" Davetsiz Misafir "

36 5 0
                                    


   Bölüm şarkısı: OneRepublic- Good Life

       Araf yüzünde arsız bir sırıtışla bana kapıyı açmış ve bununla da kalmayıp “ Hoşgeldin Bukalemun “ demişti.

  Bukalemunu vurgulu ve sessiz söylemesi iyice sinirlerimi bozarken neden burada olduğu sorusu beynimi kemirmeye başlamıştı. Bir şey söylemeden omzundan ittirip içeri girdim ve çantamı yere atarak salona geçtim. Tüm aile oturmuş bir şeyleri bekler gibi olduklarından iyice telaşlanıp en yakınımda olan İpeği dürterek ‘ne oluyor ?’ dercesine kaş göz yaptım. Cevap vermedi çünkü babam ona pek fırsat tanımadan “ Hoşgeldin Ateş” deyince o tarafa dönüp “ Hoş bulduk da komisyon kurulmuş” dedim.

 Araf en nihayetinde kapının önünde dikilmekten vazgeçip eski yeri olduğundan şüphelendiğim koltuğa dönünce ben de ilerleyip Lina’nın oturduğu koltuğun kol kısmına oturdum. Babam sorumu cevaplamadan Araf bana bakarak “ Hani dün sana bizim çiftlik evinden bahsedince görmek istediğini söylemiştin ya. İşte ben de düşündüm ve seni iki gün sonra götürmeye karar verdim. Bunun için ailenden izin almaya geldim” dedi.

 Anlatırken kaşı ayrı gözü ayrı oynayınca hiçbir şey anlamasam da anlamış gibi yaparak “ Ha, ne güzel. İzin alabildin mi bari ?” diye sordum.

Bu sorunun muhattabı babam olduğundan

“ Tabi ki gidebilirsiniz . Ama bir şartım var ikinizin de telefonları hep açık olacak “ dedi ve hazırlanan akşam yemeğine bakarak

“ Hadi yemeğe geçelim” diye ekledi.

 Araf ayaklanıp “ Ben bir lavaboyu kullanabilirmiyim?” deyince annem “ Tabi ki . Yukarıda sağdan ilk kapı” dedi. Araf merdivenleri çıkarken bana gel işareti yapınca “ Ben de bir üzerimi değiştirip geliyorum “ diyerek Arafın peşinden çıktım. Koridorun ortasında durmuş beni beklerken yakalanma ihtimaline karşılık kolundan tutup banyoya çektim.

 Kapıyı kapatınca da sesimin kısık çıkmasına özen göstererek “ Sen yine ne yapıyorsun ?” diye sordum. Kollarını göğsünde birleştirip ukala bir tavırla “ Sana ödül törenine katılman için yardımcı oluyorum” dedi. Sinirle elimi yumruk yapıp

“ Kim senden yardım istedi ki?” diye sorunca düz bir ifadeyle “ İyilik de yaramıyor ” dedi. Galaya ne kadar katılmak istediğim aklıma gelince sabah yaptıklarından sonra zor da olsa işi yokuşa sürmemek adına

“ Teşekkürler” dedim. Mutlulukla “ Rica ederim. Harika bir insan olduğumu biliyorum” dedi. Söylediğim şeye anında pişman olunca hızla banyodan çıkıp çatı katındaki odama yöneldim.

  Merdivenleri hırsla ve söylenerek çıkıp odaya girince sürgülü siyah kapıyı da sertçe çekip kapattım. Üzerimdeki taytı ve askılı atleti çıkarıp banyodaki kirli sepetine attıktan sonra dolaptan rahat bir elbise alıp giyinerek yeniden aşağı indim. Araf benden önce gelmiş masayı sonuna yetiştiğim bana iğrenç gelen espirisiyle güldürmüşken ben de memnuniyetsizlikle Arafın karşısındaki yerime oturdum.

  Yemek boyunca konuşmadan aynı zamanda bir aksilik de çıkarmadan sessizce bekledim. Yemek bitince herkes masadan ayrılıp salona döndüğünde İpek ve Lina bahçeye çıkınca ben de peşlerinden gittim. Temiz hava beynimi açsın diye birkaç uzun ve derin nefes alıp gözlerimi kapattım.

 Linanın telefonu çalınca açıp uzaklaşmasını fırsat bilen İpek yanıma daha bir sokulup “ Bu çiftlik evi bana hiç inandırıcı gelmedi. Sen bu tarz şeylerden hoşlanmazsın. İki gündür sizde bir şeyler var ama çözemiyorum” dedi. Beni tanıdığı için bu yalana pek kanmamış olan İpeğin bu hali acaba babam da inanmadı da bize oyun mu oynuyor diye düşünmeme neden olsa da yalan olduğunu belli etmemeye çalışarak “ Altında bir şey aramana gerek yok. Biz sadece arkadaşlığımızı ilerletmeye çalışıyoruz “ dedim. Arkadaşlık kelimesini benim ağzımdan duymak onu iyice şaşırtırken gözlerini kocaman açıp “ Bak bu hiç inandırıcı değil işte. Sen en iyisi hiç durumu kurtarmaya falan çalışma çünkü ben çiftlik evi yalanına senin şu az önce söylediğinden daha çok inandım “ dedi.

BUKALEMUNWhere stories live. Discover now