Bencil ve Dengesiz

7.2K 775 460
                                    

"Nasıl böyle bir şey yaparsın Jimin?"

"Alt tarafı sarılmış!"

"Sen dua et de, elin adamları gibi öpmemiş, koklamamış!"

"Kocanı şimdi ortalığa attın, hemen saldırmaya başlamışlard-"

"Hyung!" 

Yaklaşık on beş dakikadır Jin hyungun  öğütlerini - bağırış çağırış da olabilir - dinleyerek oturuyordum öylece.

"Ne hyung, ne?!"

"Benim de bir gururun var tamam mı!  O beni bıçaklayan adama, onu konuşma diye uyardığım halde sarıldı, konuştu!"  Jin hyung benim bir nevi psikoloğumdu. Her derdime kapısını açar ve beni içeri alıp dinlerdi. Ama bugün farklıydı. Bugün sakince dertleşmiyorduk, bildiğiniz tartışıyorduk.

Nedeniyse, Jungkook'u öylece ortada bırakmamdı.

Şaka mı bu?!

"Salak evladım benim, git o zaman adama anlat bütün herşeyi. Taehyung'un seni bıçakladığını, tehdit ettiği için Jungkook'a bir şey söyleyemediğini anlat!"  çaresizce başımı yere eğdim. Bir nevi haklı sayılırdı. Jungkook'a haksızlık ediyormuş gibi hissediyordum.

Bu hamile halimle böyle olaylar yaşamak benim için ilk oluyordu ve bunlarla başa çıkmak cidden o kadar zordu ki..

Bütün düşünceler beynine saldırıyordu ve her biri başka şeyler söyleyip, kafamı karıştırıyordu. Bunlarla başa çıkamayınca ortaya dengesiz bir Jimin çıkıyordu.

Bir yanım Jungkook'a sonuna kadar sinirliyken, diğer yanım asıl bencil olanın ben olduğumu söylüyordu.

"Bilmiyorum hyung. Benim sadece kafam karışık. Ne yapacağımı şaşırdım." umut dolu pırıltılarla taşan bakışlarımı Jin hyunga çevirdim. Ben onun odasındaki koltuğa oturmuş bebeğimi rahatlatmaya çalışırken, o ise karşımda bir o yana bir bu yana gergince gidip geliyordu.

"Dediğim gibi Jimin. Onun hiç bir şeyden haberi yok. Belki de doğruyu söylüyordur, ona inanmayı dene."

***

Tamam, hemen şimdi gidip de onunla konuşacak değildim ama ondan boşanacak kadar ileriye de gitmeyecektim.  Eğer en küçük bir şey için bile tartışıp ayrılsaydık, aramızda bir bağlantı kalmazdı şimdiye kadar.

Ben ondan boşanmayı değil, ona güvenmeyi istiyorum. Bu olaydan hemen önce ona güvenim sonsuzdu ama artık emin olamıyordum.

Yoksa gerçekten de.. asıl bencil ben miydim?

Bunları düşünmemeye çalışıp arabamın kilidini açmak için elimdeki anahtarın tuşuna bastım. Araba açıldığını belli edercesine öttüğünde ilerideki kırmızı arabanın yanına doğru paytak adımlarla ilerlemeye başladım.

Bu hastanedeki garaj, beni her zaman ürkütmüştü. Şimdi de, kısık flöresan ışıklarının aydınlattığı bu zifiri karanlık alan hala korkutucuydu.

Arabaya varmama on adım kala arkamda birinin olduğunu hissetmem gerçekten de korkmamı sağlamıştı. Tamam böyle şeyleri buraya adım attığım an hep düşünmüştüm fakat şimdi gerçekmiş gibi hissetmek beni daha da germişti.

Kendimi sakinleştirmek amaçlı bir kaç kez derin nefesler alıp veriyordum. Ardından cesaretimi toplamış gibidımlarımı durdumamla arkamı dönmem bir olmuştu.

Evet, tam tahmin ettiğim gibi arkamda biri vardı.

Taehyung.

Namı değer şerefsiz.

"Ne işin var burada?" onu ciddiye almıyormuş gibi alaylı konuşsam da, şu an ki yüz ifademin aksine korkudan dizlerim titremeye başlamıştı. Tabi ki ondan korktuğumdan değil fakat, bebeğime bir zarar gelmesinden korkuyordum. 

"Hastanede attığın yumtukların hesabını sormaya geldim." hayır, bebeğime zarar verecek kadar canileşmiş olamazdı, değil mi?

