6. BÖLÜM : HATIRA

113 38 5
                                    

“Anlat bakalım Abella sen bu intikamın neresinde yer alıyorsun?”
...

Dacian'ın yüzüne anlamsızca bakarken o bana birkaç  adım attı. Eş zamanlı olarak kaşlarım çatılırken hala onun neyi ima ettiğini anlamaya çalışıyordum.

“Ne demeye çalışıyorsunuz?”

Hafif meraklı biraz da korku dolu sesim ortamda asılı kalırken olayları anlamaya çalışıyordum. Ne intikamından bahsediyordu bu? Zaten gördüğüm rüya, duyduğum koku, buraya gelmem vb. derken kafam allak bullak olmuştu
“Abella oturmak ister misin?”
Alex ‘in sesi kulaklarımı doldururken bakışlarımı ona çevirdim, onaylarcasına  kafa sallayıp yanına dogru ilerlemeye basladım.Burada güvenebileceğim tek kişi oydu sanırım.
Benim için eski ama değerli görünen ahşap sandalyeyi çekerken bende bakışlarımı tam karşıma oturan Dacian 'a çevirdim . O da sessizce beni izliyordu.
Ona bakmayı kesip yan tarafıma oturan Alex' e diktim gözlerimi. Biraz anlamsız bakmış olmalıyım ki
"ne var"  dercesine omuzlarını ve kaşlarını kaldırmıştı . Onun bu cocuksu haline tebessüm etmek istesemde içinde bulunduğun durum ve yaşadığım belirsizlik buna izin vermiyordu.

“Artık konuya geçsek. Ne intikamından bahsediyorsunuz?”

Ellerimi masanın üzerinde birleştirmiş ciddi bir ses tonuyla sormustum.

“Kısa bir süre sonra öğreneceksin zaten şimdi bunu sormana gerek yok”

Alex 'in kısa ve net cevabı  sinirlerimin gerilmesine neden olmuştu . Niye şimdi değilde sonra öğrenecektim. Hem neyi öğrenecektim . Gerçekten ne intikamından bahsediyordu bu iki motorlu serseri. Daha onları tanıyalı bir hafta bile olmamıştı .Bu deli saçmalıklarını dinlemiyecektim.Tamam Alex' e güvenip buraya kadar gelmiştim ama sırf bazı bilinmezliklerime cevap bulmak içindi ancak bu ikisi kafamı daha da karıştırmaktan ayrı hiç bi' işe yaramamıştı.

“Beni niye buraya getirdin o zaman ?”

Alex'e kızgın gözlerle bakarken o umursamazca sırıttı.

“O istedi”

Dacian mı istemişti. Dacian'la gözlerimiz buluşurken sandalyesinde biraz geri kaydı.

“Sevgilimin arkadaşını tanımak istedim”

Ah Lucy sen nasıl adamlara bulaştın.Hem ben Lucy 'nin önemli bir arkadaşı değildim ki .Muhabbetimiz tren dışına çıkmazdı bile .

“Her neyse. Siz kimsiniz ne işler karıştırıyorsunuz bilmiyorum ama bana açıklama borçlusunuz.”

Cümlelerim korkusuz olsa bile sesim bunu yanıltır nitelikteydi. Hadi ama kim tanımadığı yada yeni tanıştığı iki adamla, efsanelere konu olmuş o korkunç karanlık çağda böyle dar karanlık ve sessiz bir odada olsa korkardı.

“Size diyorum beyler.”

Onlar benim bu halime hiçbir tepki vermezken sorularımı Dacian'a yönelttim.

“O trendeki sendin demi dilenci kılığındaki”

Kaşlarımı soru sorarcasına kaldırmıştım.

“Bilmem sen karar ver”

O böyle söyleyince şüpheye düşmüştüm .Sonuçta böyle bir adam neden  öyle bir kılıkta dolansın ki.Ama trende aldığım koku Dacian' in kokusuyla aynıydı.Aklım gerçekten karışmıştı.

“Peki rüyamdaki, o da sendin”

“Bunu bende çözemedim.”

Yine sinir bozucu bir cevap vermişti.
Buraya gelmek aklımı karıştırmaktan başka hiçbir işe yaramamıştı. Sandalyemden yavaşça kalkarken Alex 'e baktım.

KARANLIĞIN EFSANESİ #Wattys2017Where stories live. Discover now