KALBİN İLK VURUŞU

6.6K 165 37
                                    

"Evet, şimdi gözlerini açabilirsin." Katya teşkilattaki tek arkadaşı Raşa'nın estetik merkezindeki koltuğunda gözlerini açtı. Raşa, işini yaparken kendisinin izlenmesinden hiç hoşlanmazdı. Bu sebeple Katya, yeni görevlerinde kendisini tanınamayacak bir imaja sokması için Raşa'nın -5. katta bulunan estetik merkezindeki koltuğuna her oturduğunda gözlerini kapatır, Raşa ona açmasını söyleyene kadar da açamazdı. Aksi takdirde gözlerini açtığı anda Raşa'nın elinde ne varsa onunla cezalandırılırdı. Örneğin, o an elinde bir makas varsa, ki çoğunlukla bu gerçekleşmişti, Raşa bilerek onun saçının bir yerini fazladan keser ve "Ah, ne kadar da yazık oldu şu güzelim saçlara. Şimdi göreve bu çirkinlikle gitmek zorunda kalacaksın." derdi alaycı bir gülümsemeyle. Neyse ki her zaman saçlarına ek yaparak onları eski gür hâline dönüştürür, böylece ikisinin arasındaki bu şakalaşmalardan Dimitri'nin hiçbir zaman haberi olmazdı.

Raşa aslında bir estetik cerrahtı. Ailesinin kim olduğunu kendisi dâhil hiç kimse bilmiyordu. Bebekliğinde Dimitri tarafından evlat edinilmiş ve onun destekleriyle tıp okuyarak estetik cerrahi alanında uzmanlaşmış, yirmi yaşında uzmanlığını bitirince de teşkilatın estetik doktoru olarak çalışmaya başlamıştı.

Katya, kendisi ile aynı yaşta olan arkadaşının yüzüne dikkatlice baktı. Raşa ona o kadar çok benziyordu ki ikisini birlikte görmedikleri sürece teşkilattaki hiç kimse onları birbirinden ayırt edemezdi. Raşa'nın da tıpkı Katya gibi iri ve yeşil gözleri, kızıl saçları vardı. Boyu hemen hemen Katya kadardı. Güldüğünde tıpkı Katya gibi dudağının sol yanında bir gamze oluşuyordu. Sağ yanaklarındaki ben bile aynı boyutta ve aynı yerdeydi. Onları birbirinden ayıran tek özellik Raşa'nın gür ve kızıl saçlarının Katya'nınkilerin aksine dalgalı değil, düz olmasıydı.

Katya ara sıra arkadaşının yüzüne baktıkça nedensiz bir şekilde çocukluğunda annesinin döktüğü gözyaşlarını hatırlar ve geceleri "Natalia!" diye haykıran sesini işitir gibi olurdu. Natalia'nın kim olduğunu bilmemekle birlikte geceleri annesinin bağırışlarıyla uyandığında koşarak annesine sarılır ve çocukça bir tebessümle onu teselli etmeye çalışırdı.

Raşa, Katya'nın onun yüzüne odaklanıp kaldığını fark edince "Ne o, beğenmedin mi yoksa? Bak olmamışsa söyle, farklı bir şeyler de yapabilirim." dedi dudaklarını bükerek.

"Hayır, hayır Raşa. Bu çok güzel, gerçekten çok beğendim. Ancak benim şimdi göreve gitmem gerek. Sana sonra uğrarım." diyerek arkadaşının yanaklarına birer öpücük kondurdu Katya ve kapıya yöneldi. Kapıdan çıkarken Raşa'nın onun arkasından seslendiğini duydu. "İyi şanslar, canım."

****

Dimitri, odasında dört dönmekteydi. Yaklaşık yarım saat önceki kurul toplantısında Aleksis'in kendisinden istediğini yapmış, onu kendisinden sonraki teşkilat başkanı ilan etmişti. Ancak toplantı salonundan çıkarken Aleksis'i kendisine belgeleri vermesi için bir göz işaretiyle odasına çağırmış olmasına rağmen Aleksis hâlâ odaya gelmemişti. "Ne b*k yiyor bu p*z*venk?! Neden hâlâ gelemedi?!" diye bağırdı en sonunda içindeki sinir patlamasını dışa vurarak. Aleksis tam da o anda oda kapısında göründü. "İşte geldim, Bay Volkov."

Dimitri, Aleksis'in kapıyı kapatmasıyla "Nerede kaldın p*ç herif?! Çabuk ver şu belgeleri bana!" diyerek Aleksis'in elindeki belgelere uzandı. Ancak Aleksis ona belgeleri bu kadar çabuk vermeye niyetli değildi. Hızla elindeki belgeleri arkasına sakladı ve Dimitri'nin onları almasını engelledi. "O kadar çabuk değil, Bay Volkov. Önce benim yeni şartlarımı kabul edeceksiniz."

"Daha ne istiyorsun ulan? Seni bu teşkilatın benden sonraki başkanı yaptım, hem de zerre hak etmediğin hâlde! Daha ne istiyorsun benden?!"

"İki şey istiyorum." dedi Aleksis, Dimitri'nin yüzüne cesur bir ifade ile bakarak. "Birincisi, bana saygı göstermeniz. Malum, sizden sonra bu teşkilatı ben yöneteceğim. Ve ikincisi, bana Katya ile ilgili koymuş olduğunuz tüm yasak ve sınırlamalarınızı kaldırmanız. Bunu resmiyete döken yazılı bir belge rica ediyorum."

"Demek Katya'ya yakın olmak istiyorsun. Onu hâlâ seviyor musun? Ona hâlâ âşık mısın?"

"Bu konu sizi alakadar etmez. Siz söylediklerimi yapın, ben de elimdeki belgeleri size vereyim. Hepsi bu."

