Belki.

1.7K 172 131
                                    

Şimdi bu saraydan içeri girecektim. Çünkü başka şansım yoktu. Ama ben düşüncelerimi biliyordum. Onlar beni öldürmeden, ben kendi fikirlerimi gizliden yürütmek zorundaydım.

Kafamda olmayan bir düşünceydi kraliçe olmak, benden bu yüzden sürekli nefret etmişti babam ve abim. Bu yüzden kendimi rahatlatmalıydım, isteyerek değildi. Kendimi korumaya çalışıyordum...


Kızlar beni görünce çok sevinmişler ve mutlu olmuşlardı. Onlara hiçbir zaman hizmetçim muamelesi yapmamıştım. Ama buradaki tüm ittifaklarımı kaybetmiş olmalıydım. Hepsi esir olmuş bir prensesin tüm haklarını kaybettiğini düşünüyordu. Sürekli konuştuğum saray  erkanı artık çağrılarıma kayıtsız kalıyordu.

Annemin yanına gitmek istiyordum. Hayır, onu özlediğim için değil. Sadece ona güçlü olmak istediğimi göstermek istiyordum.

-

''Merhaba anne, görüşmeyeli uzun süre oldu değil mi? ''

Tam karşısında durmuştum.

''Kraliçe demelisin, kraliçe. ''

''Ah haklısınız. ''

Ona doğru eğilmiştim.  

''Pekala, buraya neden geldin? ''

Sorusuna şaşırmış gibi yapmıştım ama hiç şaşırmamıştım. Beni burada istemediğini biliyordum zaten.

''Esir bir prenses mi olurmuş. ''

Sözlerime uzunca bir kahkaha attı.

''Biz de ondan bahsediyoruz geri dönmemeliydin. Orada kalmalıydın. ''

''Ama döndüm.''

Hiçbir şey yoktu gözlerinde. Merhamet, sevgi, özlem. Duygusuzdu sanki... Kraliçe olursam ben de böyle mi olacaktım? Merhametsiz, sevgisiz.. Kendi kızına bile sevgi gösteremeyen biri mi olacaktım? Ya da babam gibi kendi kızımdan korkacak, onu rakip olarak mı görecektim? Ne tehlikeliydi şu saltanat. Ya da taht... 

Herkesin istediği ama ulaşanların korktuğu.

-

Buraya geleli 1 hafta olmuştu ve odamdan dışarıya çıkmıyordum. Bir şeyler düşünmek zorundaydım. İnsanlar beni prensesleri olarak kabul etmek istemiyorlardı. Halkın onurunu düşürdüğüm gerekçesiyle insanlar sürgüne gönderilmem için sürekli krala yalvarıyordu. Bu babamın işine geliyordu.  Korkarım ki düşüncelerim daha erken gerçekleşecekti. Bir gece öldürülecektim. Emindim. Böylece herkes rahat edecekti...

Burada hiçbir ittifakım kalmamıştı. Beni koruyacak kimse yoktu.

Bir şeyler düşünmeliydim. 1 haftadır uyumuyordum sürekli bekliyordum, ölümü... Kapımın çalınmasını... Getirilen şeyleri bile yiyemiyordum. Hepten çökmüştüm, enerjimi kaybetmiştim. Bana ne olacaktı?

Lu Han'ı özlüyordum...

Bunca hengamenin arasında yine de onu özlüyordum. Bana bu kadar iyi yaklaşmaya başlamışken onu kaybetmek kanıma dokunuyordu. Beni yaralarımdan öpmüştü, ata bindirmişti, konuşmuştu... Bana artık insan olarak muamele edeceğini söylemişti. Bunlar, düşününce küçük şeyler olabilirdi ama büyük adımlardı. Lu Han için, büyük adımlardı...

Üstelik önemli bir göreve gitmişti. Korkuyordum. Onun, ölmesinden korkuyordum. Başına bir şey gelmesinden, korkuyordum.. 

Canının acımasından korkuyordum. O benim canımı hep yaksa bile ben ona hep iyi gelmek isterdim. Aşık olmak böyle bir şeydi, böyle kötü bir şey...

LUHAN OC STORY - ASKER. ✔Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz