10 bölüm

22.6K 789 19
                                    

"Diğer yanda sen. Diğer yanda sen ve davranışların."

"Diğer yanda korktuğunda bana sığınman."

"Ve en beteri..."

"Diğer yanda benden korktuğunda bile bana sığınman."

Aşk sorulsaydı eğer size, ruhun kanatlanıp masmavi gökyüzüne kanat çırpması gibi, yada uçsuz bucaksız yeşil vadiyi mi tarif ederdiniz bilinmez. Fakat melek, ruhunun yansımasını bulmuştu. Yaşadığı farklı duygular, onu denizlerde yelken açtırıp, sonsuz yolculuğa çıkarmıştı. Kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyor, onu aşılması tarifsiz duygularla boğuyordu.

Önce kırılıp parçalara ayrılsada, sonra güzel bir söz, güzel bir bakış, her şeyi unutturuyordu. Yıllarca isteyip göremediği sevgi, ve adını koyamadığı duygular, bir adam tarafından ona bahşedilmişti. Aralarında ki yakıcı arzular, yanarken donmak gibiydi, ilk defa mutluydu. Mavi gözlerindeki ışıltı, saf ve masumluğunu dahada ön plana çıkarmıştı. Bir gerçek daha vardı. Kocası deliydi ve dün gece ölümün kıyısından dönmüştü. Ama ona kızamıyordu. Ondan korkmuyor, aksine hep yanında olmayı istiyordu. Bunun adı aşk mıydı? Bir gecede oluverdi işte, bağlandı. Hiç çözülmemek üzere...

Gün ağarmış, yerini güneşli sıcak bir aydınlığa bırakmıştı. Sabah öten horozun sesiyle yatakta genleşmeye çalışan kız, hareketlerinin kısıtlanması ile gözlerini açmış, ona sıkıca sarılan kocasını görmüştü. Kısa bir an onu izleyip, uykusunda bile ne kadar ciddi göründüğünü anlamıştı. Uzun kirpikleri, kirli sakalı, kalın dudakları onu mest etmiş, dün gece yaşadıkları aklına gelince yine kızarıp utanmıştı. Eli başına gidince, zorla yutkunmuştu. Eğer kocası uyanıp, yine onun yanında uyuduğunu görürse kızabilirdi. Yatakta yavaş hareketler yapsada, bi türlü mengene gibi sarılmış kolların arasından çıkamıyordu.

Baran ağa yatakta olan kıpırtılar, ve yüzüne değen sıcak bir nefesle uyanmış, kara gözleri deniz gözleri buluşmuştu. Meleğinin kokusu her yeri sarmış, huzuru ve mutluluğu getirmişti. Genç adam gülümseyeceği sırada, karısının korku dolu gözlerle ona baktığını görmüş, ellerini gevşetmişti. Yatağın en ucuna çekilen karısı, dizilerini kendine çekip oturmuştu. Karısının ondan korktuğunu düşünen adam, sinirle ayağa kalkıp küfür etmişti.

"Siktir ben böyle işin." ellerini saçlarından geçirip, hızlı adımlarla yataktan kalkmış, üzerine giydiği tişörtle odanın kapısını açıp, sert bir şekilde kapatmıştı. Merdivenin trabzanına dayanıp, derin bir nefes aldı. Sanki birisi boğazını sıkıyor ve halsiz kalıyordu.

"Benden korkuyor, artık yanıma yaklaşmaz. Ah baran ah, neden kendine hakim olamadın. Neden onu helalin yaptın ki, benim gibi deli bir adamla yaşamak zorunda, hiç bir zaman beni sevmeyecek, kahretsin." deyip sinirle indiği merdivenleri babasının sevinç dolu gözleri karşıladı.

Avludan gelen silah ve zılgıt sesi, meleği daha fazla korkutmuş, elleriyle kulaklarını kapatıp, dudaklarını dişlemişti. Yine fırat ağabey mi geldi deyip yataktan kalkarken, kapı aralığından bakıp, polat ağanın tabancasını yukarı kaldırıp, keyifle bir bir tetiğe bastığını görmüştü. Binnaz anasının daha zılgıt sesi duymadık dediğini şimdi anlamıştı. Peki ya kocası, neden ona kızmayıp çekip gitmişti. Düşüncelerinden arınan kız, duşa girip üzerine boydan mavi elbisesini giyinmişti. Kahvaltı için aşağıya inince kocasını görmüş, onunda bakışları onu bulmuştu. İkili arasında geçen uzun bakışmayı, mutfak kapısı önünde sarışın genç bir adam gelip elini uzatarak bozmuştu.

"Merhaba ben şahin, yaşanan olaylardan tanışamadık. İyimisin?"

Melek kendisi gibi mavi gözlü adamı inceledikten sonra "bende melek memnun oldum." tam elini uzatacak ken baran yanına gelmiş, belinden tutup kendine çekmişti. Ne olduğunu anlamayan kız şaşırmış, gözleri kara gözlerle buluşmuştu. Sıcaklığını hissetmiş, elini kocasının kalbinin üzerine koyup aşkla bakmıştı.

Deli Ağa Tamamlandı...Where stories live. Discover now