Bölüm 11

1.5K 114 43
                                    

Hilal annesinin alması için rica ettiği şeyleri almak üzere koşar adım Bedesten'in yolunu tuttu. Bugün mektep yoktu, annesinin de izinli günüydü bunu fırsat bilip babaannesinin de yardımıyla hamur açıp komşulara dağıtacaklardı ki çok az un kaldığını fark ettiler ve evin en küçüğü olan Hilal yine ve yine ayak işleri için dışarı gönderildi. Hilal tramvaya yetişmek için adımlarını iyice hızlandırdı, geç kalırsa diğer tramvayın gelmesine daha çok olduğunu biliyordu, evden çıkmadan önce bakmıştı saate. Nefes nefese kaldı Hilal, hava hala soğuk olsa bile şimdi Hilal koştuğundan çok sıcaktı. Tramvaya yetişti, kapısında duraksadı, oturmak için bakınamadı bile, öyle ki birkaç kez eliyle yüzünü yelledi, tramvay hareket etmeye başlayacağını söyleyince kaptan, bakındı etrafına, oturacağı yer yoktu, oradaki direklere tutunarak gidecekti Bedesten'e. En sevmediği şeydi Hilal'in kalabalık ortamlar, şimdi ziyadesiyle mevcuttu insan bu tramvayda. Hatta öyle kalabalıktı ki o insanlar arasındaki Leon'u görmedi, Leon ise arka taraftan insanlara rahatsızlık vermeden öne doğru gelip yakınlaştı kıza iyice. Şimdi tam dibindeydi kızın, Hilal'in bir eli dengesini sağlamak için oradaki direği tutuyor, diğer eliyse belinde tramvayın camından bakıyordu. Şimdi Hilal Leon'un omuzlarının oradaydı, Leon ona üstten bakıyordu, Hilal ise sıkkınlıkla dışarıya bakıyor içerde kim olduğunu o denli önemsemiyordu.

Leon kızın yüzünü incelerken kızdan etrafına yayılan kokuyla kendini mayhoş hissediyordu. Şimdi onun bembeyaz teni adamın gözünü kamaştırıyor, oradaki gözleri, onların parlaklığı ışığına ışık katıyordu. Leon kızın yüzüne üstten baktığından daha da aşağısını göremiyordu, sadece örtüsünün altındaki yaramaz saçları çıkmıştı, onların renginin ne güzel olduğunu düşünüyor, böyle düşünmek adamın gülümsemesini artırıyordu. Leon yine duramadı yerinde, bir an önce kızla konuşmak istiyordu ama ne konuşacağını bilmiyordu da. Başlayınca devamı gelir diye düşündü, bütün cesaretini toplayıp seslendi kıza.

''Gününüz aydın olsun çiçek kız.'' Hilal çok yakından gelen sesin tanıdıklığıyla irkildi, sonunda çiçek kız demesi de Hilal'i haklı çıkardı. Heyecanla yutkundu kız sesin geldiği tarafa dönmeden önce, birkaç kez kesik nefes alıp bu içinde coşan ırmağı sakinleştirmek için uğraştı. Sonra sesin geldiği tarafa döndüğünde adamın bu kadar yakınında olacağını düşünmüyordu, o yakınlık kızı daha çok heyecanlandırdı.

''Bilmukabele.'' Kız daha fazla konuşamadı heyecandan, Leon ona bakarken içi gitti, bakışlarından da okundu bu ama Hilal fark edemeyecek kadar heyecanlıydı o sırada.

''Benim günüm aydı zaten.'' Dedi Leon yüzündeki gülümseme kızın dikkatini bozarken. Hilal adamın bakışlarının sadece gözlerine değil, kalbine değdiğini düşünüyordu, gülümsemesi de sıcacık yapıyordu Hilal'in içini. Dedikleriyle kaşları kalktı Hilal'in, adamın neden böyle söylediğini düşünüyordu şimdi, aklından geçenler eğer gerçekse heyecandan aklını yitirirdi Hilal.

''Sayenizde.'' Dedi Leon, kızın gözlerinde kaybolduğunu düşünürken. Artık diyecekleri içinde kalmıyordu, o an ne düşünürse onu yapıyordu. Kızı kaybetmeye niyeti de yoktu, karşılığını henüz bilmese de umutluydu Leon ve onun ne kadar gözünün kara olduğunu herkes bilirdi.

Hilal duyduklarıyla o an her şey durmuş gibi hissetti, şimdi sadece gözleri birbirine kilitlenmiş iki genç ve onların körpecik yürekleri vardı. Hilal aldığı iltifatın güzelliğini en içten yaşıyor, bu güzellik gülüşüne bile yansıyordu. Belki Leon bilmiyordu ama kız sadece adama böyle gülümsüyordu, onu çok iyi tanıyan biri görse hemen anlardı Hilal'in bu gülüşünün arkasındaki manayı. Öyle ki Leon da kızın yörüngesine girdiğini hissediyor, bu çekime kendini bırakmışlığın rahatlığını yaşıyordu. Artık netti Leon, kızı görmek ona güç katıyordu, göz göze geldikleri an nasıl oluyordu bilmiyordu ama Leon hep o an kendini en iyi hissediyordu. Kızdan Leon'a akan enerji öyle fazlaydı ki fark ediliyordu adamı ne kadar etkilediği. Leon Selanik hakkında bütün kaygılarını, haklı davalarının getirdiği zorluğu unutuyordu kız ona bakarken. Bu çiçek öyle bir çiçekti ki kokusu bütün dertlere devaydı, cemali bütün sıkıntılara çözümdü.

AhuzarKde žijí příběhy. Začni objevovat