gözlerim ilk Emirhan'ı aramıştı. Amfinin genişliğinden bulmam zaman almış olsada simsiyah kıyafetleriyle en arkanın bir önünde kafasını masaya koymuş olduğu kollarına yaslamış uyuklar pozisyonda gördüğümde istemsizce gülümsemiştim.

  Çantamı yanına bırakırken özenle ses çıkartarak yapsamda kafasını kaldırıp bakmamıştı. Hoca geldiğinde de kafasını kaldırmamıştı. Uyumadığına emindim ve içimden bir ses benden rahatsız olduğunu söylüyordu. Yinede yer değiştirmeyecektim.

  Ders başlayalı tahminimce yirmi dakika kadar olmuştu ve cidden sıkılmaktan patlayacak derecedeydim. Sıkıntıdan ellerimi Emirhan'ın kömür karası saçlarına götürmüş oynamaya başlamıştım. Yumuşak ve bakımlılardı.

  Kafasını kaldırmadan boşta kalan eliyle elimi ittirmiş masanın ortasına çantasını koymuştu. Bu tepkisine gülümsemeden edememiştim. Sanki ben o çantayı oradan kaldıramazdım. İlkokul çocukları gibi sıraya kalemle çizgi çekmediğinde şükürdü en azından.

  Pekte etki etmeyen çantanın üstünden tekrar saçlarına dokunduğumda "Temas bağımlısı felan mısın?" Sesi uyarıcı tondaydı. Başkası olsa belki çekinebilirdi ama pek de taktığım söylenemezdi. Bu tonlu uyarmaları hayatım boyunca çok kez duymuştum.

  "Yumuşacıklar" derin nefes çekmişti içine ve kafasını kaldırmış dikkatlice bana bakmaya başlamıştı. "Ne istiyorsun?" Bir şey istemiyordum. Sadece ilgimi çekmişlerdi ve tanımak istiyordum. "Tanışmak" bir şey söylemeden kafasını sıraya geri koymuştu. İlk önce Deniz ile aramı sıcak tutmak daha iyi olacak gibiydi.

---

  Hoca dersten çıkınca sınıfa Deniz girmişti. Gözleriyle etrafı taradığı sırada gözgöze gelmiştik ve gülümsemiş hafif baş selamı vermişti. Bende aynı şekilde selam verdiğimde elimle yanımı göstermiştim. Gösterdiğim tarafa bakınca daha geniş gülümsemiş bu tarafa gelmeye başlamıştı. Emirhan gerçekten uyuya kalmıştı.

  "Nasılsın?" Samimice sormuştu. "İdare eder. Sen?" Yüzüme daha dikkatli bakmaya başladığını fark ettiğimde nedense tuhaf hissetmiştim. "İyiyim sağol da ne oldu sana?" Ekin'den kalan saçma sapan yaralardı. "Mahalle kavgasına karıştım" anladım anlamında kafasını salladıktan sonra geçmiş olsun deyip Emirhan'a doğru eğilmiş, kulağına fısıldamaya başlamıştı.

  Ne dediğini duyamasam da Emirhan gülümseyerek kaldırmıştı kafasını sıradan. Gözlemlediğim kadarıyla gerçekten iyi anlaşıyorlardı.

  "Şimdi ne yapacaksınız?" Bazen gerçekten yüzsüz olabiliyordum. Deniz afallamış şekilde bana bakarken Emirhan gözlerini tahtaya dikmiş ifadesizce bakıyordu.

  "Öğle yemeği yemeyi düşünüyorduk." tanışmak için güzel fırsattı. "Bende yemek yemeye gidecektim. Katılabilirim sanırım?" İkisinden de tepki alamadığım kısa sürede Emirhan sonunda sıradan kalkmış kapıya ilerlemeye başlamıştı. Bizde Deniz'le arkasından yürümeye başladık.

  "Garipsin" kaybedecek bir şeyim yoktu. "Duyarım genelde bu tabiri" Deniz beni biraz daha incelemiş daha sonra önüne dönmüştü.

  "Ne yiyeceğiz?" Bu önemli bir soruydu. "Köfte ekmek" cevabı Deniz'den beklerken Emirhan'ın cevap vermesi mutlu etmişti beni.

  Köfte ekmek severdim ama yemeyeli uzun zaman olmuştu. Dövüşler için sürekli fit kalmam gerekiyordu ama bugünlük tolerans gösterebilirdim.

  "Sever misin?" Deniz'in sorusuna olumlu yönde kafa sallarken çoktan okul çıkışına gelmiştik. Beş dakika kadar süren yolda kimse tek kelime konuşmamıştı. Pek istenmediğimin farkındaydım ama inata çevirmeye başlamıştım bu işi.

  Yemeklerimizi söylemiş, yemeğe başladığımızda bile hala kimse tek kelime konuşmamıştı. Emirhan'dan zaten beklemiyordum ama Deniz'de büyük bir ihtimal Emirhan'dan dolayı benimle pek iletişime geçmiyordu.

  "Burdan sonra ne yapacaksınız?" Birinin artık konu açması gerekiyordu.
"Niye orayada mı geleceksin?" yan gözle Emirhan'a baktığımda sorusunda gerçekten ciddi görünüyordu ve rahatsızdı.

  "Konu açmaya çalışmıştım sadece" herhangi bir mimik göstermeden yemeğini yemeğe devam ediyordu sanki hiç konuşmamışım gibi. "Ya duydunuz mu oje fiyatları 10 lirayı geçmiş" Deniz'in ortamı dağıtmaya çalıştığını anlayabiliyordum.

  İkimizden de dönüt alamayınca oda sessizce yemeğine geri dönmüştü. Sessizlikle süren yemeğimiz bitince ilk kalkan Deniz olmuştu. Bu ortamda gerildiğini fark etmiştim zaten. Emirhan'la hemen arkasından bizde kalkınca kapıda Deniz bana görüşürüz anlamında el sallamış benimde karşılık verdiğimi görünce Emirhan'ın omzundan kolunu atıp ters yönüme doğru ilerlemeye başlamışlardı.

  Bu ilk arkalarından bakışım olmuştu ama aynı zamanda da son olacaktı. Tam anlamıyla inata çevirdiğimi altın harflerle yazmıştım düşüncelerime.

Zamanla | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin