7🗝'Kurt-Kuzu'

33.1K 2.6K 324
                                    

Multimedya: Ashes Remain - I Won't Run Away

Keyifli okumalar...

🔱
"Kurda kuzu emanet ettin Uriel. Kurda kuzu..."
🔱

Melekler, şeytanlar

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

Melekler, şeytanlar...

Melekler, şeytanlar...

O şeytan...

Bense bir meleğim. Hah! Ne büyük saçmalık!

Bir kaç dakika önce yataktan fırlattığım örtüğü zorlukla yerden alıp başımın üzerine kadar çektim. Dünkü o korkunç yemek faslı ve öğrendiklerim... Şehrin üzerindeki kalkanı görmemle gece gram uyku uyumamıştım. Hele Damien'ın giderken bana gülümseyip, "Okulda görüşürüz Mara." değişi hala kulaklarımda çınlıyordu. Bu örtünün altında nefessiz kalıp ölmek istiyordum. Onu bir daha görmemek için tüm oksijenin karbondioksite dönüşüp beni boğmasına bile razıydım. Bir şeytanın radarına girmişseniz zaten hapı yutmutşunuzdur ve ben uzun süredir onun radarındaydım sanırım.

Hapı yutmuştum. Okulumda bir şeytan vardı ve muhtelen ben onun kara listesine zirveden yerleşmiştim.

Ben Mara Kingston, bir melek olarak anılacak ne yapmış olabilirdim? Jasmin düştüğünde onu yerden kaldırmıştım, aklıma gelen iyilik sadece buydu. Ah! Hayır. Onu ben itip düşürmüştüm zaten. Bu da beni melek yapabilecek tek seçeneği de yok etti. Lanet olsun! Ben melek falan değildim. Ne kanatlarım vardı ne de değişken gözlerim.

Örtü bir kaç saniye sonra başımdan çekildi ve babamın öfkeli sesi duyuldu.

"Angel alarmı ertelemeyi bırak ve yataktan hemen kalk! Okula geç kalıyorsun."

"Hastayım ben. Bugün okula gitmeyeceğim baba."

"Ah öyle mi?" dedi babam yapma bir şevkatle. Sonra sesi yine o ciddi tınıya büründü. "Bunu kaç kere duydum acaba?"

"Baba cidden hastayım." Yalan söylemiyordum aslında. Halsizdim ve kolumu kaldıracak gücüm yoktu.

"Hemen yataktan kalkıyorsun Angelina! Arabanın anahtarlarını bir daha görmek istiyorsan tabii."

Bu ağır bir tehditti Bay Kingston. Çok acımasızsınız. Ayrıca yıllardır bilgisayar oyunu oynadığınız yalanıyla beni iyi uyuttunuz. Kalkan denen örgütünüz de cabası. Sayın Guardshild kasabasının şerifi acaba siz neler çeviriyorsunuz?

"Tamam kalkıyorum." dedim mecburen. Gözlerini üzerime dikmeye devam edince iç geçirip doğruldum. "Kalktım işte."

Bana hızlı olmamı belli eden bir işaret yaptı ve ardından odadan çıktı. Yataktan ayaklarımı sarkıtıp bir kaç saniye duraksadım. Ayağa kalkabileceğime kanaat getirince dolaba doğru yürüdüm. Yine de adımlarım ağırdı. Dolaptan elime ilk gelen şeyleri alıp üzerime geçirecektim ki üzerimdeki tişörtü çıkarmamla omzumda gördüğüm kızarıklık dikkatimi oraya yöneltti. Boy aynasına yaklaşıp o gün gördüğüm korkunç yaratığın yaraladığı yeri inceledim. Kızarıklık olsa da bu denli değildi. Sanki azalacağına artmıştı, dahası kızarıklığın kenarları morumsu bir renkle çevrelenmişti. İşaret parmağımla kızarlığın üzerine dokundum ama acıyla elimi geri çektim. Hayatım boyunca hissetmediğim acıyı son bir hafta da fazlasıyla hisseden olmuştum. Belki de iyileşmiş ve bu hastalıktan kurtulmuştum.

ANAHTARजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें