" Küskün Küçük "

25 5 0
                                    

Bölüm şarkısı: Shawn Mendes - Treat You Better

        

      Akşama doğru eve geldiğimde evin bomboş olması ilk defa şansımın yaver gittiğinin göstergesiydi. Üzerimde hala şort ve çıkarken aldığım bir tişört vardı. Üzerimdeki atleti çıkarıp çok kanlı olduğu için Arafta bırakmıştım.

   Telefonum sessizdeyken gelen çoğu mesaj ve arama Kuzey, Toprak ve İpekdendi. Kuzey beni merak ettiğiyle ilgili mesajlar atmıştı. İpekse yemeği dışarda yiyeceklerini ama bana ulaşamadıklarını söylemişti.

   Evde yemek yoktu ve bende de zaten son yediğim dayaktan dolayı yemek yiyecek hal yoktu. Elimdeki pantolon ve tişörtle beraber odama çıktım. Üzerimdekileri kirli sepetine atıp duşa girdim. Tüm yorgunluğumu küvette bırakmak istercesine duşta kaldım. Sonra da banyodan çıkıp üzerimi giydim. Islak saçlarıma aldırmadan telefonumu alarak yatağa girdim.

    Daha fazla merak etmemesi adına Kuzeyi aramaktan daha iyi olacağını düşünerek Toprağı aradım. İlk çalışta açılan telefonla beraber umduğumu bulamamış Kuzeyin öfkeli sesini duymuştum.

   “ Ateş, elimde kalacaksın. Ama kıyamıyorum işte ” deyince samimi bir şekilde

“ Ben Toprağı aramıştım. Sanırım müsait değil. Sesini duyduğuma sevindim . Hadi görüşürüz” dedim z’leri uzatarak.

   “ Ateş, sakın kapatmak gibi bir hatada bulunma” deyince sıkıntıyla oflayıp

“ Korkutma beni ” dedim.

  O da derin bir nefes alıp “ O zaman neden bu saate kadar arayıp sormadığını söyle ” dedi.

   “ Dün gece annemle tartıştık. Ben de Arafa gittim. Bak sakın atarlanma hemen çünkü siz Mahzene gitmiştiniz ” dedim bir solukta.

   “ Bir şey demiyorum sana Ateş. Kızmayacağım artık ” dedi sakin tutmaya çalıştığı sesiyle.

  Mutlu olarak gülüp “ Teşekkürler koca yürekli Kuzey ” dedim.

   Arkadan Toprağın sesi gelince Kuzey ona

“ Ya bir dur be. Yemedik telefonunu ” dese de Toprak onu pek umursamadan telefonunu Kuzeyden alıp “ Ateş, iyisin değil mi güzelim ” dedi endişeli sesiyle.

     Çocuksu tınısı içimi ısıttı o an. “ İyiyim canım. Sen beni merak etme”

  “Sen öyle diyorsan öyledir güzelim. Sesin uykulu geliyor. Hadi ben kapatayım da sen uyu ” dedi ve kapattı.

    Biraz da olsa acılarımı unutup mutlulukla telefonu yatağın altına ittirdim. Mutluluğum uzun sürmeden yorgun bedenimi karmaşık ve rahat olmayan bir uykuya sürükledim.

     En son kanadığını ve çizilmiş olduğunu hatırladığım kolum hızla dürtülerek sarsılınca gözlerimi açtım. Beni uyandıran ve endişeyle gözlerimin içine bakan İpeğe sinirle bakıp “ Ne var ?” dedim.

   Kısık tutmaya çalıştığı sesiyle “ Asıl sana ne var? Hatta neyin var ? Ne bu halin ?” diye sordu.

   Öfkeyle tekrar gözlerimi açıp “ Sana ne , ne olduysa oldu ” dedim.

     “ Anneme ne hesap vereceksin ? Ayrıca kim dikti bu kaşını iz kalırsa düşünemiyorum bile. Çarpık çurpuk ” dedi gözlerini kısarak.

   “ Ben, kendim , tek başıma diktim. Böyle geçtim aynanın karşısına aldım elime iğneyi soktum çıkardım, soktum çıkardım kaşıma  ” dedim. Bir yandan da elimle nasıl yaptığımı göstermeye çalıştım hırsla.

BUKALEMUNTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon