Yeni Rakip?

11.2K 950 571
                                    

Başım arabanın koltuk başlığına yaslıyken, kaslı kollarıyla direksiyonu tutarak arabayı süren eşimi izledim bir süre.

Yan profili fazlasıyla çekiciyken bu varlığa sahip olmam beni ultra şanslı bir adama çeviriyordu.

Gülümsedim.

"Ne oldu da bu kadar güzel gülümsüyorsun?" ona uzunca bir süre bakmamdan işkillenmiş olacak ki, bir süreliğiine bakışları beni bulmuş ve tekrar yola dönmüştü.

Gülümsemem genişlerken, vereceğim cevabın heyecanıyla kalbim sarsıldı. Ardından elim istemsizce karnımı bulup okşamaya başladı.

"Seni." verdiğim cevaba karşı bakışları tekrar beni bulmuş ve kaşları havalanmıştı.

"Hormonların yine üst seviyede sanırım, Jeon Jimin." sırıtarak  konuştuğunda hayır anlamında mırıldandım.

"Hayır tabii ki, bunlar gerçek hislerim. Sanki bilmiyorsun sende." yüzümü asıp pencereden dışarıyı izlemeye başladığımda kadifemsi kıkırdaması arabayı doldurdu.

Gülümsememeye çalışsam da buna karşı gelemeyip tebessüm ettim.

"Yah! Ne gülüyorsun?" yalancı bir sinirle ona sorduğumda cevap verdi keyif barındıran sesiyle.

"Çünkü hamile olunca tatlılığın bin kat artıyor."

Tanrım, sanırım yavaş yavaş eriyip, arabanın koltuğundan yere doğru damlıyordum.

O kadar güzel ve içten konuşuyordu ki, bazen onu alıp içime sokmak istiyordum.

Fesat anlamayın, onu içime farklı bir şekilde sokuyordum zaten.

Fakat demek istediğim, alıp göğsüme sokup  nefes diye solumak istiyordum.

Bu kadar güzel olmak,

Bu kadar güzel sevmek onun suçuydu.

Ben sadece onun bu güzelliklerinden yararlanıyordum.

"Seni seviyorum."

***

"Bayanlar baylar, hepiniz hoşgeldiniz!" 

Eun, küçük kafenin sahnesine geçip mikrofonla bağırdığında herkes kulaklarını kapatıp yüzlerini buruşturdu. Eun kıkırdayarak konuşmaya devam etti.

"Tamam tamam, sadece bir şakaydı." bu sefer normal ses tonunda mırıldandığında kafeyi alkış sesleri doldurmuştu.

"Bu partiyi, Bay Jeon'un yeni bebekleri için yapmış bulunmaktayım. Herkese keyifli dakikalar diliyorum. İkramlarımızdan bol bol yiyin!" son cümlesinde tekrar bağırarak mikrofonu tiz bir şekilde inlettiğinde kıkırdayıp önüme döndüm.

Meyvesuyumu elime alıp pipetten içmeye başladığım sırada Jungkook'un öldürücü bakışlarıyla karşılaştım. Kaşlarım hafifçe çatılırken anlamsızca ona bakmaya başladım.

"Hayatım, ne oldu?" masumca pipetimden meyve suyu içmeye devam ettiğimde gözleri dudaklarıma kayıp derin bir nefes alamsını sağladı.

"Yok bir şey." soğuk bir sesle mırıldanıp önündeki içkiye uzanacağı sırada eline bir tane patlattım.

"Meyve suyu iç." dudaklarımı büzerek konuştuğumda omuz silkip içkisini yudumlamaya  başladı.

"Yah!"

"Of Jimin!" içkiyi bırakıp ayağa kalktığında meyvesuyu alacağını bildiğim için sinsice gülümsedim.

Birden bire neden tripler attığını biliyordum elbette ki.

Daha önce söylemiş miydim bilmiyordum fakat, Jungkook fazla kıskanç biriydi.

Ve ona aşık olma sebebimde, beni bu kadar kıskanıp sahiplenmesiydi.

Bir süre boyunca ikramlardan tattıktan sonra müzik açılmış ve parti artık tamamen başlamıştı.

Eun beni düşünerek müziğin sesini kısık açtırmıştı, ah şu kız yok mu..

Belki de profesör olduğum için bana yaranıyordur. Doktor kademesine bir an önce geçmek istiyordu zaten.

Başarabileceğinden de emindim.

"Jimin?" kadife sesi duymamla birlikte, sahnede olan bakışlarımı eşime çevirdim. Kaşlarım havaya kalkarken merakla bakıyordum.

"Dans edelim mi?" ayağa kalkıp bana elini uzattığında gülümseyerek başımı salladım.

Elini tutup kalktıktan sonra mayhoş müzik eşliğinde platformda dansa başlamıştık.

Jungkook'un gözleri bendeyken, bir eli de belimi sıkıca sarıyordu.

Aynı şekilde benimde gözlerim onda, bir elimde omzunda yer edinmişti.

Keşke zaman dursa diye geçirdim içimden. Keşke bakışlarımız bizdeyken, ellerimiz olması gereken yerdeyken.

Keşke zaman dursa.

Kulağıma eğilmesiyle beraber hoş fısıltısını duydum.

"Seni partiye getirmekle hata mı yaptım ben?" söylediği şeye karşı keyifle kıkırdadım. O da gülümseyerek bana bakmaya başladı.

"Bakma şöyle." aynı şekilde fısıldadıktan sonra kafamı omzuna koyup etrafı izlerken, belimdeki eli daha da sıkılaştı.

"Nasıl bakmayayım?" mayhoş ses tonuyla sorduğunda gülümsedim.

"Şöyle güzel bakma. Nefesim tıkanıyor." belimi sıkıca saran eli bel boşluğumu okşamaya başladığında derince iç çektim.

"Tamam, bakmam bir daha öyle güzel." konuştuktan sonra kıkırdadığında bende eşlik ettim ona.

***

Uzun bir süre dans ettikten sonra şarkı bitmiş, Eun tekrar sahneye çıkıp mikrofonu almıştı eline.

"Keyfinizi böldüğüm için özür dilerim fakat.... Size tanıştırmak istediğim çok önemli bir konuk var." herkes merakla fısıldaşıp onu izlediğinde Jungkook da benim gibi sahneye bakıyordu merakla.

"Hastanemize,yani yuvamıza, yeni bir aile ferdi katılmış bulunmakta!"

Kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken Jungkook'a baktım.

"Bizim neden haberimiz yok bundan? Hemşire falan mı acaba?" Jungkook bilmiyorum diyerek omuz silktiğinde bakışlarımı tekrar saheye çevirdim.

"Karşınızda Beyin Cerrahı Uzmanı, Profesör Doktor Kim Taehyung!" elleriyle alkış tuttuğunda bu adın tanıdık olduğunu fark etmiştim.

Hemde fazla tanıdık.

Karanlık sahnede bir silüet daha belirdiğinde bütün salon dikkatle geleni izliyordu.

Işıklar yandı ve o silüet daha net göründü.

"Sayın meslektaşlarım, ailenize katılmaktan onur duyarım. Ben  Beyin Cerrahı Profesörü Kim Taehyung. Sağlıklı günler geçirmemiz dileğiyle."

Sesini duyduğum an, beynimde canlanan eski günlerle anlamıştım.

O, Kim Taehyung'du.

Artık olayları başlatmanın vakti gelmişti.

O zaman hg ekşınJDLHDKDIDSKEHDLSJWB

Beautiful Doctors °jikookWhere stories live. Discover now