Justin: Kimliğini belli etmemek için birkaç kızı zorla gülümsettin, biliyorum. Ama bebeğim, ben senin samimi yüzünü nerede görsem tanırım.
Justin: Ama gerçek şu ki, çok güzel gülüyorsun. Ve ben,
Justin: Oh, bunu sevdim.
Bilinmeyen Numara: Hangimizin ben olduğunu nereden anladın? Hem nasıl bu kadar eminsin? Anlatmanı istiyorum. Söyle adımı.
Justin: Tel takıldığı belli olan düzgün beyaz dişler, siyah ve bele kadar uzanan düz saçlar, soğuk bakan buz mavisi bir çift göz, bembeyaz ten, hokka burun, biçimli dudaklar ve uzun boy...
Justin: Üzgünüm bebeğim, hiçbiri seni tanımama yardımcı olmadı.
Justin: Sadece iki şey dikkatimi çekti; o içten gülüş ve gözlerindeki ışıltı.
Justin: Ah birde şey var,
Justin: Tüm kızlar kahvelere şeker atıyorlardı ama sen atmadın.
Justin: Sert kahveyi tercih ettin çünkü benim neyi neden sevdiğimi bilmek istedin. Normalde sende şekerli içiyorsun, biliyorum.
Justin: Ama dediğim gibi, son mesajımdan sonra denemek istedin.
Bilinmeyen Numara: Ah, Jus mükemmel bir gözlemcisin! Şimdi,
Bilinmeyen Numara: Adımı söyle.
Justin: Adını bilmek istemiyorum.
Bilinmeyen Numara: Ne? Neden?
Justin: Ben...
Justin: Bilmiyorum.
Bilinmeyen Numara: Justin birine bağlanmaktan neden bu denli korkuyorsun?
Bilinmeyen Numara: Seni seviyorum ve hislerimizin karşılıklı olduğunu biliyorum. Kim olduğumu da buldun. Neden hala bekliyorsun? Neden böyle yapıyorsun?
Justin: Dediğin gibi işte,
Justin: Bağlanmak istemiyorum. Korkuyorum. En çokta seni kırmaktan korkuyorum.
Justin: Sana kapılmaktan korkuyorum Norah. Kendimi kaybetmekten korkuyorum, güzelim.
Bilinmeyen Numara: Yapma böyle.
Bilinmeyen Numara: Lütfen yapma.
Justin: Pekala...
Justin: Okul çıkışı bir yerlere gidelim mi?
Bilinmeyen Numara: Bu akşam mı?
Justin: Evet, bir ders sonra.
Bilinmeyen Numara: Şey,
Bilinmeyen Numara: Tamam.
Justin: Görüşürüz o halde.
Bilinmeyen Numara: Görüşürüz.
