KENDİ CENNETİMİZ

7.1K 123 53
                                    

Katya, karşısında Maksim'in en yakın arkadaşı Oscar'ın boğazına bıçak dayamış tehditkâr gözlerle Maksim'i süzmekte olan Aleksis'e bakakaldı. Onu daha önce hiç böyle görmemişti. Onunla sevgiliyken Dimitri'ye kendisi için kafa tutmaktan çekinen, sırf bu sebeple defalarca Katya ile tartışan bir korkağın şimdi Maksim ve Oscar'a kafa tutmasına hiçbir anlam veremiyordu.

Yavaşça birkaç adım atarak ona doğru biraz daha yaklaştı ve gözlerini kısarak Aleksis'in gözlerine daha dikkatli baktı. İşte o an o mavi gözlerde ilk kez kıskançlık ve öfkeyi bir arada gördü. Gözlerindeki ifade öylesine netti ki Katya onun yapabileceklerinden korkmaya başlamıştı.

İçindeki o büyük korkuyla adımlarını hızlandırarak Aleksis'e doğru yürümeye başlamıştı ki Maksim bir hamlede onun belini kavrayarak Katya'yı kendine çekti. Katya birkaç saniye Maksim'in gözlerine bakakaldı. Bu adam ona söylemek istediklerini gözleriyle bile anlatabiliyordu. "Bunu nasıl yapabiliyor? Beni nasıl bu kadar kolay etkisi altına alabiliyor? Nasıl bana gözleriyle her şeyi anlatabiliyor?" dedi içinden. 

"Heyyy, çifte kumrular! Burada sizi gözetleyen bir adam var!" İkisinin de kendilerine gelmesini sağlayan Oscar'ın hafif alaycı sesi oldu. Onlar birbirlerinin gözlerine dalıp gitmişken Oscar, Aleksis'in elinden kurtulmayı başarmış, onu bir hamlede yere sermişti.

Katya hızlı adımlarla Aleksis'in yanına giderek nabzını kontrol etti. Neyse ki hâlâ nefes alıyordu. Onun bu hâlini gören Maksim şüpheyle Katya'ya doğru yanaştı ve "Kim bu adam, Nasya?" diye sordu.

"..."

"Sana kim bu adam dedim!!!"

"Bu adam benim kuzenim!" Katya bir anda öyle güzel bir yalan uydurmuştu ki kendisi bile şaşırıp kaldı. "Eski hâlime dönüyorum galiba," dedi içinden hafifçe gülümseyerek.

Ancak bu duyguya kendini çok fazla kaptıramadı, çünkü Maksim onu kolundan sertçe tutarak ayağa kaldırdı ve gözlerinin içine bakmasını sağlayarak "Yalan söylüyorsun!" dedi oldukça sert bir dille. Başını onun sağ kulağına doğru eğdi ve devam etti. "O an için seninle yatmış olmam sana inandığım anlamına gelmiyor, küçük hanım! Şimdi hem bana, hem de Oscar'a tüm gerçekleri anlatacaksın!"

****

"Eeeeee, sen ne yaptın peki?" Raşa, Katya'yı her görevden döndükten sonra yaptığı gibi teşkilat binasının kapısının önünde alıkoymuş ve kolundan tuttuğu gibi estetik merkezine indirerek sorguya çekmeye başlamıştı.

"Ne yapabilirdim ki Raşa?" dedi Katya bu sorgudan sıkıldığını ifade eden bir ses tonuyla. "Adamı ona doğruyu söylediğime ikna etmeye çalıştım."

"İnandı mı peki?"

"Bilmiyorum, yani bilemiyorum."

Raşa arkadaşının kendisini bir anda koltuğa bırakarak yüzünü elleriyle kapatmasından bir terslik olduğunu fark etti. "Anlaşılan o ki senin duyguların epey karışmış. Neler oldu iyice anlat bana."

"Raşa, ben..."

"Haydi söyle, dök içini."

"Ben... Ben... Onunla yatarken korunmadım." diye fısıldadı Katya.

"Ne dedin?"

"Duydun işte, ilk kez bir erkeğin koynuna girerken korunma gereği duymadım. İlk kez gerçek bir ilişkiye girdim. İlk kez biri bana gerçekten sahip oldu. Ve bu... Bu... Bu öyle bir duyguydu ki..." Katya'nın gözyaşları kendiliğinden akmaya başlamıştı.

"Tamam Katya, seni anlıyorum. Ama bu yaptığına gerçekten bir anlam veremiyorum. Bugüne kadar görevin için birçok ajanın koynuna girdin ancak hepsinde zashchitnyy* takarak korundun. Şimdi birdenbire ne oldu da... Dur, dur bir dakika... Sen... Yoksa sen... Âşık mı oldun?"

KIZIL CAZİBE +18Where stories live. Discover now