Dış Kapının Mandalı

7.4K 738 414
                                    

"Senin ne haddine bunları Jimin'e bildirmek? İki insanın arasını açmayı bu kadar çok mu sevdin? Hem de üç çocuklu insanları!" Yoongi hyungunun başımıza geçip hemşire Eun'a azar işitmesiyle başlamıştı her şey. Yaklaşık on dakikadır ona böyle bir şeyi yapmasını istediği kişi ben olduğumu söylesem de olsun diyip daha da bağırıyordu.

"Ben.. ben gerçekten çok üzgünüm. Böyle bir şeyin olacağı aklımın ucundan geçmezdi.-"

"Aklın olsa böyle bir saçmalığa sebep olmazdın zaten!"

"Hyung, yeter lütfen. Başım çok ağrıyor-"

"Şimdi gidip Jungkook'u çağırıyorum ve adam gibi konuşup, ortadaki sorunu kaldırıyorsunuz Jimin." sözümü keserek sert bir dille çıkıştığında oflayarak saçlarımı geriye savurmuştum. Her gün uyuklayarak ameliyat yapan Yoongi hyung bugün başımızda nasihatçı dede kesilmiş, azarlıyordu.

Yanımda başını yere eğmiş Eun'a dönüp devam etti.

"Ve sen, benimle geliyorsun." Eun başını hızla kaldırıp korku dolu, belki biraz da heyecanla parlayan bakışlarını Yoongi hyunga çıkardığında karşılık verdi.

"T-tamam, efendim." her ne kadar onun bu çaresiz durumuna gülüp alay etmek istesem de, şu an ki durumumuz gözlerimin önüne gelince susmak zorunda kalmıştım.

Ben Jungkook'u süründürmek istiyordum ama!

Ayağa kalkıp Yoongi hyungun peşinden giden Eun'a kötü bir şey yapamaması için dua ediyordum, fakat pek öyle bir şey olacağını sanmıyordum aslında. Belki biraz yalnız kalsalar, samimi olabilirlerdi.

Onların gidişinden sonra derin bir nefes alırken, elimdeki buzu yanağımdan çekip yanımdaki masaya bıraktıktan sonra başımı oturduğum koltuğa yaslamak için geriye attım.

Şu an ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Kafam allak bullak olmuştu.

Bana kalırsa olgunluk yapıp Jungkook'u affetmem gerekiyordu. Sonuçta biz iki evli insandık ve böyle bir şey için ayrılık yaşamak fazla saçma geliyordu bana. Belki bir kaç saat önce fazla sinirli olduğum için Jungkook'dan boşanmayı bile düşünsem de, şimdi ne kadar aptal düşüncelerle boğuştuğumu fark etmiştim.

Gözlerimi kapatıp dinlenmek amacıyla kapattığım sırada dinlenme odasına birinin girdiğini hissetmemle kaşlarım çatılırken, gözlerim yavaşça açılmıştı.

Karşımdaki tanıdık beden, ifadesiz bir şekilde karşıma oturduğunda bir yanım kırılmıştı. Ben burada dayak yerken o bunu umursamamıştı bile. Bunu görmezden gelmeye çalışıp yerimden doğruldum.

"Neden herşeyi benden başka herkes biliyor Jimin?" kısık sesiyle mırıldanırken bakışlarım korkakça onu bulduğunda, neden bahsettiğini anlamamıştım.

"N..Ne?"

"Bıçaklanmandan bahsediyorum. Bunu bana nasıl söylemezsin?!" elleri yumruk halini almış, sert bakışlarıyla bana bağırdığında endişeyle doğruldum.

"Se-sen bunu nerden biliyors-"

"Olan biten her şeyin içinde önemli olan tek şey bu mu?!" korkuyla sıklaşan nefeslerim, göğsümün hızla inip kalkmasına neden oluyordu.

"O, geçmişte kaldı. Aradan on y-yıl geçti Jungkook-"

" Jimin, ben burada neyim? Dış kapının mandalı mı?!" tekrar bağırıp ayağa kalktığında daha fazla korkmuştum. Yaptığımız kavgayla şu an ki tartışmamız çok fazla alakasızdı.

