2: see you again

22.5K 1.1K 1.4K
                                    

*Bölüm parçası:
Blue Foundation-Eyes On Fire

*Multimedya'da Harry var.

Evet,kesinlikle biraz önce olanlardan bahsetmek istemiyorum.Hem de hiç.

Yani bana 'adımı inleyeceksin' temalı bir anlaşma sunan zorba'ya evet diyerek kendimin bile bilmediği bir bok çukuruna sürüklendiğimden bahsetmeyeceğim tabiki.

Az önce bahsettim değil mi? Sallayın.Devrelerim birbirine girdi ve zaten yaşadıklarımdan sonra normal olmamı beklemeyin.

Bir kere bahsettiysem artık kendimi tutacağımı sanmıyorum. Aptallığım yüzünden o serserilerin bana yapamadıkları işkenceyi kendime yapmak istiyordum.

Eğer adını bana inletirse karşılığında istediği şeyi bile söylememesi nasıl bir şeye bulaştığımı tekrar tekrar hatırlatıyordu bana.

Ben mi? Adını bana inletemezse karşılığında ne istediğimi söylememiştim.O söylemezse ben de söylemem banane.Zaten ne isteyeceğimi bilmiyordum da neyse.

Tanrım nasıl bir anlaşma bu !

Hah bu arada o okuldan kendimi nasıl attım,bilmiyorum.Tek hatırladığım 'varım' diye şuanda en nefret ettiğim kelime olarak listenin başına koyduğum kelimeyi söyler söylemez hızla koridorlarda ilerleyip dışarıya doğru gittiğim.Tabiki koşmadım.Styles'ın bir de koşarak kaçtığımı düşünmesini sağlayacak kadar da aptal olmadım.Aslında 'kaçmak' kelimesi kısmen doğru da neyse.

Arabaya binip annem'in ne tepki vereceğini umursamadan eve doğru sürdüm.Bu yaşadıklarımdan sonra uzun süre o okula adım atmak istemiyorum.Umarım annem planlarımı mahvetmez.Ki içten içe o okula tekrar tekrar ve tekrar gideceğimi biliyordum ama düşünmek bile istemiyordum.

Peki bu kadar zamandır her o okula geldiğimde işkence seviyesine gelmese de bir bakıma sözleriyle bana işkence eden bir grup serseriyi anneme şikayet neden mi etmedim? Sinir bozucu olabilir ama annemin arkasına sığınacağıma işkence görürdüm daha iyi.Ki annemin arkasına sığınsaydım o okulda 'anne kuzusu' diye bilinirek berbat bir şekilde o okulda olmayan karizmamı çizdirmiş olurdum.Bu işkenceden bile daha kötü bir durum,maalesef.

Arabayla giderken ne yazık ki tek düşündüğüm o anlaşmaydı.Anlaşma diyorum Styles değil.

Bana nasıl adını inleyeceğini düşünürken bile ürperiyordum.Nasıl adını inletecekti ki bu aptal?

Acaba bu zamana kadar bir türlü yapamadıkları işkenceyle mi? Bu sefer nasıl kurtulabilecektim ki?

Evin kapısını açtığımda karşıma Lottie çıktı.Lottie annemin okulunda okuyordu.Ve Styles'ın sınıfı onların sınıfının karşısındaymış .Sorduğumdan değil her gün ondan bahsediyor.Aklıma gelen şeyleri hemen reddettim.

Hem Styles ile aynı okulda okumak..

Düşündükçe üzülüyorum kardeşime.Eğer itiraz etmeseydim onun yerinde olabilirdim,şükredilecek bir durum ha?

"Naber Lot?"

"İyi ,seni sormalı asıl? Okulumuzda bugün ne yaptın?"

Bakışlarını üzerimden çekmeyeceğini anlayınca gözlerimi devirdim.Ve merdivenlerden çıkarak odama doğru giderken cevap verdim.

"Hiçbir şey!"

Gereğinden fazla Styles'ı düşündüğümü farkettiğim an kendimi duş için üstümü çıkarırken buldum.Kesinlikle bir duşa ihtiyacım olmalıydı.Şekerim falan düşmüştür değil mi?

İyi de benim şekerim yok ki!

***

Şarkı söyleyerek yapılan sıcak bir duş ancak bu kadar rahatlatabilirdi.Şekilden şekile soktuğum saçlarım elma kokulu şampuanla birleşince karşı konulamaz olmuştu,hah ! Egoist biriyim,evet.Kendimi seviyorum,napayım.

Hala duştaydım ve çıkmak istemiyordum.Kaç saattir içeride olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu ama çıkmak istemediğim kesindi.Son olarak,aynaya bakıp dövmelerimle dolu vücuduma ve dudağımın altındaki piercing'ime göz gezdirdim.Tanrım! Kızlar beğenmekte haksız değil,ehehe.

Evet,Look after you söyleyerek yaptığım bir konser/duş'un daha sonuna gelmiş bulunmaktayız.Konser boyunca dalıp Styles'ı düşündüğümü sanıyorsanız yanılıyorsunuz! Kesinlikle anlaşmayı düşünüyordum,tamam mı?

Ancak duştan çıkınca akşam bir partinin olduğunu hatırladım.Bu kendime geldiğimin bir kanıtı bence.Yani telefonumun parti temalı mesajlarla kasmaya başladığını farkedip mesajlara baktığımı saymazsak...

Annemin okulunda vaktimin çoğu gittiği için ancak biraz uyuyabildim.Başımda dikilen bir Lottie olmasaydı hiç uyanamayacağım kesindi.

"Ne var Lottie?"

"Partiye ben de gelebilir miyim? Lütfen."

Sondaki 'lütfen'i ne kadar uzattığı konusunda tartışmaya bile girebilirdim.

"Neden gelmek istiyorsun? Hah bu yumuşadığım anlamına gelmiyor,sadece merak ettim."

Başta gözlerini devirse de ona diktiğim bakışlarımı görünce pes etti.Abilik konusunda iyiyim ha?

Ellerini yüzünün arasına aldı ve tam bir ergen genç kız havalarına girdi.Merakımda havalara uçtu ya neyse.

"Harry Styles orada olacak!"

Başta ağzım açık ona baksam da sonra acı gerçek şimşek gibi beynime çaktı.Hafızasını kaybedip de sonradan her şeyi hatırlayanlar gibi hissettim kendimi. Ne kadar klişe de olsa bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti,wow!

"Varım."

Bunu dedikten sonra geçirdiğimiz o aptal uzun bakışmayı saymaksak hiçbir şey olmadı.Tabi ben de fırsattan istifade hızlı adımlarla oradan uzaklaştım.Arkamdan

"Akşam ki partide görüşürüz" demesini duymazdan gelerek...

say my nameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin