ÖT9-Heyecan

26 27 0
                                    

Söz verdiğim gibi karşınızdayım.Okurlarıma teşekkürler gerçekten muhteşemsiniz.Keyifli Okumalar.



HATIRLATMA

''Poyraz teşekkür ederim.Elbiseye gerçekten bayıldım.''

''Rica ederim kızıl kafa.Her zaman.Ha birde baloya kiminle gidiceksin ?''

''Bilmem hiç teklif gelmedi.Kızlarla giderim herhalde.''

''O zaman baloda kavalyeniz olmama izin verir misiniz Alesya Togar ?''diyip kolunu girmem için uzattı.

Duraksamadan cevap verip koluna girdim.''Büyük bir zevkle Poyraz Akın.''



                                                 ***************************************

Bugün gerçekten güzel bir gün geçirmiştim.Eğer gerçekten orada adamın dediği gibi birşeyler görseydik neler yapardım tahmin edemiyordum.Herhalde anında ortaya falan çıkar içimden ne geldiyse söverdim.Biliyorum şimdi diyeceksiniz ki kız dediğinin ağzına küfür hiç yakışır mı ?Biliyorum tabii ki yakışmaz ama sinirlendiğimde ne dediğime asla hakim olamam.Çok dobra bir insanım ben.N'apıyım yaralıtışımda var kardeşim.Sizde sinirlendirmeyin olsun bitsin!

Poyraz'la alışverişimiz tabii ki keyifliydi.Hele o  elbise.Şuan bile dolabımın içinde olmasına rağmen onu gözlerimle süzüyordum.Ben bile elbiseye bayıldıysam kimler bayılmasın ?Mucizelere oluyordu.Ben sanki değişmeye mi başlamıştım ne ?İnanıyordum ki mucizeler olmaya devam edicekti.Ben de mucizelere tutunacaktım.Poyraz'ı seviyordum.O da bir mucizeydi.

Eveet.Gel gelelim fasulyenin faydalarına.Yarın boş geçen son günümüzdü.Ertesi gün koskaca bir LYS ile başbaşa kalacaktık.YGS'den aldığım yüksek puanı umarım batırmazdım da hayallerimin peşinden koşabilirdim.Bir düşündüm de acaba Poyraz hangi bölümü istiyordu ?Onun da sayısal da olduğunu biliyordum ama mesleği hakkında hiçbir duyum almamıştım.Belki de mimar olup kendi şirketlerinde çalışabilirdi.Ya da mühendis.Kim bilir ?

Tercihlerime İstanbul'u ve Ankara'yı yazmıştım.Önceliğim İstanbul'du çünkü o şehiri herşeyden çok merak edip uzaktan uzağa özlüyordum.Biliyorum tamam bugün ki düşüncelerim çok saçma yönde.İnsan görmediği bir şehri özler mi değil mi ama ?Ben farklıyım işte.Özleyebilirdim.İstanbul'u isteme nedenlerimin yanında aslında eğitimimi en güzel şekilde almak da var tabii ki.Düşünsenize -ki inşAllah-İstanbul Hacettepe Tıp Fakültesine giriyorum ardından doktorluk okuyorum.Müthişti.Kesinlikle ben başaracağıma inanıyordum.Zaten eğer çalışmasaydım hayalini bile kuramazdım ya neyse...

Beni düşüncelerimden ayıran şey telefonumun zil sesi oldu.Kalkıp masanın üstünden aldığımda arayanın Kumsal ve Duru'nun konferans görüntülü araması olduğunu gördüm.Tekrar yatağıma oturarak aramayı yanıtladım.''Kuzum nasılsın ?'' diye sordu Duru.

''Nasıl olabilirim işte heyecan,telaş,korku.Ama inanıyorum kızlar ben gecelerimi harap ettim.Siz nasılsınız ?Benden farkınız olduğunu sanmıyorum ama.''

''İyiyiz işte.Dediklerinin aynısından.Ama bi sorun var.Benim yarın evden çıkmam lazım yoksa daha sınav heyecanını yaşayamadan öleceğim.Annem elinde olsa nerede bulabildiği hoca bulsa beni götürücek.Spor salonuna gidelim.Lüütfen.Hayır yani benim telaş yapmam gerekirken benden de beter.Anlamıyorum ki ters olmuşuz.''diyip kahkaha atınca Kumsal'a biz de eşlik ettik.

Farkında olmadan yaklaşık 1 saattir konuştuk ve uykumuzu almak için telefonu kapattık.Yarın da spor salonunda buluşacaktık.Uyumadan önce rahatlamak kısa bir duş aldım.Vücudumun rahatladığını hissetmiştim ya da psikolojikti.Kıyafetlerimi giydim ama saçlarımı kurutmaya üşendim.Saçlarımı yastığın üzerine serdiğim havluya koydum.Bir süre boyunca tavanımla kesişip boş boş düşündüm.Evet boş boş çünkü ne düşüneceğimi bilmediğim için acaba ne düşünsem diye durdum.

Ölümün Tutkusu #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin