" Gerçek Hamle"

62 5 0
                                    




  Karanlık beni alabildiğine içine çekmişken kaslarımın biraz rahatladığını ve gevşediğini hissettikten sonra yavaşça gözlerimi açtım. Genellikle ringde kendini kaybedenlere ilk müdahalelerin yapıldığı küçük revirimsi odada olduğumu gözümü kırpıştırmama neden olan ışığı güçlü çıplak ampülden anladım. Yanımda oturan Toprak ve Kuzeyin yüzünde her zamanki sıradan bir olay yaşanmışçasına rahat ve sakin bir ifade vardı. Hiç endişelenmemiş aksine biraz dinlenmem gerektiğini düşünmüş gibi bir haldelerdi. Sırtımı yatağın rahatsız edici demir başlığına dayayarak yan taraftaki komodinin üzerinde duran su şişesini aldım. Yarısına kadar dolu olan şişenin tamamına yakınını içip odadaki sessizliği bozmak adına " Uyandığıma göre gidebiliriz " dedim.

 Kuzey de oturduğu yerden kalkıp " Herkes gittiğine göre ben de arabayı kapının önüne getireyim o zaman " dedi ve odadan çıktı.



  "Orada ne oldu ?" dedi Toprak düşünceli bir sesle . Soruyu tam olarak anlayamadığım için kendime biraz zaman tanıyıp " Nerede ne oldu ?" diye sordum. Ellerini sardığı başından çekerek tam olarak benim zihnimi okumak istercesine gözlerimin içine baktı ve " Ringde neler olduğunu soruyorum " dedi ardından ben yine cevaplamayınca " Bu gece sana bir şeyler olmuş gibiydi. Anlayamıyorum " diye ekledi.

 Bense bahsettiği şeyi çoktan anlamıştım. Tabi ,şaşırmakta ve anlamlandıramamakta haklıydı çünkü bu zamana kadar hiçbir rakibim karşısında bu kadar düşünmemiştim. Cehennem... beni bu gece hem çok şaşırtmıştı hem de düşünmeye itmişti. Toprağın sabırsız bekleyişini kırmak adına

" Cehennem ..." dedim " Yani Araf,onu tanıyorum ve çok şaşırdım."



 Toprak tam sorgulamaya başlayacakken çalan telefon odadaki acayip atmosferi bölerken ben de Kuzeyin gelmiş olabileceğini düşünerek yataktan kalkıp ayakkabılarımı giydim. Kısa telefon konuşması sonucunda Kuzey kapının önünde beklediğini bildirmiş Toprak ve bense ağır adımlarla çıkışa yönelmiştik. Arabaya bindiğimizde her dövüş gecesi sonrası olduğu gibi Kuzey ve Toprağın zorunlu misafiri olacağımı hepimiz bildiğimizden Kuzey doğruca evlerine sürdü.

 Sessizlik ve karmaşa Toprağın canını sıkmış olacak ki " Arafı nereden tanıyorsun ?" dedi. Dikiz aynasından gördüğüm kadarıyla olanlardan habersiz ve yüksek ihtimal "Araf kim ?" diyerek konuya dahil olma ihtiyacı hisseden Kuzeyin kaşları çoktan çatılmıştı. Bense onları bu çıkmaza sürükleyen olduğumdan açıklama gereği duyarak derin bir nefes aldım ve " Bu gece gittiğimiz davette babam bizi arkadaşının ailesiyle tanıştırdı. Araf ve Akınla ,yani oğullarıyla kaynaşalım diye bizi bahçeye gönderdiler .İpek ve Lina Akınla takılmaya başlayınca ben de Arafla kaldım ama bir yalan uydurup çıkmam gerekiyordu. Bir anda Araf içki almaya gideceğini söyledi ben de tuvalete gideceğimi söyledim ve oradan kaçtım " dedim. Uzun soluklu kısa özetimden sonra " Ama sanırım o da içki almak ayağına kaçmış" dedim. Sonraki sessizlikte düşündüğüm şeyse gayet basitti. Eğer ben kaçmayacak olsaydım ve içkilerin gelmesini bekleseydim Araf kesinlikle gelmeyecekti.


🥊🥊🥊



Olaylar netliğe kavuşmuş ve biz çoktan uçsuz bucaksız bir rezidansın 22. Katında bulunan eve varmıştık. Herzaman beni anlık dikkatsizlikle ürkütebilecek olan tabandan tavana pencereyle kaplı salon koltuklarındaki yerimizi almıştık. Ellerimizde hepsi birbirinden farklı tatta ve kıvamda olan kahveler vardı. Mesela benimki asla sütsüz olamayan bir fincandı , Kuzeyin elindeki dumanı üstünde fincan ise bünyesinde asla süt bulundurmadı. Topraksa tabiri caizse mutfakta bulduğu ve kahvesine koymayı uygun gördüğü şeker dışında tüm malzemeyi eklerdi fincanına. Şuan odada sessizlik hakim olsa da aslında hepimizin aynı kahve zevklerinde olduğu gibi birbirinden farklı düşünceleri ve beynini kemiren soruları dolaşıyor zihinlerimizde.

BUKALEMUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin