11| misafir

31.6K 887 99
                                    

31 / 07 / 2020

İyi bayramlar canlarımm
Nice musmutlu bayramlara.

Reamonn - Supergirl

"... And then she'd say: It's okay, I got lost on the way but I'm a Supergirl and Supergirls don't cry. And she'd say: It's all right, I got home late last night but I'm a Supergirl and Supergirls just fly."

Ve sonra şöyle derdi, sorun değil, yolumu kaybettim ama ben bir süperkızım, ve süperkızlar ağlamaz. Ve sonra şöyle derdi, her şey yolunda, dün gece eve geç geldim ama ben bir süper kızım ve süper kızlar uçuverir.

Arka planda çalan Reamonn şarkısını mırıldanırken ve kendime sürekli olarak hatırlatmalar yaparken İrem'in bedenine biraz daha sokuldum ve gözlerimi kapadım.

"Sorun değil, yolumu kaybettim ama ben bir süperkızım..." diye mırıldanarak tekrar edip dururken İrem sessizce beni dinliyordu. "Ve süperkızlar ağlamaz."

Annemin ölümünün üzerinden üç hafta geçmişti. Koskoca yirmi bir gün... Teyzem haberi aldığında çok geçmeden İstanbul'dan gelmiş ve annem için bir cenaze ayarlamıştı, aslında babam da bu sorumluluğu üstlenmek istemiş ve cenaze işlerini o halletmek istemişti ama teyzem babamın hiçbir işe el sürmesini istemiyordu. Hatta cenazeye gelmesini bile istememişti. Benim gibi teyzem de babamı suçlu buluyor ve onu yanımıza milim dahi yakınlaştırmak istemiyordu. Kaldı ki ölümüne sebep olduğu kadının cenazesinde işi neydi? Hepsi onun suçu değil miydi? Hepsi onun bencilliği yüzündendi. Ne yüzle annem için bir şeyler yapacaktı? Sızlayan vicdanını mı tamir etmeye çalışmıştı bilmiyorum ama vicdanı olan bir adam bu yaptıklarını baştan yapmazdı. Babamın en ufak bir vicdan kırıntısına bile sahip olduğunu düşünmüyordum.

Teyzem cenazeden sonra bir hafta benimle kalmıştı. Annemle yaşadığımız evde nefes dahi almak istemezken bir hafta boyunca teyzemle yaşamış ve üstümdeki bu ağır huzursuzluğu yatıştırmaya çalışmıştım.

Bir akşam, birlikte yemek yerken, "Ne olacak bundan sonra?" diye sormuştu bana. Sorusunun hangi anlamda olduğunu anlamamıştım ama yine de cevaplamıştım teyzemin sorusunu.

"Hayat devam ediyor." Bu kadar ruhsuz olmama şaşırdığına emindim. Ben yasımı içime gömmüştüm. Tüm öfkemi, tüm kırgınlıklarımı, hayal kırıklıklarımı, anılarımı ve annemi... Tüm bunları zihnimde bulamayacağım bir yere gömmüştüm. Öfkem zihnimin derinliklerinde yağan yağmur nedeniyle ara sıra gün yüzüne çıkıyordu ama her seferinde onu görmezden gelmeye çalışarak hızlıca tekrar yok ediyordum. Anneme dair en ufak bir his beni yeniden paramparça etmeye yetecek kadar güçlüydü ve yeniden paramparça olursam bu sefer parçalarımı toplayamaz ve kendime gelemezdim.

Teyzem cevabım karşısında tekrar konuşmuştu. "Yanıma taşınmak ister misin? Kaydını İstanbul'daki bir okula aldırırız, gerekirse özele geçersin." Yutkundu. "Burada yalnızsın."

Bildiğim bir gerçek yeniden yüzüme vurulduğunda nefesim ciğerlerime takılı kaldı.

Burada yalnızdım...

Doğruydu. Annem yoktu, babam yoktu. Yalnız hissetmeme neden olacak her şey benden gitmişti. Her şeyi kaybetmiştim ama hayatım burada başlamıştı. Benim tüm hayatım buradaydı. Sırf annem beni terk etti diye, sırf babam aşık olduğu sevgilisi yüzünden beni görmek istemiyor diye ben hayatımı bırakıp gidemezdim. Baştan başlayamazdım. Yeniden hayatımı kuramazdım. Benim hayatım zaten burada kurulmuştu. Anneme olan öfkemin gün yüzüne çıktığını hissettiğimde zihnime yağan yağmurları durdurmaya çalıştım.

Karanlıkta Dans EtmekWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu