27. Kalbinde Karahan

36.1K 2.8K 253
                                    

Canlarım lütfen spoi yapmıyoruz. Sakin sakin okuyoruz. Yeni okurlar arafta kalmasın, bende şu yorum silme işinden kurtulayım diye dört bölüm peş peşe yüklüyorum.

Keyifli okumalar.

Kapıdan çıktı ama nereye gideceğini bilmiyordu. Dolan ve ardından boşalan gözleri etrafı görmesini engelliyordu. Odadan bir kaç adım atmıştı ki olduğu yerde durdu. Elinin tersiyle gözlerini sildi. Ama durmak bilmiyordu gözyaşları.

Biri abisi, baba yerine koyduğu, saydığı, sevdiği bir dediğini iki etmeyen canından çok sevendi. Diğeri kalbini işgal eden, ruhuna can veren, gözlerinin gördüğü kalbinin attığı tek adamdı. Neydi şimdi bu?

Kader miydi? Nasip miydi? Suç muydu? Suçlu kimdi?

Ya öldürülen... Peki o kimdi? Sekiz koca yılı mı? Kaybolan genç kızlığı hayallerle ve öfkeyle geçen sekiz yılın suçlusu kimdi? Ellerini yüzüne kapattı. "Sekiz yılımı acıyla kim öldürdü?" Abisi mi sevdiği mi?

Arkasından yetişen kızlar, etrafını sardı. Aslı'nın yüzündeki keder daha önce görülmüş değildi. Ha ağladı ha ağlayacaktı. "Nazlı vallahi ben çok sonra öğrendim. Ne yaptıysam sizin içindi." Aslı o dinleme cihazını koyduğunda bin pişmandı.

Aslı'yı gözü görmüyordu. Söylediği sözleri beyni algılamıyordu. Aklında dönen iki isim vardı. Yiğit ve Karahan. "Neden yaptılar bana bunu?" diye mırıldandı. Hiçbiri buna cevap veremiyordu. İçlerinde konuyu bilmeyen tek kişiydi Asya. Ve az önce o da Nazlı gibi öğrenmişti.

Aslı Nil'e dönüp fısıldadı. "Git abini çağır!" Nil yerinden ok gibi fırladı. Nazlı içinde kopan fırtınaların birinden çıkıp diğerine giriyordu. Hiçbir çıkış iyi bir yöne götürmüyordu.

"Canım bak olmuş bitmiş. Kız, bağır çağır ama lütfen ağlama!" dedi Aslı. Nazlı duvar gibi olmuş yüzünü Aslı'ya çevirip bağırmaya başladı. "Ne olmuş? Ne bitmiş? Senin haberin var mı ben nasıl yaşadım? Sen biliyor musun ben neler çektim? Hayatımın en güzel yıllarını ben her an ağlayarak geçirdim." Aslı put gibi olmuştu. Gözünü bile kırpamıyordu. Bu kadar büyük bir tepki beklemediği yüzünden belliydi. Gözlerinden dökülen her damla yaş Nazlı içindi.

Karahan'ın endişeli ve sert sesi yankılandı koridorda. "Ne oluyor burada?"

Ardından Yiğit ve Aras'ta gelmişti. Nazlı gözlerini abisi ve Karahan'ın üzerinde gezdirdi. Yiğit Nazlı'ya bir adım attı. Nazlı elini kaldırdı. "Gelme!"

Yiğit şaşkın bakışlarla izliyordu. "Ne, ne var? Ne oluyor?"

Nazlı elinin içinde sıktığı bandı geri sarmaya çalıştı. Zordu. Elleri titriyordu. Tek eliyle gözlerini sildi. Ve düğmeye bastı.

Kayıt cihazından çıkan konuşma iki kişinin birbirine söylediği her söz karşılarında tekrar ediyordu. Karahan gözlerini kapatıp başını geri attı. Bu olmuş olamaz, diye düşündü. Ama gayette olmuştu. Nereden çıktığını sormadı Karahan. Önünden giden çiçekte bir gariplik olduğunu anlamıştı zaten.

Yiğit tek elini alnına koymuştu. Hiç bir zaman bilmeyecekti oysa.

Nazlı kayıt cihazını yere fırlattı. "Ne bu?" deyip yine iki adamı göz hapsine aldı. Ama ikisinden de ses çıkmıyordu. "Ne sandınız? Nazlı aptal, kaldırılması kolay biriydi değil mi sizin için? Hiç öğrenemez mi sandınız? Herkes susacaktı. Nazlı ölene kadar hiç bir şey bilmeyecekti mi sandınız?" Avazı çıktığı kadar bağırdı.

Karahan Nazlı'nın ağlamasına dayanamıyordu. Bağırması hesap sorması umrunda bile değildi. Nazlı Karahan'ı tek kurşunla vurup öldürse bile Karahan'ın canı yanmazdı. Ama ağlamasaydı keşke... "Bunu konuşabiliriz Nazlı, ama lütfen ağlama!"

 Gidemezsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin