" Yaza Merhaba!"

27 5 0
                                    

   Bölüm şarkısı: OneRepublic - Something I Need

    Eve vardığımızda Araf beni kapının önüne bırakıp gitti. Bahçeden geçip yorgun argın zili çaldım. Kapıyı aceleyle açan İpek büyük bir koşuşturmaca içinde görünüyordu. Bana bakmadan kapıyı açtı ve hızla merdivenleri çıktı.

 Ev halkı ortalıkta görünmezken ayakkabılarımı şişmiş olan ayaklarımdan çıkarıp elime alarak salona girdim. Annem ve babamı salonda otururken bulunca ben de koltuklara çöküp “ Kolay gelsin” dedim.

    Annemin dikkatini çekebilince “ Bu İpeğin nesi var ?” diye sordum. Annem tabletindeki oyunu durdurmadan “ Akşam arkadaşlarıyla ufak bir parti verecek. Ona heyecanlı ” dedi.

    Sıkıntıyla yerimde kıvranıp mızmızlanarak

“ Ne partisi ya ” dedim. Yanıma gelip oturan Lina aynı sıkıntılı ifade ile  “ Yaza merhaba partisi ” deyince çantamı ve ayakkabılarımı aldım. Merdivenlerden çıkarken “ Aman ne güzel” demeyi de ihmal etmedim.

    Ben odasının kapısından geçmeye korkarken İpek anında kapıyı açıp “ Ateş…” diyerek beni durdurdu.

   Bir şey demesine izin vermeden “ Partini benden uzak tut İpek ” desem de beni dinlemeden “ Ben akşam için Akını aradım. Sen de Arafı arasana ” deyince daha dün Arafla olduğum aklıma geldi.

   Tabi ki de Arafı görmekten sıkıldığımı düşünmedim. Aksine İpek ve değerli kabile üyeleri bahçeyi birbirine katarken ben de bir köşede Arafla takılabilirdim.

   Sadece “ Tamam” demekle yetinip merdivenleri çıkmaya devam ettim.

    Odama varınca kapıyı kapatıp çantamı yan tarafa koydum. Banyoya yönelip kısa olduğu kadar sakinleştirici bir duş aldım. Yazlık bir şortun üzerine bi de atlet giyip saçlarımı kuruttum. Sıcaklığa dayanamayıp ensemden uzakta bir topuz yaptım. Topuzumu yaparken kullandığım tokanın Arafın verdiği olduğunu fark edince yüzümden bir gülümseme geçti.

   İpeğin söyledikleri de aklıma gelince telefonumu bulup Arafı aradım. Uzun uzun çalan telefonu sonunda açabildiğinde keskin ses tonuyla “ Efendim Ateş” dedi.

   Bilinçli bir nefes alıp nasılsın muhabbetlerini geçerek “Akşam bir parti veriyoruz , onun için aradım ” dedim.

  Bodoslama daldığım konu cümleden sonra yüzümü buruşturmama neden olurken dalga geçercesine “ Ajandama bakmalıyım. Bu hafta benim için bayağı yoğunda ” dedi.

   Sinirle soluyarak “ Ben de hergün seni görmeye meraklı değilim” dedim. Tam kapatacağım sırada “ Akın söyledi zaten . Geliyorum ” deyince “ Sakın gelme istemiyorum. Gelirsen de döve döve kovarım” dedim.

     Kuru tehdidime gülerek “ Benim elim de armut toplamaz yani. Sen bana karşılıksız vurabileceğini sanıyorsan fena yanılıyorsun haberin olsun ” dedi. Alenen ben onu döversem onun da beni döveceğini söylemişti.

   Ben de sinirle gülüp “ Akşam göreceğiz onu ” dedim ve telefonu kapattım.

   Arafın egosundan dolayı bozulan sinirlerim beni zorlarken telefona zarar vermemek adına sakince yatağa bırakıp çalışma masamın sandalyesine oturdum.

  Rahat koltukta dönerken beynim bulanıp sinirlerim de aynı oranda yatışırken gözlerimi kapattım. Midem bulanınca kusmaya ramak kala elimle masayı bulup zar zor sandalyeyi durdurdum.

   Gözlerim karardığında etrafı seçemesem de kulaklarım hala çalışır halde olduğundan çalan kapıyla “ gir ” komutunu verdim. Ortam hala benim için karanlıkken elinde iki elbiseyle gelmiş olan İpek “ Sence hangisi Ateş? Seçemiyorum ” deyince gözlerimi kaşıyıp “ Ya kızım bir dur. Beynim kulağımdan aktı ” dedim.

BUKALEMUNWhere stories live. Discover now