5. Bırakma Beni

68.7K 3.8K 556
                                    

Keyifli okumalar....


Muğla'dan döneli on beş koca gün olmuştu. Karahan bu on beş gün içerisinde Ankara'daki oteli ziyaret etmişti. Oradan Antalya'ya geçmişti. Bugün döneceğini Ela'dan öğrenmişti Nazlı.

Aralarında geçen telefon görüşmeleri sadece iş üzerine oluyordu. Karahan bir nefes alıp bekliyordu ama Nazlı telefonu kapatıyordu.

Beş güne kadar Aslı ve Yiğit geldiğinde Demirkan holdinge artık uğramayacaktı. Ama yine finans işi elinin altında kontrol halinde olacaktı. İki iş onu yormuyordu. Dahası iyi geliyordu. Çalışırken her şeyi bir süreliğine unutuyordu. Kendi kendine kaldığı zaman aklı kara sevdasından başka bir yere uğramıyordu. Kara sevdası çıkmaz sokak olup onu kalbini unuttuğu adama götürüyordu. Kalbi ondaydı ne kadar inkar etse ne kadar öfkesiyle kapatmaya çalışsa da kalbi ne yazık ki hala ondaydı.

Ama Karahan olunca sanki daha mı kolay oluyordu bu iş? Oldukça yorulduğunu hissetmişti son günlerde. Yerinden kalkıp odadaki ikili koltuğa uzandı. Topuklu ayakkabı giymek ne kadar hoş olsa da ayakları tam tersini söylüyordu. Saatine baktı. Akşam sekiz olmuştu. "Off" dedi. "Yine kaçırdım ikizlerin uyku saati gelmiş. Hayatta yetişemem."

Kararan havanın ve yorgunluğun verdiği ağırlığa daha fazla dayanamadı. Uykuya teslim oldu Nazlı.

Alnına değen ateşle uyandı. Kesinlikle ateşten bir parçaydı. Ne olduğunu anlayamadı. Gözlerini aralayıp bakınca karşısında kara kaplı defterini gördü. Hani şu kapattıkça rüzgarın savurup geri açtığı. Alnında hissettiği ateş... Öpmüş müydü? Evet, kesinlikle öpüştü yoksa ne Nazlı'yı bu kadar yakabilirdi ki.

Öpüldüğünü yok saymak istedi. Tartışamayacak kadar uyku sersemiydi. Yine de "Yapma şunu," diyerek yattığı yerden doğruldu. Karahan onun kalktığı yere bıraktı kendini "Neyi?" dedi. Sanki az önce masum güzelliğine dayanamayıp öpen o değilmiş gibi. On beş gündür görmediği kızı öyle özlemişti ki öpmese olmazdı. Ve Nazlı ona itiraz edecek halde bile değilse bu fırsatı asla kaçırmazdı.

Elleriyle saçlarını düzeltti Nazlı. Bugün ensesinde güzel bir topuz yapmıştı. Kenarlardan firar eden bukleleri düzeltti. Uyurken bozulmuş olabilirdi. Şu an nasıl görünüyordu, bilmiyordu.

"Ne zaman geldin?" diye sorarak konuyu değiştirmek istedi Nazlı.

Elini alnına koyan Karahan "Yarım saat oluyor sanırım," deyince Nazlı saatine baktı. Dokuz olmuştu saat. Bir saattir burada uyuyordu. Ne zamandır buradaydı peki Karahan, onu mu izlemişti?

Telaşla ayağa kalktı. "Eve gitmeliyim," derken çantasını toplamaya başladı. "Sen neden eve gitmedin? Burada işin yoktu," diye sordu Karahan'a.

Karahan'dan cevap gelmeyince ona döndü. Gözleri kapalı eli başında duruyordu. Pek iyi görünmüyordu. Çantasını yerine bıraktı. Karahan'a doğru yürüdü. "Karahan," dedi, ama ses yoktu. Endişelenmesi gerekiyor muydu? Evet söz konusu Karahan ise gerekiyordu.

İyice yaklaşıp tekrar seslendi. "Karahan iyi misin?"

"Uzak dur Nazlı, sanırım hastayım ve sana bulaşmasını istemiyorum."

"Beni öperken aklın neredeydi? Çoktan bulaşmış olmasın."

Gözlerini zorla açtı Karahan, endişe ve merakla karşısında duran sarı saçlı güzele baktı. "Öptüm, ama sen öyle güzel uyuyordun ki engel olamadım.

Ona karşılık vermeden gözlerini devirdi. Elini Karahan'ın alnına dayadı. Karahan onun soğuk elini sıcak teninde hissedince rahatlama ile başını arkaya doğru bıraktı.

 Gidemezsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin