Norah: O sandviçin içinde ne vardı?
Justin: Dedim ya sır diye.
Justin: Söylemeyeceğim bebeğim zorlama.
Norah: Ama nedeenn?
Justin: Büyükannem, anneme yapardı. Annem de bana.
Norah: Sende kızımıza yapacaksın, öyle mi?
Justin: Dur bir dakika,
Justin: Ne?
Norah: Kuzenim yazmış.
Justin: Aman Tanrımm! Hahhahahaha.
Justin: Noraaahh! Beni deli ediyorsun.
Justin: Ben çocuğumuz olacak dediğine şaşırmadım güzelim, kızımız dediğine şaşırdım.
Justin: İçine mi doğdu? Bende kız istiyorum.
Justin: Ee adını ne koyacağız?
Norah: Justin hhahahahhaa.
Norah: Şuan bisiklet turumuzu konuşmamız gereken kısım, gelecek hakkında değil.
Justin: Domates gibi kızardın, Aman Tanrım!
Justin: Arka taraftaki duvarın önüne gel, benim küçük kızım.
Norah: Sırıtmayı kesersen gelirim.
Norah: Siktir, gülüşün bu kadar güzel olmasaydı kahkaha atmana kızabilirdim.
Justin: Mızmızlanma, adımlarını hızlandır. Seni özledim.