"Defol git buradan Taehyung. Karşında eski korkak Jimin yok."

"Evet, karşımda savunmasız, hamile bir Jimin var. Eskisi gibi bana Jungkook'u sevdiğini haykıran o ' korkak' Jimin yok."

"Ne istiyorsun bizden?" konuyla alakasız bir soru sordum. Cidden artık bu manyağın ne istediğini merak ediyordum. Üç çocuklu bir adamdan ne bekleyebilirdi ki bundan sonra?!

"Jungkook'u." 

"Fazla gülünçsün." gözlerimi devirirken arkamı dönüp, arabama binmek için adımladım.  Cidden komikti. 

"Hayır, gayet ciddiyim." umursamaz adımlarım söylediği şeyle durdu. İfadesiz, soğuk bakışlarım onun keskin bakışlarını bulurken ona doğru yürümeye başladım.

"Üç çocuğu olan bir adamın peşinden yıllarca koşmak fazla acizce değil mi, Kim Taehyung?" yine, o günkü gibi gözleri seyiriyordu. Elleri yumruk halini almıştı çoktan. O benden hayat arkadaşımı almaya çalışırken, ben aptal bir korkak olacak değildim.

"Görüyor musun? Bu sevişmemizle oluşan bir bebek. Ben ve onun karışımından oluşan bir bebek. Arzularımızın patlamasıyla ortaya çıkan bir bebek. Acıtmıyor mu bütün bunlar Taehyung?"  acınası bakışlarım onun sert yüzünde geziniyordu. Ellerim karnımı nispet yapar gibi okşuyordu.

Şu an yaptıklarımı haksız bulanlar olabilirdi ama bıktım artık. Onun hak ettiği muamele buydu. Bunları o istemişti.

"Şu an onu da, seni de  yok edebilirim. Biliyorsun değil mi?" kaşlarım alayla havalandı.

"Bunu yaptıktan sonra Jungkook'u elde edemeden müebbet bir hapisi  boylayacağını ve orda çürüyeceğini, biliyorsun değil mi?" korkusuzca irislerine bakıyordum.

Göz bebekleri sinirle büyüyüp küçülüyordu.

"Bunu gerçekten yaparım. İntikamım için yaparım, Park Jimin." yüzüne biraz daha yaklaştım.

"Senden korkmuyorum." söylediklerime karşın genişçe -daha çok acımasız bir gülüştü bu- sırıttıktan sonra bir süre gözlerimin içine bakmıştı. Ardından yüzüme inen yumrukla sarsılmıştım.

Gözlerim, elmacık kemiğime yediğim darbeyle kapanırken tek elim yanağımı bulmuştu.

"Hey! Hey, ne oluyor orda?!" hemen ardından duyduğum sesle gözlerimi açmaya çalıştım. Fakat yediğim darbe inanılmaz bir şekilde acı vericiydi. Sanki elmacık kemiğim kırılmış gibiydi.

"Jimin?!" Hoseok hyung önüme çömelip yüzüme bakmaya çalıştığında, yere çöktüğümü o an fark etmiştim.

"Bay Kim! Hamile birine bunu nasıl yapabilirsiniz?!"

"Bunu hak etti." açılıp kapanan gözleriöin gördüğü kadarıyla kollarını göğsünde birleştirmiş Taehyung, rahat tavrıyla bana bakmaya devam ederken Hoseok hyung beni çoktan unutmuş ve ayaklanmıştı.

"Size inanamıyorum. Nasıl doktorunuz siz?! İki canlı birine şiddet uygulayacak kadar ne yaşadınız tanrı aşkına?!"

"Ho-hoseok hyung,bırak şunu ve bana yardım et."

"Sikeyim Jimin, Jungkook hangi cehennemde?!" sinirle nefes verip kendim dorğulmaya çalıştım. Fakat karnım burnumda olduğu için değil ayağa kalkmak, oturamıyordum bile.

"Onu boşver şimdi, sonra anlatırım." kolumu, tutması için ona uzattığımda tutarak bana destek olmuştu. Yavaşça ayağa kalkıp karnımı tutarken arabama doğru adımladım onunla.

"Bay Kim, şimdilik gidiyorum ama sonra bunun hesabını sizden bizzat ben soracağım." 




Herkes hesap sorma peşinde yaww aldşxkdçfmxçsl

Beautiful Doctors °jikookWhere stories live. Discover now