Dimitri, Aleksis'in yüzüne o sinsi gülümsemesini takınarak daha dikkatli baktı. Katya'ya olan aşkı bu adamın gözlerinden âdeta akıyordu. Ancak Katya'yı azıcık tanıyor olsaydı terk ettiği bir adama tekrar dönmeyeceğini çok iyi bilirdi. "Ahmak adam, bu sevdanın ona yaşatacağı acılar hakkında en ufak bir fikri bile yok." diye geçirdi aklından. Ardından "Pekâlâ, şartlarını kabul ediyorum. Ancak sana Katya için yazılı bir belge vermeme gerek yok, çünkü senin bir sonraki görevin Katya'nın bizzat kendisi olacak." dedi ve Aleksis'in bir anlık şaşkınlığından yararlanarak onun elinden belgeleri kaptığı gibi çakmağını çıkartıp ateşe verdi. Belgelerin kül olmasını izledikten sonra ise "Hepsi bu kadar mı?" diye sordu tehditkâr bir ses tonuyla.

Aleksis onu başıyla onayladı, ardından yüzündeki şaşkın ifadeyi ondan saklamak için başını hafifçe soluna çevirerek sordu. "Az önce söylediklerinizle ne anlatmak istediniz?"

"Katya'ya yakın olmak istediğini söylüyorsun. Demek ki ona hâlâ deliler gibi âşıksın. Öyle ki, sevdan âdeta gözlerinden akıyor. Ben de sevenleri ayırmak büyük günahtır diye düşünerek sana onun yanında olman için bir fırsat vereceğim. Bana istediklerini yapmam şartıyla her emrimi yerine getireceğine şerefin üzerine yemin etmiştin ya, eğer azıcık şerefin kaldıysa, sana bir emrim var. Katya'yı takip edeceksin! Görevi esnasındaki en mahrem anlar dâhil her an, her dakika, her saniye yanında olacak ve bana attığı her adımı, aldığı her nefesi rapor edeceksin! Ancak o seni asla görmeyecek. Asla onunla herhangi bir şekilde irtibat kurmayacaksın. Aksi takdirde bugün sana verdiğim her şeyi geri almasını bilirim. Anlaşıldı mı?"

"Ama Efendim..."

"Sana anlaşıldı mı dedim!" Dimitri Aleksis'in yüzüne öyle sert bir şekilde bağırmıştı ki Aleksis'in daha fazla itiraz etmeye cesareti kalmamıştı. "Anlaşıldı, Efendim."

Dimitri beklediği bu cevabı duyar duymaz kapıya arkasını döndü ve sadece tek bir kelime söyledi. "Çekilebilirsin!"

****

Katya, yaklaşık yarım saatlik zorlu bir hava yolculuğunun ardından Dimitri'nin ona ilettiği Batı Moskova Ormanları'ndaki koordinatlara iniş yaptı. Helikopterin ayaklarının yere değdiğinden emin olduktan sonra aşağıya indi ve "Demek buraya indin, Maksim Shevchuk. Acaba şimdi neredesin?" diyerek akıllı saatine bin bir zorluklarla elde ettikleri Maksim'in SZRU ajan kodunu girdi. "Hadi, hadi, fazla uzaklaşmış olamazsın." diye mırıldandı bir yandan da üstündeki paçavradan elbiseye bakıp gülmekten kendini alamayarak.

Raşa'nın ona en uygun makyajı yapabilmesi ve en uygun kostümleri verebilmesi için aklındaki senaryoyu ona anlatmak durumunda kalmıştı Katya. Plana göre, Katya ormanın kenarındaki küçük evlerden birinde oturmakta olan fakir bir ailenin tek kızıydı. Annesi çok hastaydı ve ormana gidip onun ilaçları için gerekli bitkileri toplaması gerekiyordu. Ancak bir anlık dikkatsizlikle derin bir uçurumdan yuvarlanmış ve hafızasını yitirmişti. Böylece kim olduğu, nerede yaşadığı, annesi, babası, kısacası en ince ayrıntısına kadar hayatının her anı aklından uçup gitmişti.

Raşa onun senaryosunu alkışlarla karşılamış ve "Dur, bekle tatlım. Senin için harika bir kostümüm var." diyerek ona bu paçavradan elbiseyi vermişti.

Saatin Maksim'in yerini söyleyen sesiyle irkilerek kendine geldi Katya. "Hedef bulundu: Maksim Shevchuk, ajan numarası: 909. Hedefi onayladığınızı belirtin lütfen."

"Onaylıyorum." dedi Katya olabildiğince fısıldayarak. Avı bir anda karşısına çıkabilecek kadar yakınında olabilirdi.

"Sizi hedefe yönlendiriyorum." dedi saat ve Maksim'in yerini koordinat düzlemine yerleştirerek gösterdi. Ancak gösterdiği yer Katya'nın hemen arkasıydı. Katya bir anda saatini çıkarıp cebine atarak arkasını döndü. Ancak arkasını dönmesiyle Maksim ile burun buruna gelip sağ ayağının bileğini burkarak yere kapaklanması bir oldu. Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki Maksim'in gözlerine bakakalmıştı. Biri ondan o an hissettiklerini tarif etmesini istese bunu hiçbir şekilde başaramayacağından emindi. Heyecan, korku ve bileğinin sızısı... Ve daha önce sadece bir kez hissettiği bir duygu daha: Kalbin ilk vuruşu.

Veee, bölüm sonu... 😉 Sizce bundan sonra neler olacak? Tahminlerinizi merakla bekliyorum. Yepyeni bir bölümle iki gün sonra görüşmek üzere aşklarım... Sizleri seviyorum... 😍 😘 💕

KIZIL CAZİBE +18Where stories live. Discover now