1| dans

40.9K 1.4K 143
                                    

18/03/2018

Müziğin ritmi kalbime damladı. Teker teker. Hiçbir acelesi olmadan kalbimi renklendirdi her bir nota. Derin bir nefes çekerken dudaklarıma düşen bir damlayla karıştırdım onu. Müzik miydi damlayan, umursamadım. Nefeslerim boğazıma takılana kadar kalbime damlayan müziği hissettim. Nefes nefese kalan vücudum ayaklarımdan ve kalbimin hissettiklerinden bir haberdi.

Daha çok hızlanan müzikle beraber bende hızlandım. Başım ara sıra gökyüzüne dönüyordu ama geceye asılmış yıldızları görmek için çaba sarf etmiyordum. Gözlerim hislerimi gölgelememek için açılmıyordu. Karanlıkta daha iyi hissediyordum. Burnuma damladı bu sefer. Yağmur yağıyordu. Heyecanla avuçlarımı açmak istedim yağmuru okşamak için. Dans ederken bunu yapamazdım bu yüzden dansımı bitirmeyi bekledim.

Ruhumu okşayan müzik etrafımda yapışkan, tatlı bir hava bırakırken yağmur biraz daha hızlandı. Yağmur altında dans etmek ilk defa yaptığım bir şeydi. Sevdiğim yağmur bir başka sevdiğim dans ile birleşince kucaklanası bir zaman yaratıyordu.

Dahasını istiyordum. Çok dahasını.

Saçlarıma damlayan suyu hissettiğimde yarına hasta olmayı diledim. Bir süre yataktan çıkmak istemiyordum. Tavanım, müziğim ve hayallerim etrafıma buğulu bir cam örebilirdi. Bu güzel hissettirirdi. Bunu daha önce bir kez yapmıştım ve bir kere daha yapmak istiyordum. Sadece hastayken hayal kurmaya fırsatımın olması üzücüydü.

Müziğin son kısmına geldiğimde son kez derin bir nefes aldım.

Gözlerini açma.

Gözlerim titrerken küçük bir yağmur damlası düştü kirpiklerime.

Hisset.

Hissetmeliydim. Dans etmenin nasıl güzel hissettirdiğinin farkındaydım ama daha fazla hissetmeliydim.

Derin bir nefes al.

Ciğerlerime dolan havayla birlikte duraksadım. Müzik son bulmuştu ve tenha sokakta duyulan tek ses nefes almaya çalışırken aralanmış ağzımdan geliyordu. Gözlerim tereddüt ederek açıldı. Kalbim bir daha istiyordu aynı müzikte dans etmeyi. Karanlık hislerimi körüklüyordu. Beni benden alıyordu.

Yerde duran telefonuma eğildim yeniden müziği açmak için. Tam o sırada bir şey oldu.

Gözlerim duvara yaslı sigarasını içen adama takıldı ve aynı anda korkuyla yerimde sıçradım. Ne zamandan beri bir adamın önünde dans ettiğimi bilmiyordum. Korkuyla geri çekildim ama o beni pek umursuyormuş gibi görünmüyordu. Sigara dumanı dudaklarında hayat bulup ciğerlerine yol alırken kısa bir an göz göze geldik.

İçim titredi.

Biraz önce dans ederken hızla çarpan kalbim duracak gibi oldu. Gecenin karanlığına bulanmış gözleri iki saniyeliğine de olsa gözlerime değmişti. Konuşmadan sigarasını içmeye devam ederken yutkundum.

Bir şey demiyordu.

Bir şey demiyordum.

Nefeslerimin sakinleşmesini bekledim, aksine daha çok hızlandı. Tanımadığım bir adam karşımda sigarasını içerken heyecanla onun dudaklarına bakmam ve sigara dumanını biçimli dudaklarından üflemesini beklemem acınasıydı. Gözleri ona baktığımı fark etmişçesine bana çevrildi.

Ne renklerdi?

Bu karanlıkta gördüğüm tek renk siyahtı.

Sahi, siyah mıydı hareleri? Yoksa gizlenmiş bir rengi var mıydı?

Karanlıkta Dans EtmekWhere stories live. Discover now