28: second method; concert

14.4K 772 2.7K
                                    

*Bölüm parçaları:
Coldplay-The Scientist
The Fray-Look After You
The Script-Hall Of Fame

*Multimedya'da bölümü okuduktan sonra anlamını anlayacağınız bir görüntü var.

"Ciddi misin?" diye sorarken kaşlarımı kaldırdığıma emindim.

"Hiç olmadığım kadar," diyerek sırıttı Claire.

Ah,pekala bu gay bar yönteminden bile daha zordu çünkü hadi ama,o sikik beyinli ile kimin konserine gidebilirdik ki?

"Umarım kimin konserine gideceğimizi de düşünmüşsündür," dedim,cevabın olumlu olmasını umarak.

Claire cevap vermeden Zayn atlamıştı.

"Little Mix konserine gidebilirsiniz mesela,hatta albümlerini de gayet uygun fiyata-"

"Reklamcılık teklifi mi aldın dostum?"

Niall'a gülmemizi yine Zayn kesmişti.

"Sadece başarılı bir grup yani isterseniz albümleri-"

"Anladık Zayn ama ne kadar uğraşsan da seni gruplarına alacaklarını sanmıyorum."

"Kes sesini."

Gözlerimi devirirken masanın üzerindeki içkiyi elime aldım ve Claire'a döndüm.

"Ee,kimin konserine gideceğiz?"

Sarı saçlarıyla oynarken,"Aslında o kısmı da size bırakmıştım," deyince,"Hep zoru bize bırakıyorsun!" diyerek sesimi yükseltmemi engelleyememiştim.

Masadan kalkıp mini eteğini düzeltirken,"Kolay gelsin!" diyerek dilini çıkarıp arkasını döndü ve yanımızdan ayrıldı.

"Sikeyim böyle planı," dedim,ellerimle oynamayı bırakıp.

Konserde ne yaşayabilirdik ki?

Niall önündeki puding'i yemeyi kısa bir süre bırakıp,"Katy Perry?" diyerek fikrini yöneltti."Ya da Demi Lovato?"

"Kadın şarkıcılar yerine müzik gruplarını tercih ederim," diyerek mırıldandım ama duyduklarından şüphem yoktu.

Bu sefer de Michael telefonuyla ilgilenirken konuşmaya başlamıştı.

"Biz de sana yardım edeceğiz,o kadar da zor olamaz."

•••

"Pekala,bu lanet olasıca yöntem neden bu kadar zor?!"

Sıkıntıyla nefesimi verirken elime yeni bir albüm almıştım.Fikir vermesi umuduyla,Michael'ın odasındaki albümleri karıştırıyorduk ama hala konserine gidebileceğimiz birileri bulamamıştık.

Müzik gruplarının posterleri ve albümlerle dolu odada koyu renkli ahşabın üzerindeki minderlerden birine oturdum ve elimdeki albümleri incelemeye başladım.Michael da karşımdaki mindere oturmuş telefonuyla uğraşıyordu.

"Ne yapıyorsun?" diye sordum,kaşları çatılmış bir şekilde telefona baktığını farkedince.

Michael,çetede müzikten en iyi anlayan kişiydi.Elektro gitar çalmasının yanında kendi gibi iki kişiyle amatör bir grubu vardı.Barlarda ya da sokaklarda çaldıklarını bilmeyen yoktu.

Diğerlerini de bizimle tanıştırdığı için hatırladığım kadarıyla,biri sarışındı ve dudağında piercing vardı ama bana, kızların beğendiği şu altın çocuk tiplemesi yerine,başka bir gezegenden gelmiş gibi etrafına ifadesiz bir suratla bakan tipleri anımsatmıştı.Bir diğer çocuk ise kumral ve sürekli dişlerini çıkararak gülen,sevecen bir tipti.Konuşurken dili boğazına kaçacak sanıyordum çünkü sürekli dilini kullanıyordu.

say my nameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin