9.BÖLÜM : TATLI

57 18 8
                                    

Beğenip beğenmediğiniz yerleri söyleyin hatalarım varsa düzeltmek isterim. Yorumlarınız önemli :)

Hızlı aktığını düşündüğüm zaman şu an benim için durmuştu. İnsan nedenlerini anlamadığı olayların karşısında bocalamadan edemiyordu. Bilmiyorum, ne yapmam ya da yapmamam gerektiğini . Soğuk toprağa çöken bedenim önümde uzanan vücuda odaklanmıştı. Alex 'in yaptıklarına rağmen ona güveniyordum aptalın tekiyim . "Iyi olacak " demişti.  Iyi olmasını bekliyorum. İnsanlar meraklarına yenilmiş neler olduğunu görmek için ayaklanmıştı. Sesleri yaklaştıklarını gösteriyordu. Dacian 'ı görmemeleri için bir şeyler yapmalıydım. Nasıl açıklardım olanları ? Lucy gitmişti. Her şeyden kaçan korkak olur muydu? Ben kaçsam... Ayağa kalkmak için avuçlarımı toprağa destek amaçlı bastım. Panik yapmamalıyım. Konuşmaları ayırt edebileceğim kadar yaklaşmışlardı.
  
" tatlım sesleri sende duydun değil mi ? Kadın çığlıkları gibiydi . Burada kimse yok . Ağacın oraya bakalım.  Millet buraya gelin. "  

Bizi görmelerini engelleyen tek şey ağaçtı . Ve onlar ağaca doğru geleceklerini söylemişlerdir.

"Daciann! Uyan lütfen  . Uyanmalısın ."

Bedenini  sarsmam işe yaramıştı. Şaşkınca bana bakıyordu.

"Çok tatlı "   

Ellerimi dudaklarımla kapadım . Söylediğimi duymamalıydı. Ama şaşkınlıkla açılan ağzı ve dudakları o kadar tatlıydı ki kendimi tutamamıştım. Hala bana bakıyordu. Gözleri etrafı taradı yaşananları hatırlamış şaşkınlığı çatık kaşa  terfi etmişti. Artık tatlı değildi. Daha çok sertti . Bedeni daha atikti. Ben hala çöktüğüm yerden ona bakıyordum. Ben hep ona bakıyordum. Kolumu sertçe kavramış peşinden sürüklüyordu. Bir planı olmalıydı. Ve benim bu plandan haberim yoktu. Yaşananlar benim etrafımda dönsede hiç bir şeyden haberi olmayan ya da en son haberdar olan kişi bendim. Hızlı koşuyordu. Onu yavaşlatan bendim . Elbisemin etekleri ayaklarıma takılıyordu. Soğuk hava ciğerlerime girmeden önce geçtiği yerleri kurutuyor sızlatıyordu. Taş ve çalılar işin cabasıydı. Yoruldum .

"Dur!" 

Benden bu kadar. Artık bize yaklaşamazlardı. Durdu bana döndü.  Nefesimi düzene sokmak için ellerimi dizime dayamıştım. O ise ayakta dikilmiş. Öfkeyle bana bakıyordu. Neye kızdı acaba .  Emir cümleme mi yoksa onu yavaşlatmama mı?

"Geri döneceğim. Merak edecekler."

Geri dönüp teyzemin mahvolan düğününü düzeltmeliydim. Neyi düzeltebileceksem! . Kaçmam başlı başına aptallıktı . Alayla sırıttı. Hep ukala .

"  Ya öyle mi ? Ne diyeceksin Bella? Lucy ' nin hain biri tarafından kaçırıldığını ya da onun kaçırılmasada öleceğini mi ? Sen neden  burada olduğunu bile açıklayamazsın!"

"Beni küçük görmeyi bırak aptal . Çok biliyorsan sen düzelt . "

Beni küçümsemesinden bıkmıştım. Lucy'yi öldürecekmiş! Alex 'in onu kaçırmasından memnunum. Dacian 'dan kurtarmıştı. Ya  Alex zarar  verirse. Ah , yeter ! Sanki koruyucu meleğim.

"Seni küçük görmüyorum Abella . O aptal adamı ve yanındakini bulup öldürmek istiyorum. Öfkem o kadar tazeki . Senin davranışların kafamı karıştırıyor.  "

"Kafanı mı karıştırıyorum? Sevindim. Benim kafam ne halde Dacian ! Senin yanında neden geliyorum ? Aptal intikamınız da bana düşen görev ne ? Alex sana neden zarar verdi ?.. kimin kafası çorba Dacian"

Sorularımı cevaplayacaktı. Hissediyorum. Bir yandan konuşurken diğer yandan yürüyorduk. Ormanlık alandan çıkmış tren istasyonuna girmiştik. Saat geç olsada son seferin geçmediğini biliyordum. Dışarının soğuğu eski istasyonu teğet geçmemiş içine de sızmıştı. Diğer tarafımız ,aydınlık cağ ,oldukça moderken bu tezatlıklar gülünçtü.

"Yanımda durmanı seviyorum. "

Beni mi seviyor ? Hayır yanında durmanı seviyor . Ne fark eder ki . Kendini kandırmaya devam et Bella.İç sesim bile dalga geçiyor. Dacian gibi.

"Çok tatlı. "

Seviyorum kısmında takılıp kalan bana bakarken şaşkınlığıma gülümseyip   tatlı olduğumu söylemişti. Duymuştu! Ona tatlı dediğimi duymuştu. Hayır !

"Duydun ?"
 
Kahkahası evet demenin başka bir yönüydü. Utançla başımı eğdim. Rezillik .

"Beni tatlı mi buluyorsun ?"

Hala alay ediyor. Pislik. Gözlerimi kısıp sinirle ona diktim. Alaycı dudakları eski haline dönmüştü.  Konuyu değiştirdi. Fazla mı öldürücü baktım acaba ?

"İntikamın neresinde olduğuna gelirsek . Bilmiyorum. Rüyaların bu konuyla bir bağı var ve ben o bağı bulamadım "

Sesi kısık ama sertti.

Bilinmezlik herkes gibi onunda sinirini bozuyor olmalıydı.  Trenin sesi ayaklanmamızı sağlamıştı.

"Dacian nereye gidiyoruz ?"

Elimi sıkıca tuttu ve hareket eden trene doğru atladı. Beni de peşinden sürüklüyordu.  Yanında olmanı seviyor . Evet öyle söylemişti. Seviyor. Gürültüye rağmen söylediğini duymuştum.

" Evime gidiyoruz Bella"

KARANLIĞIN EFSANESİ #Wattys2017Donde viven las historias. Descúbrelo ahora