46

49 4 0
                                    

5 sene sonra

"Hayatım, şu biberonu verir misin?" diye seslendi genç kadın.

"Tabii." genç adam masanın üzerindeki biberonu alıp eşine uzattı. Onun, bebeklerini yedirişini izledi. Gülümseyerek baktı küçük kızlarına.

Hemen sonra kadın ofladı ve lavaboya gideceğini söyleyerek bebeği adamın kollarına bıraktı. Beş dakika sonra geri döndüğünde rahat koltuğa kendini attı ve televizyonu açtı. Kanalları gezerken bir programda takılı kaldı.

Elleri titredi, dudakları bir karış açıldı ve gözleri büyüdü. Adeta şok olmuştu. Kalakalmıştı. Eşi, ona sorunun ne olduğunu sorarken kadının dudakları arasından sadece bir kelime çıktı.

"Justin?"

Ekrana büyülenmiş gibi bakıyordu. Eşi onu sarsıp iyi olup olmadığını sorarken işaret parmağını dudaklarına bastırdı ve ekrana yaklaştı.

Justin kocaman bir sahnede performans sergiliyordu. Hayranlar deli gibi çığlık atarken o tişörtünü çıkarıp dans etmeye devam etti, bir yandan şarkı söylüyordu.

"Evet, şimdi ekranlarımızda genç şarkıcı Justin Bieber. Son zamanlarda en çok konuşulan genç şarkıcı. Genç kızlar ona hayr..."

Spiker konuşmaya devam ederken kadının eşi televizyonu kapatıvermişti. Genç kadın sinirle ona döndü.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye bağırdı. Justin ile yaşadıkları bir bir gözlerinin önünden geçiyordu şimdi.

"Neyin var Norah?" dedi adam keskin bakışlarını kadına yönlendirip. Kadının sorusunu es geçmişti.

"Bir şeyim yok! Sorun da bu ya, hiçbir şeyim yok. Evlendiğimiz günden beri özel hayatım da yok." diye bağırdı tekrar Norah.

"Söylesene David, kızımızı kaç defa uyuttun? Hm, peki ya kaç defa yedirdin? Kaç defa bezini değiştirdin?" adam hiç konuşmuyordu şimdi. Çünkü Norah'ın söyledikleri onun ağzından çıkmaya cesaret edemeyen kelimelerini çoktan ezip geçmişti zaten

"İddiaya girerim ki şu çocuğa bir gece, sadece bir gece bile bakamazsın." deyip işaret parmağıyla kızlarını gösterdi. Bu yaptığı üzerine adam hırslandı.

"Sen öyle sanıyorsun," dedi. Düşünmeden konuştuğu belliydi. "Elbette bakarım."

"İyi, harika! Bu akşamı evde kızımızla tek geçir o zaman, ben gidiyorum." dedi ve üzerini değiştirmek için yukarı çıkarken kocasının homurdandığını duyup bağırdı tekrar. "Bari lafının arkasında dur, elit piç!"

Yukarı çıkıp üzerini değiştirmeye koyulduğunda telefonu çaldı. Ekranda yazan ismi gördüğünde rahatladı ve telefonu açtı.

"Efendim Vanessa?" bir yandan çantasına bir şeyler tıkıştırıyordu.

"Hey, Norah! Naber?" sesi heyecanlı geliyordu. Norah'ın cevabı da umurunda değildi, başka bir şeyler anlatmaya koyuldu...

"Justin Bieber şehrimize geliyor! Hemde bu akşam!" diye söze başladı Vanessa spiker taklidi yaparak. "İki biletim var, en ön sıradan. Zaten küçük bir bahçede yapılacak. Az kişi gelecek. Anlayacağın bu biletlere bayağı bir para harcadım. Ve tek arkadaşım sensin, ne demek istediğimi anlıyor musun? Bu akşam altıda konser başlıyor. Beşte seni alırım. İtiraz istemiyorum. Haydi görüşürüz."

Bu kızın çocukça hareketleri çoğu zaman Norah'ın keyfini yerine getirsede şuanki isteği apayrıydı. Norah bunu yapamazdı, değil mi? Hayır, yapamazdı.

unknown number // bieberМесто, где живут истории. Откройте их для себя