34 bölüm

11.8K 591 54
                                    

Birce, ilk dansını sevdiği adamın kollarında huzur içinde mutluluğa taşırken, gözlerini müptelası olduğu kahvelerden alamıyordu. Bu duruma gelebilmek onlar için kolay olmasada, şuan hepsi bir balon gibi sönüp gitmişti. Genç kızın gözleri etrafı tararken, kapı önünde ağabeyi ile babasını görünce biraz olsun rahatlamıştı. Çünki babasının neden geç geldiğini bilen tek kişi oydu. Göz göze geldiği aslanla biribirine gülümserken, ağabeyinin hemen yanında meleği görünce istemsizce vücudu kasılmıştı. Bunu fark eden aslan, bakışlarını takip ederek kapıya doğru baktı. Meleğin kaldığı durumla ilgili, onun ne hissettiğini bi türlü soramamış, içi içini yiyordu. Daha önce babasının kalp kirizi geçirmesinden sorumlu tuttuğu kişi melek olunca, her şey karışıyordu. Nasıl davranacağını bilmeyen adam tereddütlü davranarak,

"Güzelim iyimisin?"dedi.

Başını çevirip aslana bakan birce, derin nefes alarak gülümsedi.

"Evet iyim."

"Ben rahatsız olursun diye meleği davet edememiştim. Ama polat ağam önce davranmış ne dersin?"

"Ağam mı?"

Başını olumlu anlamda sallayan adam"evet"dedi.

Sahnenin ortasında bütün bakışlar onları süzerken, birce ellerini aslanın omuzlarından çekmiş, küskün bir surat ifadesi takınarak, alttan bakış atmaya devam ediyordu.

"Ya sana inanmıyorum. Artık baba demen gerekmiyor mu?"

Onun bu hareketine bozulan aslan, sevdiği kızın şu an çok tatlı göründüğünü bilsede, kalabalığın içinde yaptığı hareketi sorguluyordu.

"Sen şimdi buna mı takıldın?"

"Evet bide soruyormusun?"

Gülümseyerek "gel buraya" diyen aslan, onu kolları arasına alıp sıkıca sarıldı. Sarı saçlarını koklarken, derin bir nefes alıp sıcak nefesini kulağına üfledi.

"Yani...meleğin buraya gelmesi senin için sorun değil?"

"Hayır ben o hatayı bir defa yaptım. Ve çok pişman oldum. Hem onu çok seviyorum. Buraya gelmesini de ben istedim. Ama ağabeyim çok sinirli görünüyor ve bu durum beni korkutuyor?"

"Oda baranın sorunu, hem hiç bir şey yapamaz merak etme."deyip alnından öpen aslan, aşkla gözlerinin en yeşiline bakarken, onu gerçekten de çok sevdiğini biliyordu. Yüzünü avuçları arasına alıp bakarken,

"Ben seni hak edecek ne yaptım? Söylesene?"dedi.

"Bilmem galiba seni çok sevdim."

"Ben daha çok."

Gönlü alınan birce dansına kaldığı yerden devam ederken, ikisininde mutluluğu gözle görülmeye değerdi. Dansın son bulması ile elinden tuttuğu adamla birlikte orkestranın yanına giden birce, yaptığı planla mutlu olurken, ağır adımlarla masasına geçip oturdu.

Orkestra şefi, aslandan işareti alır almaz istediği müziği çalmaya başlamış ve diğer gençler kısa zamanda sahnedeki yerini almıştı. Harman dalı oynanırken, kurdoğlu erkekleri meydanda öyle bir salınıp oynamıştı ki, uzunca bir süre dillerden düşmeyeceği kesindi. Kısa bir zaman önce adlarını, yeni açtıkları yağız otelle duyurmuş olan gençler, birce ve aslanın bu mutlu gününe şahitlik ederek gülümsüyorlardı.

Deli Ağa Tamamlandı...Where stories live. Discover now