"Tanrım inanmıyorum. Bir zamanlar sevgilim olan eşim bıçaklanıp hastanelerde yatıyormuş, ben hala bilmiyorum." bana döndükten sonra dolmuş gözleriyle devam etti. "Tam üç çocuğumuz oldu Jimin. Ve ben bunu hala bilmiyormuşum. Beni aptal yerine koyduğuna inanamıy-"

"Jungkook." hızla ayaklanıp ona doğru adımladım. Sol gözünden bir damla yaş aktığında kalbime ateş düşmüş gibi yanmıştı canım.

"T-taehyung beni tehdit etmişti o zaman.  Bana hep senden uzak durmamla ilgili tehditler ediyordu fakat bir gün ona gerçekleri söylediğimde.. s-sinirlenip bıçakladı  beni. Beni sokağın ortasında o halde bırakmadan önce sana söylersem seni de bıçaklayacağını söylemişti. Tanrım, buna göz yummamı nasıl beklersin?!" dayanamayıp bende ağlamaya başladığımda bir süre gözlerimin içine, ardından da morarmış yanağıma kaydı gözleri.

Gözyaşlarının düştüğü dudaklarını yalayıp, ısırmaya başladığında başını başka yöne çevirip sımsıkı kapattı gözlerini. Ardından tekrar damlalar yanaklarına ulaşmıştı.

Tanrım, karşımda ilk defa ağlıyordu ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Onu ilk defa böyle görüyordum. 

Karşımda dakikalarca ağladığında dayanamayıp daha çok ağlamaya başladım. Saçma sapan bir şekilde dramatik bir an yaşıyorduk ve ona sımsıkı sarılıp ağlamaya devam ediyordum onunla.

"Canın.. çok..y-yandı mı?" çatallaşmış sesiyle bana fısıldadığında burnumu çektim.

"Evet." bir kaç dakika sustuktan sonra sakinleştiğini düşünüp sırtını sıvazlamaya başladım. Fakat yanılıyordım.

"Onu geberteceğim." bir anlık hırsla tısladığında benden hızla ayrılıp kapalı kapıya doğru ilerlemişti.

"Hayır, saçmalama! Böyle bir şey yapmana asla izin vermem-"

"Kapa çeneni Jimin. Ona bunun hesabını soracağım." kızarık gözleriyle bana baktıktan sonra yutkunup ıslak yanaklarını sildikten sonra hızla çıktı odadan.

Şişik karnımla koşamayacağımı anladığımda, titreyen ellerimle Yoongi hyungu aramak için telefonumu cebimden çıkardım.

Aramamdan bir kaç çalış sonra Yoongi hyungun sesini duyduğumda sözünü kesmek zorunda kalmıştım.

"Hy-hyung Jungkook! Jungkook başına bir şey getirecek. Taehyung'dan hesap soracağını söyleyip çıktı odadan. Hiç bir şey yapamıyorum lütfen onu engelle!"

"Tamam! Sen sakin ol ve orda bekle. Ben Eun'ı yanına gönderip gidiyorum." telefonu kapattıktan sonra dönen başımla birlikte biraz ilerideki dolaba tutunmaya çalıştım.

Bu kadar ağır şeyleri kaldıramadığım için vücudum fazlasıyla yorgun düşmüştü. Hızlanan nefeslerimi biraz olsun kesmek adına sakinleşmeye çalışıyordum. Fakat aklıma Jungkook'un bir şey yapcağı geldiğinde daha fazla geriliyor ve hafif sancılarımın oluşmasına neden oluyordum.

Derin nefesler eşliğinde yerime geçmeye çalıştığımda sancılarımın artması beni daha da endişelendiriyordu.

Erken doğum falan değildi, değil mi?

Sahi, ben yedi aylık hamileydim!

Hayır hayır şimdi olmaz!

"Ah! Bebeğim, lütfen gelme. Şi-şimdi olamaz lütfen, hayır, lütfen, lütfen, lütfen.." derin derin nefeslerimi almaya çalıştığımda Eun odaya girmiş beni görmüştü. 

"B-bay Jeon iyi misiniz?!" hızla yanıma koşup belime tutuğunduğunda gözyaşlarım daha fazla artmıştı.

"S-sancım var! Beni çabuk Hodeok hyunga götür Eun, çabuk!"






Doğum gelsin mi? Gerçi Jimin yedi aylık hamile olmuş muydu onu da bilmiyorum ama doğumu isteğinize göre yaptıracağım.

Beautiful Doctors °jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin