5

712 40 4
                                    


Clarke, Raven ve Octavia, okul kafeteryasında oturuyorlardı. Dün ki ders çalışmalarından sonra Clarke, Lexa'yı gün içinde görmemişti. Ve lanet olsun ki, ne kadar kabul etmek istemesede okula neden gelmediğini, nereye gittiğini, o telefondakinin ne söylediğini çok ama çok merak ediyordu. Bu seni ilgilendirmez, dedi Clarke kendi kendine. Ama engel olamıyordu. 

"Bugün Lincoln ve Anya okula geldi mi?" Diye sordu Clarke. Lexa'yı sormaktan utanıyordu. Ama öğrenmeliydi. Son bir haftadır, aklından bir türlü çıkmayan tek şeydi Lexa. 

"Hayır, neden soruyorsun?" dedi Octavia. Yemeğini ağzına tıkarken.

"Merak." dedi Clarke, usulca. Raven'ın sinsi bakışlarını üstünde hissedebiliyordu. Octavia biraz saf olsada, Raven grubun en zekisiydi. Anlamaması imkansızdı.

"Lincoln ile bugün tam 3 ortak dersimiz vardı. Ama gelmedi. Onun o keltoş kafasını o kadar çok sevmek istiyordum ki. Uzaktan tabi ki. Ona bile razıyım." dedi Octavia, kendince olan aşk sesiyle.

Clarke ve Raven, garip bir surat ifadesi ile Octavia'ya baktılar

"Ne desem bilmiyorum ama Lincolnun o "keltoş" kafasının geleceğimden parlak olduğundan eminim." dedi, Raven. 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Okul çıkışı

"Lexa, chilla beja." 

"Nasıl sakin kalabilirim Anya?! Onlar kim olduklarını sanıyorlar?"

"Haklısın, Heda. Seninle bu şekilde konuşmak büyük cesaret gerektirir. Gerçekten aptal olmalılar. Ama şu an oturup sakin bir şekilde düşünmemize ihtiyacımız var. Böylelikle daha sağlıklı bir plan yapabiliriz." Lincoln, dedi.

"Plana gerek yok. Ben ne yapacaklarını gayet iyi biliyorum." Lexa dedi ve motorsikletine bindi. Kaskını takmadı, sadece sürdü. Azgeda'nın planını düşündü, Azgeda, Trikru'nun maçı kaybetmesini istiyordu çünkü Lexa gittiğinden beri takımları gerçekten kötüydü. Lexa gülümsedi kendi kendine, aptallar diye düşündü.  Azgeda takımının koçu ise tam bir şerefsizdi, aynı takımın kendisi gibi. Ve eğer Azgeda kazanamazsa, takıma sponsor olunmayacak, bir daha oynanma hakkı verilmeyecekti. Ve Lexa tam olarak bunu yaşamalarını istiyordu. Çünkü hak ediyorlardı. Lexa'nın okulunu değiştirmesinin tam olarak sebebiydi Azgeda. Kendini ezik hissettiğinden falan değil ama Lexa başarılı bir insan olmak istiyordu ama onlar oradayken imkansızdı. Nia'nın babası okulunu yönetirken gerçekten imkansızdı ve onların onu aşağıya çekmesine izin vermeyecekti. Orada vermedi ve burada asla diye düşündü Lexa. Bir plana gerek yoktu aslında. Sadece takımını iyi çalıştırması gerekiyordu. Ve her türlü meydan okunmasına karşı açıktı Lexa. Hatta, bunun olması için sabırsızlanıyordu. Sinirini atması için oyuncaklara ihtiyaçları vardı ve Roan'ın o çirkin burnunu ezmek için güzel bir fırsattı. Şehrin en sakin olduğunu düşündüğü yerde motosikletini kenara çekti Lexa. Bir ağacın altına oturdu, hava kararmıştı. Şehrin ışıkları gözlerini alıyordu, her şey buradan ne kadar küçüktü. Gözlerini kapattı Lexa, meditasyon yapmaya karar verdi.

-------------------

"Kaskını taksaydı iyi olurdu." dedi Anya içten...

---------------------

Beep beep

Clarke, telefonunun sesine uyandı. Okuldan sonra yatağına yatıp direk sızmıştı. Telefonunu açtı. Parlaklık gözlerini acıttı. Sadece 2 saatliğine uyumuştu. Ama nedense o 2 saat 7 yıl gibi geldi Clarke için. Ne kadar az süreliğine de olsada bir o kadar tatlı bir uykuydu bu okul sonraları yatakta uyuya kalmalar. Clarke'ın en sevdiği şeylerden biriydi. Ve hala deli gibi uykulu hissediyordu. Bir o kadarda dinlenmiş gibi. Gelen mesaj "Hüzünlü Orospular" grubundandı. Yani Raven, Clarke ve Octavia'nın sohbet grubu. 

Herkes değil. Sen değil. // ClexaWhere stories live. Discover now