" Hastalık "

25 5 0
                                    











        

   Sırılsıklam bir halde Arafın evine vardığımızda sıcacık arabadan inmemek için direndim. Ama Arafın yorgun bakışlarına dayanamayıp kendimi arabadan atarcasına indim.

   İlk rüzgarla üşüyünce koşarak kapıya ilerdim. Araf elindeki anahtarlarla her zamanki eve giriş ritüelini gerçekleştirebilmek için yanlış anahtarı taktı. Açılmayan kapıya bir küfür mırıldanıp doğru anahtarla kapıyı açınca ikimiz de eve daldık.

   Geçerken kapının meteşesi kolumu kızartsa da uyuşan bedenim hiçbir şey hissetmiyordu.

     İkimiz de içeri girdikten sonra aynı hızla merdivenleri çıktık. Önden ben gelince beklemeden Arafın odasına dalıp dolabının kapaklarını açtım. Ben üst raflardan siyah kalın bir tişört alırken o da alt çekmeceden bir eşofman çıkardı. İkimiz de iliklerimize kadar soğuğu yemiştik. O yüzden ben fazla düşünmeden üzerimde ağırlaşan elbiseyi çıkarıp yere atarken o da aynı hızla pantolonunu çıkarmıştı.

    Daha fazla üşümemek adına aceleyle uzun , kalın tişörtü giydim. Kısa kollu oluşu ve geçenki gibi pek bir taraflarımı örtmeyişinden tekrar dolaba dönüp bir siyah kapüşonlu hırka çıkardım. Onu da giyip neredeyse yüzüme kadar fermuarı çekerek ellerimi ceplerine soktum.

     Araf da eşofmanın üzerine bir tişört giymişti. Bir yandan hapşırıp bir yandan küfrederek dolabın yanında asılı olan kumandayla klimayı sıcağa ayarladı. Kumandayı yerine asıp burnunu çeke çeke yatağa girdi. Battaniyeyi başına kadar çekti. Bense ortada mal gibi kalmıştım. Bir yandan titreyip bir yandan ne yapacağımı bilemeyerek odadan çıkacağım sırada sertleşmiş sesiyle “ Gelsene buraya. Klimayı açtım . Diğer odalarda üşürsün ” deyince ısınmaya dünden razı olduğumdan koşarak gidip battaniyenin altına girdim.

    Aramızdaki koca mesafeyi düşündürmeyecek derecede ağrıyan başım ve sürekli akan burnum uyumamı engelliyordu. Sırtüstü yattığım yatakta Araf ne yapıyor diye bakmak için onun tarafına döndüm. Gözlerinin kapalı olduğunu görünce rahatsız etmeden battaniyeyi başımdan çektim.

    Oda çok sıcak olmaya başlamıştı ve ben üşümeyi terlemeye tercih eden bir insan olduğumdan hızla üzerimdeki hırkayı çıkarıp yere bıraktım.

    “ Şu klimayı kapatsana ya ateş bastı ” dedi Araf gözlerini hiç açmadan. Yüksek ateşten kızarmış yanakları beni korkutsa da kalkacak halim olmadığından “ Üzerini aç, yada tişörtünü falan çıkar. Oraya kadar gidemem ” dedim.

    Kalktı, gözlerini hiç açmadan üzerindeki tişörtü çıkarıp yere attı. Sonra da kafasını yine yastığa bıraktı. Onun bu haline gülecek kadar kasımı bile hareket ettiremeyip ben de başımı yastığa bıraktım. Elim Arafın alevler içinde yanan koluna deyince ben de ondan farksızım diye düşünüp havale geçirmememiz için üzerimizdeki battaniyeyi ayaklarımla ittirip açılmasını sağladım.

   Araf üşüdüğüyle ilgili bir şeyler mırıldandı önce. Sonra da bana dönüp belimden kendine çekti. Çıplak ve sıcak göğsü tişörtün altından bile sırtımı yakarken dönüp alnına dokunmak istedim. Ateşinin ne kadar olduğunu tam tahmin edemeyeceğimi bildiğimden ikimize de bir şey olmamasını umarak uyumaya çalıştım. İlk birkaç dakika yanan sırtım buna engel olsa da sonunda şuan gerçekten Cehennem gibi yanan Arafın kollarında uyuyakaldım.





🤒🤧🤒





      Uyandığımda bacağımın üzerindeki ağırlıktan çok göz kapaklarımdaki ağırlık derin bir nefes bırakmama neden oldu.

BUKALEMUNWhere stories live. Discover now