ÖT6-Şüphe

99 84 6
                                    

Hepinize merhaba sevgili güzel okuyucularım.Nasılsınız ?İyisinizdir inşallah.Ben bombeyim.Sizin sayenizdee.Sevgilerimlee kalın.Yazarınız...

Medyada :Alesya'nın evi ve Odası var.(Benim hayalimdekiler öyle.Sizin hayallerinize uymuyorsa siz istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz.)

Hatırlatma ;

Aklıma gelen şeyi dile getiricektim ki Poyraz benden önce konuştu.''Köpeği sen mi alacaksın ben mi ?''

''Bende sana onu diyecektim.Ben alamam annemler evde asla hayvana izin vermezler.Maalesef ki Carlosum sende kalıcak.''

''Carlosumuz.''Diye beni düzelttikten sonra bende karşılık verdim.

''Carlosumuz.''

*******************

Poyraz'la Carlos'u sahip edinmemizden sonra üzerinden 1 hafta geçti.Bu bir haftalık süreçte annemlerden zor da olsa izin alarak Poyraz'la buluştuk.Poyraz'ın da yardımı sağolsun.Bir şekilde hallettik ama bugün pazar günüydü ve bizim bugün son gözlemimizi yapmamız gerekiyordu.Herşey mükemmel.Poyraz'la vakit geçirmek de Carlos'la da vakit geçirmek çok güzeldi.Sorun da tam burada başlıyor çünkü annemi kızdırdım ve izin alamadım.Derin izin alma düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan şey telefonumun zil sesi oldu.

Ekrana baktığımda arayanın Poyraz olduğunu gördüm.Aramayı yanıtladım ve aynı zamanda derin bir nefes verdim.

''Ben çıkıyorum.Parkta aynı yerde olucam.''

''Poyraz ?''Yardım istesem eder miydi acaba ?Her zaman ona bir şekilde borcum oluyordu ve bunlar gittikçe çoğaldı.Bu durum hiçte iyi değildi.Bundan emimdim.

''Evet?''

''Ben gelemiyorum.Carlosa sen baksan iyi olucak.''

''O neden ?''

''Annem desem ?''

''Bekle beni geliyorum.Bir dakika evini bilmiyorum.Parka yakın mı ?''

''Parkın olduğu sokaktan aşağıya dönünde köşedeki iki katlı beyaz ev."

Cevap vermeden telefonu suratıma kapattı.Söylenemezdim çünkü bana yardıma geldiği için böyle bir öküzlüğü bu sefer ben yapamazdım.

Camın önünde beklerken sokağın başından giren wrangler rubicon dikkatimi çekti.Hadi ama daha geçen gün arabası farklıydı.Bu çocuğun dedesi felan milyoner olmalıydı.Bu gördüğüm araba müthiş bir jeepti.Üstelik bir detayı atlamamalıyım.Siyahtı.Mükemmel.Poyraz ve mükemmel bebeği rubiconla beraber şuan arabadan inmiş pencereden bana bakıyordu.Yani o aşağıda ben yukarıda.Telefonla uğraşmaya başlayınca anlam veremeyip ne yaptığını izlemeye başladım.

Izlerken elimdeki telefonumun çalmasıyla Poyraz'ı izlemeyi bıraktım ve telefona baktım.Arayan Poyraz'dı.E haklıydı.Ordan buraya bağırarak konuşamazdık.Aramayı yanıtladım ve telefonu kulağıma götürdüm.

"Annen evde mi ?"

"Poyraz düşündüğüm şeyi yapmayacaks-"

Cümlemi yarıda kesen bilin bakalım ne oldu ?Evimizin güzel kapı zili.Gerçeklerle yüzleşerek odada volta atmaya başladım.Normalde zil çalınca kapıya direkt ben koşardım.Küçüklükten gelen bir alışkanlıktı.Bu sefer koşmadım diye annem de bana söylene söylene kapıyı açmaya gitti.Giderken söylendiğini utanç verici dakikalar yaşayarak dinledim.

"Başka zaman olsa uçarsın kapıya acaba neyin peşindesin gene.Kim bilir!"

Önemli olan bana söylenmesi değildi.Şuan kapının önünde dikilen Poyraz'ın da bunlara şahit olup duymasıydı.

Ölümün Tutkusu #Wattys2018Where stories live. Discover now