Otomatik Portakal

722 7 4
                                    


"Cidden korkunç, adi, şerefsiz bir dünya bu, ey kardeşlerim."

Evet herkese yeni bir bölümle merhaba!
Bugün modern bir klasikle karşınızdayım. Yazacağım ilk kitap bölümünde, en sevdiğim diyebileceğim kitabı sizlere tavsiye etmek istedim. Bu şüphesiz ki Otomatik Portakal oldu. Bu kitabı sevmenin birinci nedenlerinden biri, modern toplumun modern kurallarını eleştirmesi. Devletin bizi doğumumuzdan itibaren nasıl yönetmeye başladığını eleştirmesi.

"Üstelik kötülük bireye özgüdür,sizlere, bana ve tek tabancalığımıza özgüdür ve bizleri yaratan Tanrı'dır, hem de gururla ve keyifle yaratmıştır. Ama birey olmayan şeyler kötülüğe katlanamazlar, yani devlet ve yargıçlar ve okullar kötülüğe izin veremezler çünkü bireylere izin veremezler. "

Baş karakterimiz Alex ve çetesinin yaptıklarını okuyoruz bu kitapta. Tabii güzel şeyler yaptıklarını söyleyemeyiz. Alex ve arkadaşları yasal olmayan birçok şey yapmaktadır. Üstelik bunları sadece zevk aldıkları için yapmaktadırlar. Kısaca hikayemiz de çetenin başı olan Alex'in devletin kendi istediği yönde şekillendirilmesini okuyoruz. Kendi benliğinin alınıp, devletin uygun gördüğü benliği ona zorla dayatmasını.

"İyilik içten gelir. İyilik seçilen bir şeydir. İnsan seçemediğinde insanlıktan çıkar. "

Hiç düşündünüz mü? 1.sınıftan itibaren meslek seçebilmek için okuyoruz ve yetiştiriliyoruz. Meslek sahibi olunca, çalışıp para kazanabilmek için yaşıyoruz. Para kazanıp kendimizi yetiştirince, emekli olup rahat bir yaşamı hayal ediyoruz. Emekli olana kadar ise zaten hayatımızın büyük bir bölümü harcanmış ve bitmiş oluyor. İnsanın okuması ve kendine bir şeyler katması, at gözlüklerini çıkarıp dünyaya geniş açıdan bakabilmek kendine yapabileceği en güzel yatırımdır. Fakat şuan kullanılan sistem, insanları daha çok makineleştirip, robot gibi çalışmaya zorluyor. Bu kitap bir nevi bu konularda gözümüzü açıyor diyebilirim.

"Yeni bakış açısına göre, kötüleri iyiye dönüştürmeliymişiz. Bütün bunlar bana çok adaletsiz geliyor. "

İnsanları makineleştirmekten çok, kendi fikir ve düşüncelerini yürütebileceği, özgür bir ortam tanırsak belki şuan çok daha güçlü bir devlet yapısında olabilirdik. Fakat şuan yapmakta olduğumuz şey ne biliyor musunuz? Sosyal medyada insanların görünüşüyle, kıyafetleriyle, saçıyla, piercing ve dövmeleri ile, baş örtüsü ile dalga geçip kendi egomuzu tatmin etmek. Bir yandan sınav sistemine küfür edip bir yandan beğenmediğimiz devleti değiştirmeye çalışmamak. Zar zor okulu bitirmeye çalışıp, 'amaaan okul bitsin, meslek sahibi olayım yeter' demekle yetinmek.
Mustafa Kemal Atatürk'ün istediği devlet ve millet bu değildi. O her zaman gençlerinin azimli, çalışkan olmasını istedi. Kendi zekası, ilmi ve feni ile öne çıkmasını. Kıyafetin önemli olmadığını, önemli olanın bu dünyada kendimizi geliştirmek adına ne yaptığımız olduğunu vurguladı hep. Kendinize sorun, bugün kendime ne kattım ? Bunun cevabı sosyal medyada birine çok fena salladım olmamalı.

"Doğruyu görür ve onaylar, ama yanlışı yaparım."

Bu yazıyı belki kimse okumaz, belki de okuyan 1-2 kişi olursa da büyük ihtimalle kızlar olur. Kızlar, istatistik olarak kalmayın. Amacınız sadece meslek sahibi olmak olmasın. Kendinizi bulun. İsteklerinizi bulun. Kendinizi geliştirin ve istediğiniz alanda büyüyün. Ancak o zaman bir makine olmaktan kurtulacak, yönetici sizler olacaksınız. Bugün yeni bir şeyler öğrenin ve bunu paylaşın. Kendinizi yüksekte görmeyin ama değersiz de hisstemeyin. Çünkü her insanın kendine has özellikleri vardır ve unutmayın, SİZ BU DÜNYADA SADECE 1 TANESİNİZ.

"Sınırlamak her zaman güçtür. Dünya bir bütündür, hayat bir bütündür. En hoş ve harika eylemler biraz şiddet içerir... Örneğin, sevişme eylemi; örneğin müzik. "

Bu yazıyı olurda birileri okursa ve okuyanları biraz olsun iyi yönde etkilemişsem lütfen bana yazın. Yorum veya mesaj fark etmez. Kötü durumlarınızda, ruh hallerinizde, sorunlarınızda hiç fark etmez. Artık yeni bir arkadaş, kardeşe sahipsiniz. Ben hep buradayım. Yanınızdayım. Kim olursanız olun. İrtibata geçmeyi unutmayın.

"Sadece özgürlük geleneği önemli. Sıradan insanlar ondan vazgeçecektir, ah evet. Daha sakin bir hayat uğruna özgürlüğü satacaklar. Bu yüzden dürtüklenmeleri, dürtüklenmeleri, gerekiyor..."

Yazar: Anthony Burgess
Sayfa sayısı: 168

Herkese elvedaaa. Umarım ki diğer bir yazıda görüşmek üzere.
-Rat ❤

Kitap ÖnerileriWhere stories live. Discover now