Justin: Ne demem gerektiğini bilmiyorum... Tüm gece düşündüm.
Justin: Tüm gece seni düşündüm.
Justin: Yazdığın onca şeyden sonra bir günaydın mesajından zarar gelmez, huh?
Justin: Günaydın. Umarım güzel bir gün geçirirsin. Ve şey... Gülümsemeyi unutma. Yüzünü bilmiyorum ama eminim gülümsemek sana yakışıyordur.
Bilinmeyen Numara: Oh! Justin. Günaydın!
Bilinmeyen Numara: Beni mutlu ettin. Bunu yapmana gerek yoktu aslında. Ben sadece düşündüklerimi yazdım.
Justin: Yinede... Bende teşekkür ederim. Birinin beni desteklediğini bilmek güzel.
Justin: Ve birinin seni sevdiğini bilmek.
Bilinmeyen Numara: Elbette. Öyle olmalı.
Justin: Öyle olmalı derken?
Bilinmeyen Numara: Sevilmedim. Karşılıksız olarak samimi bir tavırla sevilmedim. Bilirsin, seni uzaktan izleyip iç çeken birinin sevmesi başkadır, birde yatağa atmak için iki gün numara yapıp üçüncü günün sonunda 'bitti' deyip gitmek başka.
Justin: Bunu sana kim yaptı?
Bilinmeyen Numara: Çok kişi. Ama sorun değil. Ben seni seviyorum ve şuan umurumda olan tek şey bu.
Bilinmeyen Numara: Neyse, artık derse gir. Geç kalırsan Bayan Martin ile üç saat boyunca kütüphanede tıkılı kalmak zorunda kalırsın.
Justin: Hey! Bundan rahatsız olacağımı kim söyledi?
Bilinmeyen Numara: Kadının kalçalarına bir daha o gözle bakarsan onu yolarım, senin de gözlerini oyarım. Şimdi git. Hızlı ol.
Justin: Pekala... Kabul, bu sertti. Ve bunu sevdim. Yinede haklısın. Gitmeliyim. Görüşürüz.
Bilinmeyen Numara: Görüşürüz Bieber.
