8.BÖLÜM : GERÇEKLER

69 17 6
                                    

İki haftadır sessizlik etrafı kuşatmıştı. Havanın soğukluğu insanların evlerine çekilmesini sağlamış yaşam durgunlaşmıştı. Artık rüya görmüyordum . Son olaydan sonra kimseyi görmek istememem oldukça normaldi. Anormal olan ise düşüncelerimi biliyorlarmış gibi Dacian ve Alex 'te ortalıkta gözükmüyorlardı. Koskoca iki hafta düşüncelerimi toparlamam için oldukça iyiydi. Topladığım bilgiler birçok şeyi açıklıyordu. Dacian bir intikam istiyor olmalıydı . Lucy ise bir avdı. Geçen sefer gittiğim karanlık çağda elime geçen kitap benim için bir hazineydi. Yazılardan bir şey anlamamıştım. Çizimler benim için efsanenin kanıtıydı. Dacian kralın oğlu Lucy ise ölmesi gereken kızdı. Ben intikamın neresindeydim ? Bunun cevabını da uzun süre bulamayacaktım.

Birkaç gündür devam eden kavganın sesleri odama ulaşıyordu. Teyzem ve büyükannem arasında süregelen tartışma hâlâ devam ediyordu. Karışmak istemiyordum. Teyzemin yarın evlencek olması benim için sorun değildi. Aynısını Carina için söyleyemezdim. Büyükanneme göre erken karar verilen bu evlilik hataydı. Başta kabul etmişti ama bu kadar hızlı evlenmelerini kabul etmiyordu. Birbirlerini yeterince tanıdıklarını düşünmüyordu. Her şeye rağmen teyzem ve müstakbel eşi bütün organizasyonu hazırlamış yarını bekliyorlardı.

Akşamın karanlığı üstümüze çökmüştü . Yemekten sonra herkes odalarına geçmiş kendi dertleriyle köşeye sinmişti. Haftalardır uğraştığım elbiseleri bugün bitirmiştim. Alice 'in gelinliği bitmişti. Kendi elbisem ve Carina 'nın elbisesinin son dokunuşlarını bugün tamamlamış odalarına bırakmıştım. Büyükannem düğüne gelmeyeceğini söylesede teyzem onu ikna edebilmişti. Günün yorgunluğuyla derin bir uykuya dalmıştım

Zaman su gibi akıyor düğünün karmaşasıyla vaktin nasıl geçtiği anlaşılmıyordu. Her şeye rağmen teyzem ve Lucy'nin babası evlenmişti. Bir çok misafir davet edilmiş. Düğün devam ediyordu. Ben de teyzemin mutluluğuna ortak olmuştum. Büyükannem bile o huysuz tarafını bırakmış etrafta şuh kahkahalar atıyor tebrikleri kabul ediyordu . Saatler ilerlemeye devam ederken arkadaşlarımın toplandığı masada sohbet uzamış herkes eğlencenin büyüsüne kapılmıştı. Uzun süredir görmediğim Lucy bugün düğünde mutlulukla dolaşıyordu. Gerçekleri bilseydi bu kadar mutlu olabilir miydi ? Söyleyip söylememek arasında bocalamış. Sonuç olarak söylememeye karar vermiştim. Bana inanmayacağını düşünüyorum. "Ah Lucy çok sevdiğin sevgilin bir katil ve öldüreceği kişi sensin ." Bu saçmalığı kimse kabul etmez. Hele Lucy kesinlikle delirdiğimi düşünecek. Şu an sessiz durmak istiyorum. Onu kurtarmak için bir planın var mı deseniz . Yok ! Benim gibi bir kız sadece elbise diker yapabileceğim tek şey Dacian'a dikiş ignelerimi batırmak olacaktır.

Gözlerim bütün gece boyunca Lucy üzerindeydi. Salonun ortasında arkadaşlarıyla dans ediyordu. Bakışlarımı farkettiğini biliyordum. Gülümsedi. Bana doğru adımlarını attı. Bir kaç adım geri gittim. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Lucy 'nin arkadaşı kolundan çekmiş adımlarını kesmişti. Kulağına fısıldadıkları Lucy'nin ilgisini çekmiş olmalı ki gözleri parlamış gülümsüyordu. Çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Merak duygusuyla takibe koyuldum. Havanın keskin soğuğu bedenimi sarmıştı. Karanlığa doğru hızlı adımları göze çarpıyor merakımı körüklüyordu . Ayın ışığını bölen ağacın arkasına doğru ilerledi . Birden kolundan çekilmesiyle gözden kaybolmuştu. Çığlığımı güçlükle bastırmış o ağaca doğru ilerlemeye başlamıştım. Bu cesaret nereden geliyor acaba ? Kendimi ifşalamamak için karanlığa sığınmıştım. Ağaçların bedenimi örtmesini sağlamıştım. Beni sinir eden kahkaha sesleri Lucy 'ye aitti. Durduğum yerden onları net bir şekilde görüyordum. Bu kadar gülünecek ne söylüyordu aptal adam ! Lucy katiliyle oldukça mesuttu. Ölüm çığlıkları atarken de böyle gülebilecekmiydi miydi ? Sinirle geldiğim yerden geri dönecektim . Ne halleri varsa görsünler. Arkamı dönmem ile tiz bir çığlık gecenin sessizliğini bölmüştü. İçime dolan bir his artık geç kaldığımın nişanesiydi. Korkuyla ona doğru ilerledim. Bir tane adam Dacian'ın yüzüne sert bir yumruk atmış ikiside yerde yuvarlanıyordu.

" Burada neler oluyor ?" Sesim fısıltı gibi çıksada Dacian'ın dikkatini çekmişti. Üzerindeki adama bir kaç yumruk salladı. Adam altta kalmıştı . Yüzünü kapayan bez parçasını yırtacak açtı.

"Alex!" Dacian'ın şaşkınlığından yararlanan Alex cebindeki şırıngayı Dacian'ın boynuna saplamıştı. Korkuyla çığlık atmış yere yığılan Dacian ' a doğru koşmuştum . Bedenim titriyordu. Titreyen ellerimi yüzüne koydum .

"Neden yaptın? " sorum Alex'e yönelikti. Gözlerime acıyla bakmıştı.

"Üzgünüm Abella , onu korumam lazım "

"Ne ?" Ne saçmalıyordu bu adam. Yerimden öfkeyle kalktım. Ayaklarım yere çakılmış gibiydi. Sadece gelişmeleri izliyordum. Alex ağacın dibine çökmüş olan Lucy'nin kolundan tutmuş ardından Dacian 'a dönmüştü . Son bir kez de bana bakmış teskin edici cümlelerini fısıldamıştı.

"Iyi olacak "

Karanlığa doğru koşmaya başlamıştı. Lucy de yanında götürmüştü. Ben ise soğuk toprağın üstüne çökmüş. Aklımın olayları kabullenmesini bekliyordum.

KARANLIĞIN EFSANESİ #Wattys2017Where stories live. Discover now