11 bölüm

20.7K 738 27
                                    

'Seni çok özledim...demek istiyorum.

Cümlede en çok da...çok kelimesi az kalıyor.

Sende beni çok özle istiyorum.

Bu kez de...çok kelimesi çok olur sanıyorum.

Anlatınca çok oluyorum.

Susuncada çok ölüyorum...

Konakta sabahın ilk ışıkları ile kahvaltı için hummalı çalışmalar başlamıştı. Melek yatağında mavi gözlerini açıp etrafta göz gezdirdi. Oda yine boştu ve yanında kimse yoktu. Sonra herşeye rağmen yüzü güldü. Olsun, baran iyi ya sesini duydum desede, onsuz günleri nasıl geçecekti bilmiyordu. Banyoda rutin işlerini halledip, üzerine bol gelen siyah boydan elbisesini giyip, saçlarını taradı. Ve ayağına giydiği terlikle merdivenlerden aşağıya inip, koşuşturan gülsümü gördü. Çok güzel ve alımlı bir kızdı. Oda meleği görünce hemen gülümsedi.

"Günaydın gelin ağam"

"Günaydın gülsüm senden bir şey rica etsem."

"Buyur ne demek."

"Bana melek desen olmaz mı aynı yaşlardayız?"

"Olmaz gelin ağam ben nasıl..." derken başını yere eğmiş utanmıştı. Ama meleği geldiği ilk günden sevmiş, onun diğerleri gibi havalı olmadığını anlamıştı.

"Olur olur en azından kimse yokken." Koluna dokunan melek onu arkadaşı gibi görmesini istiyordu.

Başını olumlu anlamda sallamış, birbirlerine gülerek birlikte mutfağa geçen ikili, sevdanın tabaktaki börekleri aşermesiyle karşılaşmıştı.

"Günaydın sevda yenge."

"Sanada, kız melek ne o... ağam yok diye ne bu özensizliğin." ağzı dolu konuşan, sevda meleği baştan aşağıya süzüp baktı.

"Yok olurmu öyle şey." desede bugünlerde içinden hiç güzel giyinmek geçmiyordu. Mutfağa giren birce mutluluk dağıtarak meleği yanaklarından sıkıp öptü.

"Günaydın melek yengem."

"Günaydın birce abla."

Sevda onların bu halini görüp suratını asınca, birce onunda yanaklarından öpüp, karnını okşadı.

"Hadi gelsin artık. Azıcık sevelim şu cimcimeyi."

"He vallahi gelsin. Bende taşımaktan yoruldum."

"Tatlı telaşlar sevda yenge, Allah hayırla kurtarsın."

"Amin melek hanım, seni de görürüm tatlı mı acı mı?" deyip ağır hareketlerle kalkıp, masadaki yerini aldı.

Melek gülümseyip arkasını döndü. Bir an hayalini kurdu. Karnı burnunda baran ağanın çocuğuna hamile, mutfakta beraber yemek yiyorlar, heyecanlı bir panikti. Düşüncelerini bozan, cebinde ısrarla çalan telefonuydu. Arayanın kim olduğunu görünce, hızlı adımlarla mutfaktan çıkıp, çardağın en köşesine geçti. Ve telefonu açtı.

"Alo fırat ağabey sen..."

"Melek güzelim nasılsın? Ben hep seni düşünüyorum yani iyi misin? O deli sana bir şey yapmadı değil mi? Hem sesin iyi gelmiyo..."ardı ardına merak ettiği sorulara yanıt arayan genç adam, meleğin sesi ile konuşmasını yarıda kesmişti.

Deli Ağa Tamamlandı...Where stories live. Discover now