Bölüm - 9

10.1K 1K 93
                                    


Zaman akıp gidiyordu. Günler geceleri kovalıyor, yaz kışa dönüyordu. Her şey değişiyordu bir tek değişmeyen Asiye'nin yüreğinde ki yangındı. Bir türlü sönmek bilmiyordu. Acıyordu, çok acıyordu. Acıdan kıvrandırıyor, canını yakıyordu. Bu acının artık bir şekilde son bulması gerekti ama değil son bulmak biraz olsun azalmıyordu bile. Aksine her geçen gün biraz daha artıyor, biraz daha can yakıyordu.

"İyi misin sen?"

Eyşan'ın endişeli çıkan sesi ile kendini toparlamaya çalıştı. Elinde uğraşıp durduğu örgüyü bir kenara bıraktı. Can sıkıntısından örgüye sarmıştı.

"İyiyim neden ki?"

"Baran döndü döneli hiç iyi değilsin Asiye."

Bu kadına karşı dürüsttü. Öylede olmaya devam etmeliydi. Bu yüzden "İyi olmaya çalışıyorum ama bir türlü beceremiyorum," dedi.

"Bana anlatabilirsin her zaman..."

"Biliyorum."

Biliyordu. Ona her zaman güvenebileceğinin farkındaydı ama ne olduğunu o da bilmiyordu ki. Baran ile aynı odayı paylaşan iki yabancıdan farksız değillerdi. Neredeyse altı ay olmuştu ama Baran hala yerde yatıyordu ve olabildiğince ondan uzak duruyordu. Konuşmaları iki yabancıdan farksızdı.

"Aranız nasıl?"

Hafifçe gülümsedi Asiye. "Aramız diye bir şey yok Eyşan. Gördüğün kadarız. Ne eksik ne fazla..."

"Olsun istiyor musun peki?"

"Bilmiyorum," dedi dürüstçe. Bilmiyordu tam olarak ne istediğini. Kalbinde öyle derin yaralar vardı ki bunlar iyileşebilir mi emin değildi. Onu iki kez kaybetmişti. Şimdi ise bir kez daha kaybetmek istemiyordu ama onu kazanmakta gelmiyordu içinde. Öyle bir duygu karmaşası içerisinde yok olmuştu ki bir türlü kendini, ne istediğini bulamıyordu.

"Buse ile ne durumdasınız?"

"Arada bir kucağıma alıyorum o kadar."

"Çok sevimli değil mi?"

Asiye de gülümsedi. "Sevimli evet."

"Alışıyorsun bence ona."

"Alışamadığım o değildi ki benim. Alışamadığım onun başka bir kadının kızı olması."

Bu aralarında geçen son konuşma olmuştu. Asiye'nin acısına Eyşan'ın söyleyebileceği hiçbir şey yoktu. İki kadında bunu gayet iyi biliyordu. Bu yüzden susmuşlardı. Ne kadar süre böyle oturduklarını bilmiyorlardı ama erkeklerin geldiğini duymaları ile oturdukları yerden kalkarak avluya çıktılar. Eyşan'ın neredeyse koşarak çıktığı avluya Asiye isteksizce çıkmıştı. Eyşan gibi kocası olan adama sarılıp, öpemeyecekti. Aynı şekilde kocası da Fırat gibi ona sarılamayacaktı. Bu sahneye ise her gün tanık olmak canını yakıyordu. Bu yüzden avluya girmiş olduğu halde bir anda arkasını dönerek odasına çıktı. Üzerinde bakışlar hissediyordu ama dönüp bakmadı. Kendini berbat hissediyordu. Bu aptal oyunu sürdürmek artık zoruna gidiyordu. Mutlu olmak istiyordu. Gerçekten mutlu olmak istiyordu.

Odasına girdiğinde geceliğini eline aldı ve üzerindekileri hızlı bir şekilde çıkararak geceliğini giyindi. Yatağının içine girerek sırtını yatak başlığına dayadı. Ne yapacağını ne düşüneceğini bilemez olmanın verdiği sıkıntı ruhunu daraltıyordu, korkutuyordu onu.

Kapının çalınması ile içinde garip bir heyecan oluştu. Belki de Baran geldi diye ümitlendi ama kapı açıldığında evin çalışan kızlarından birini gördüğünde yaşadığı hayal kırıklığını dizginleyemedi. Boğazı kurudu, nefesi daraldı.

Yangın YeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin