14 bölüm

20.5K 746 39
                                    

Yağmur olmak var şimdi.
Usul, usul toprağa karışmak.
Sessiz sedasız en derine sızıp, bütün acılara derman olmak.

Biraz sessizliğim konuşsun diyorum.
Az bir lisanım, acı dolu göz yaşlarım var.

Her cümlemde sessiz konuşuyorum artık, anlayabilenlerin dilinden. Yağmur olmak vardı şimdi...

Yattığı odada komidinin üzerinde bulduğu kitabın ilk sayfasında olan şiir, onun şuan bulunduğu durumu özetliyordu. Kapağını kapatıp, derin düşüncelere dalan genç kadın, kapının hiddetle açılıp, çıkardığı gürültülü ses ile yerinden sıçramıştı. Bu gelen kişi kesinlikle azraili olmalıydı. Ona bütün nefreti ile bakan ela gözler hiç unutamadığı acıları bir bir önüne sermişti.

"Bak hele... bizim gavur gızı özel odalarda bakılır ha..." alayla gülen mehmet ağa, elinde tesbihi sert bir şekilde çekip duruyor, meleğin ürkek bakışları arasında mekik dokuyordu.

"Ağam ben bir şey yapmadım. Yemin ed..."

"Kes lan! Başıma her daim bela oldun. Seni bulduğum ilk gün öldürmeliydim. Amma, gel görki benim akılsız gardaşım seni kaçırdı. Eh... gısmet bugüne imiş kalk lan!" deyip kolundan tuttuğu yaralı kadını ayaklarının önünde diz çöktürdü. Belinden çıkardığı özel yapım olan, kıymetli tabancasını genç kadının başına dayadı.

Bu anı yaşamanın sevinci ile gülen adam "Söyle gavur soyu, son bir isteğin varmıdır?"dedi.

Bütün vücudunu titreme alan genç kadın, yaşlı gözlerle son bir bakış attı. Artık kurtuluşu yoktu. Ölüm onu kucaklamaya hazır, azraili hemen baş ucunda bekliyordu. Sonra gülümsedi acıda olsa ve aklına gelen en güzel şeyi sormaya karar verdi.

"Bana annemi anlatırmısın amca?"

Şaşırtmıştı mehmet ağa "ne anası gız! Öldü gitti işte, yanına gidince görürsün, benden de selam söyle." deyip yerde oturan kıza tiksinerek baktı.

Gözlerini kapatan melek çaresizce bekledi."Lütfen amca anne..."

Öfkesine hakim olamayan adam "Kes ulan sesini kes!" deyip havaya bir el ateş etti. Ve kapı gürültü ile bir kez daha açıldı.

Baran ağa, yerde dizleri üzerine çökmüş karısına baktı. O gün olduğu gibi çaresiz, her şeyden bıkıp usanan ölüme kucak açan masum meleği, hala yaşıyor olması onu bir nebze rahatlatmış olsada, sert bakışlarının hedefi bu defa mehmet ağa oldu.

"İndir o elindekini, eğer onun canını yakarsan, bende senin canını yakarım bilmiş ol mehmet ağa!"diyerek adeta gürledi.

"Bak hele, dün ki çocuk böyümüş, başıma ağa olmuş. Ulan namusunu böylemi temizlersin sen ha! Bana dua et baran ağa..." başını salladı ve devam etti. "Etki elini kana bulamana izin vermem bilesin."

"Benim kararlarımı sorgulamak sana düşmez mehmet ağa...hemen o elindeki indir!"artık sabrının sonuna gelmişti baran ağa, herkes onun hayatına göre bir hüküm verip uyguluyor ve onun kararlarını hiçe sayıyordu. Heleki bu beş para etmez adam... ki adam bile denilmezdi.

Odanın önü kalabalıklaşmış, sesleri duyan gelmişti. Hastahane doktoru gördüğü manzara karşısında şok olsada, burada böyle şeylerin yaşandığına daha öncede şahit olmuştu.

Deli Ağa Tamamlandı...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin