BÖLÜM 36

24.8K 1.7K 206
                                    

Gencer'den...

Tüm gece asker olup nöbet tutmuştum.

Gözlerime uykusuzluktan ağrı giriyordu. Uyuyamadım bari kahvaltı yapayım diyerek sabahın sekizinde kahvaltı masasını hazır ettim.

Hazır olan çayla birlikte Alya'yı uyandırıp uyandırmamak konusunda zihnimin içinde hesaplar yapıp duruyordum.

Yattığı odanın kapısına elli defa gidip geri gelirken bir türlü cesaret edemedim.

Dün yaptığım tavrı sorarsa ne diyebilirdim içimden defalarca yanıtları bulup defalarca da onaylamadım.

Neyse ki o beni bu muhabbete maruz bırakmadan kalkıp elini yüzünü yıkadı ve masaya geldi.

Tek kelime dahi etmeden kahvaltımızı ettik.
Kırılmıştı bana bu duruşundan, bakışından dahi belliydi.

"Bugün akraba ziyareti yapacakmışız."

Annemin telefon açıp haber verdiğini ona iletirken bile oralı olmadı.

Çok kızmış olmalıydı bana. Beni görmemezlikten geliyordu.

Ve sürekli susuyordu ki bunu asla sevmiyordum. Dilsizlik ile sınanmıştım. Bunu yapması canımı yakıyordu.

Hazırlanıp evden çıktığımızda esneyerek annemlerin kaldığı kata indim.

Kızlar beni gördüğünde kıkırdamaya başladı. Dün gece aklıma gelince başımı utançla önüme eğip dışarı çıktım.

Arabayı çalıştırdığımda Alya yan koltuğa oturup kemerini bağladı.

Bahçeden çıkarken annem el salladı arkamızdan.

Birlikte tüm tanıdıklarımızı gezerken bütün büyüklerimizin elini öptük.

Son olarak dedemin en yakın arkadaşı Dursun dedenin evine geldiğimizde kapıyı çalıp beklemeye başladık.

Dursun dedenin torunu kapıyı açtığında selam verip içeri geçtik.

İçeri girer girmez, Dursun dede bana sarılıp Alya'nın duymasını istemediğim lakabımı söyledi.

"Uy dilsuz Uşağum gelmuş."

Alya'ya minik bir bakış atıp Dursun dedenin elini öptüm.

Yüzündeki ifadeden bir şeyleri çözmeye çalıştığı bariz ortadaydı. Benimle ilgili duyduğu yeni kavramı algılamaya çalışıyordu.

Bozuntuya vermeden konuştum.

"Dursun dede bu eşim Alya."

Alya alışmış olacak ki benim gibi elini öptü.

Dursun dede sevecenlikle karşıladı bu hareketini.

"Torinim kur sofrayi."

Buraların adeti eve gelene masa kurmadan gönderilmezdi. Her gittiğimiz evde ayıp olmasın diye yemekten midem ağzıma geliyordu artık.

"Dursun dedem Allah razı olsun ama biz yeni yedik."

Kaşlarını çatıp bana kızgın bir bakış attı ama sonra söylediğime ikna olmuş olacak ki bir kahve ile yırttık.

SIRR-I KADER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin