Yolculuk : Orman

104 9 0
                                    

Beyazlı ve diğerleri saraydan çıktıktan sonra uçarak gitmeye başladılar.
Denizin üzerinde uçarken etrafı aniden sis kapladı ve ejderler bir anda yere doğru çekilmeye başladılar.
Başlarda Kayabaş ve Siyah yavaş yavaş yere çekilmeye başlamışlardı ama sonradan daha hızlı yere çekilmeye başlamışlardı. Bu yüzden karga beyazlının omzunda huzursuz olacak ki kendisi uçmaya başladı. Ama o da çok geçmeden tekrar beyazlının omzuna kondu. Bir kaç dakikalık yere çekilme aşamasından sonra denizin ortasında daha önce görmedikleri bir ormana düştüler.
Ormanda yürümeye başladılar..
Bir kaç dakika yürüdükten sonra kumsal gibi bir yere geldiler.
Ama etrafta hiçbir ada ya da kara görünmüyordu. Sular sürekli sahile çarpıyordu hızlı bir şekilde ve sürekli bir rüzgar esiyordu. Bizimkiler tekrar ormana doğru girdiler ve biraz daha yürüdüler. Sonra ormanın ortadında kamp kurdular hava kararınca.
Hava iyice kararınca ateş yakmak için Kayabaş bir kaç ağaç devirdi ve bir ateş yaktılar.
Ateşi yakmaları ile bir bağırtı duyuldu ve yağmur başladı. Ateş söndü..
Birkaç dakika sonra tekrar bir ateş yaktılar ve gene aynısı oldu. O gün biraz erken uyudular ateş yakamadıkları için.
Hava aydınlandığı zaman ormanın tersi yöne gittiler. Beyazlı ormanın tersi yönünde tekrar bir sahile geldi.
Burada deniz suyu arkaya doğru gidiyordu sanki üstünde bulundukları orman, orman değildi ada gibiydi ama işin garibi bu ada hareket ediyordu. Birden tekrar bir bağırtı duyuldu beyazlı hızlı bir şekilde bağırtının olduğu yöne doğru koşmaya başladı.
İlk gün buraya geldikleri zaman gittiği sahile varmıştı ama etrafta bağıran birşey yoktu.
Birden tekrar bağırtı duyulmaya başladı ses suyun altından geliyordu. Beyazlı merakına yenik düştü ve suya atladı.
Suya atladığı zaman gerçekten ada hareket ediyordu derken bi anda ada durdu. Beyazlının gözleri suyun içinde çok iyi görmüyordu bir kaç dakika sonra gözleri suyun içinde görmeye alıştı ve daha iyi görmeye başladı.
Gördükleri karşısında şok olmuştu beyazlı.
Üstünde oldukları bir ada değildi !
Efsanevi bir canlı olan dev deniz kaplumbağasıydı.
Bu kaplumbağa o kadar yaşlıydı ki üstünde ağaçlar çıkmış ve hayat yeşermişti artık.
Birden kaplumbağa bir su dalgası gönderdi bu su dalgası ile beyazlının ruhu bedeninden ayrıldı.
Kaplumbağa ve beyazlı konuşmaya başladılar...
Ruhani bir boyuta geçmişlerdi ve orada konuşuyorlardı. Beyazlı gölge ile savaşacağını bu yüzden kendisini eğitmesi ve kendisine katılması için ejderha ırkları ve kralları ile görüştüğünü söyledi. Sırada deniz ejderi ile görüşeceğini söyledi. Bunu söylemesinin üzerine kaplumbağa ona bunu yapmamasını söyledi. Sonra şöyle ekledi : Su ejderi gölge ile ortak bir ırk yani su ejderleri sana yardım etmez..
Seni gölgeye söylerler ve yıllardır gölgenin aradığı çoçuğun ortaya çıktığını söyler ve senin peşine düşerler.
Bunun üzerine beyazlı tılsımdaki su yeteneğini kullanmak için başka şansı olmadıgını orada en azından kendisine yardım edebilecek bir ejder çıkacağı fikrini söyler kaplumbağaya..
Bunu üzerine kaplumbağa bir kaç kelime söyler ve bir su dalgası daha oluşturur..
Bunun üzerine beyazlının ruhu bir odaya geçer.
Bu oda bir labirent aslında..
Kaplumbağa bu labirentin bir eğitim oldugunu ve eğitimini tamamladığı zaman bu labirentten çıkabileceğini söylemiş.
Beyazlı labirentten çıkmak için koşmaya başlamış ama bir odaya gelmiş bu oda su ile doluymuş. Odanın solunda suyun olmadıgı bir yer varmış duvarda bir yazı yazıyormuş. Beyazlı suyun üzerinden yüzmüş ve duvara gitmiş duvardaki gizemli yazıyı okumaya çalışmış ama okuyamamış.. Yazıya daha dikkatli bakmış, başı dönmeye başlamış ve bayılmış. Uyandığı zaman sular üzerine doğru gelmeye başlamış ve oda su ile dolmaya başlamış.
Bunun üzerine beyazlı kollarını tekrar çapraz yapmış ama kayalar ile olan savunma kayaları su yüzünden parçalanmış. Bunun üzerine beyaz diş odaklanmaya başlamış. İyice odaklanmış ve saçları beyazlayıp dalgalanmaya başlamış. Parmaklarını iç içe geçirerek yeni bir savunma şekli bulmuştu. Su kalkanıydı bu ve odadaki suyu kontrol etmişti. Beyazlı odaklanmış ve ellerini yukarı doğru kaldırıp odadaki suyu havaya kaldırmış ve odanın çıkışını açmış.
Bir sonraki odaya geldiğinde ise üzerine bir sürü sivri buz üstüne doğru gelmeye başlamış.
Beyazlı bunları yeni öğrendiği su kalkanı ile savuşturmaya çalışmış ama ne kadar çabalarsa çabalasa sudan olduğu için bu buzlar suyun içinden geçip gidiyormuş.
Beyazlı kafasını tavana kaldırdığı zaman tavanda tekrar yazılar oldugunu gördü. Bu yazıya odaklandı ve tekrar başı dönmüştü ama bu sefer bayılmamıştı.
Bunun üzerine yeniden su kalkanı yaptı ama bu sefer içgüdüsel olarak suyun soğuduğunu ve buz tuttuğunu hayal etti.
Bunun üzerine yaptıgı su kalkanı buz halini almış ve sem sert olmuştu. Birden aklına üzerine gelen buzların çıktığı yerleri tıkamak geldi. Hemen odada bulunan suları el hareketleri ile hareketlendirdi ve buzların çıktığı yerlere götürüp orada buz haline getirip dondurdu. Bunun üzerine odanın kapısı açıldı. Bu odayıda geçtikten sonra kaplumbağa bir su dalgası daha gönderdi bunun üzerine beyazlı kendisine geldi ruhu bedenine girdi ve sudan suyu kontrol ederek çıktı. Yaşadıklarını Kayabaş ve siyah ejdere anlattı. Artık suyu kontrol edebiliyordu. Geriye bitki ejderlerini, elfleri ve beyaz ejderleri görmek kalmıştı. Artık orman onları kendilerine doğru çekmiyordu..
Uçmaya başladılar. Beyazlı Kayabaşın sırtında, kartal beyazlının omzunda doğuya doğru uçmaya başladılar.

Dragon BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin