4.bölüm

99.1K 5.7K 525
                                    

Doruk'un sorduğu soru üzerine affallamıştım. Açıkçası böyle bir soruyu asla beklemiyordum.Doğal olarak ne cevap vereceğimi de bilmiyorum.

''Günce.''

Yine beni benden alan sesiyle adımı söylemişti.

''Hmm?'' 

Benimse yaptığım tek şey dudaklarımı aralamadan ses çıkarmaktı.

''Hala bir cevap alamadım senden.''

''Şey..ben soruyu tam anlamadım da.''

''Salağa yatma istersen Günce.Bana aşık mısın diyorum. Neresini anlamadın bunun?"

Konuyu değiştirmem lazımdı ama nasıl yapacağımı bilmiyordum. Bu yüzden aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

"Sende sesi duyuyor musun? Telefonum çalıyor sanırım."

"Hayır çalmıyor. Ses falan yok. Ben hiçbir şey duymuyorum."

"Tabi duymazsın. Titreşime almıştım."

dedikten sonra elimi cebime götürüp telefonumu çıkardım. Sanki birisi arıyormuş gibi konuşmaya başladım. Şu an nasıl görünüyordum bilmiyorum ama inşallah yemiştir diye içimden dua ediyordum.

Doruk karşımda durup beni izliyordu. Eliyle saçlarını karıştırdıktan sonra bana yaklaşıp elimdeki telefonu aldı.

"Ne yapıyorsun sen ya?"

"Beni kandırmak için bundan daha iyisine ihtiyacın var."

En iyisi anlamamış gibi davranmaktı. Çaktırma Günce,aynen devam.

"Ha? Ne? Anlamadım."

"Yani diyorum ki yemedim Günce. Sorduğum sorudan kaçamazsın."

"Şey..ben-"

"Son kez soruyorum. Bana hâlâ aşık mısın?"

"Bunun ne önemi var ki?"

"Sadece evet ya da hayır demeni istiyorum."

"O zaman ben 'ya da' diyorum."

Yaptığım esprinin iğrençliğini farkedince bir an duraksadım. Doruk'a baktığımda yüzünü buruşturduğunu gördüm. Tamam espri kötü olabilirdi ama bu kadar belli etmeye gerek yok ki.

"Günce hadi uğraştırma beni."

"Ne o? Yoksa egonun tatmin edilmeye mi ihtiyacı var?"

"Ne saçmalıyorsun?"

"Cevap falan yok. Bu sefer senin istediğin gibi oynamayacağım bu oyunu. Senin kuralların yok artık."

"Sen benim olduğun sürece benim kurallarım hep var."

"O zaman şöyle söyleyeyim, artık senin değilim."

Söylediğim şeye gülmeye başladı. Hadi ama ne var bunda gülünecek? Komik değil.

"Niye gülüyorsun?"

Bana cevap vereceğine hala gülüyordu.

"Sana söylüyorum Doruk.Niye gülüyorsun?"

"Söylediğin şeye. Artık benim olmadığını söylüyorsun ya buna sen bile inanmıyorsun."

"Egon yine göklerde."

"Egoyla bir alakası yok bunun. Beni sevdiğini biliyorum. Bana aşık olduğunuda."

"O zaman neden soruyorsun?"

"Sadece senden duymak istemiştim."

"Ah ukala."

dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.

Bir yandanda kendi kendime söylenmeye başlamıştım.

Tam da unutmuşken neden geri dönüyorsun ki? Unutmuşmuş. Bok unutmuştun Günce. Seviyorsun işte onu. Aşıksın ona. Hayatını altüst etse bile kopamıyorsun ondan.

Sesimi yükseltip Doruk'un duyacağı şekilde konuştum.

"Ego yığını pislik.Niye geldim ki zaten ben buraya. Bundan sonra gelmeyeceğim bir daha. Artık sadece okulda göreceksin beni. Hatta belki okulda da görmezsin. Bak aklıma gelmişken şunu da sorayım. Neden bizim okula geldin? Hadi tamam yurt dışından dönüyorsun. Onu anladım. Neden o kadar okul varken tekrar bizim okulda okuyorsun ki? Amacın bana acı çektirmekse gerçekten çok iyi başarıy-"

Susmamı sağlayan şey Doruk'un dudaklarıydı.

Beni birden kendine çevirip yumuşak dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Bunu beklemiyordum ama kendimi de geri çekmiyordum. Bu ilk öpücüğüm değildi ama ilkinide yine Doruk'la yaşamıştım.

Dudaklarımızı ayırdığında utandığım için bakışlarımı ondan kaçırıyordum. Elini saçlarıma götürüp saçımın bir parçasını kulağımın arkasına attı.

"Bunu neden yaptın?"

"Susman için."

"Sadece onun için mi?"

"Ve bir de dudaklarını özlemiştim."

Söylediği şey beni daha fazla utandırmıştı.

"Ben..hmm..artık gitsem iyi olacak."

"Seni bırakayım."

"Gerek yok."

"Gerek var."

diyip yürümeye başladı. Kolundan tutup durdurdum. Soru sorar gibi yüzüme baktığında "Kendim gitsem daha iyi olacak." dedim. "Annemlerin seni görmesini istemiyorum. Geri döndüğünden haberleri yok."

"Bunu eninde sonunda öğrenecekler."

"Ne kadar geç, o kadar iyi."

"Evine yakın bir yerlerde bırakırım. Annenler görmez."

"Riske girmek istemem."

"O zaman bir taksi çağırayım."

"Tamam."

Telefonu cebinden çıkarıp taksi durağını ararken bende onun mükemmel yüzünü inceliyordum. Etrafındaki bütün kızlar ona hayranken o az önce beni öpmüştü.

Kendisine baktığımı farkedince adım adım yaklaştı bana. Elini belime yerleştirdi. Daha sonra yüzünü iyice yaklaştırdı yüzüme.

Nefesini yüzüme vererek konuşmaya başladı.

"Bana aşık olduğunu bilmek güzel ama ben yine de senden duymak isterim."

Ona istediğini verme Günce. Bırak kıvransın biraz.

Tıpkı onun yaptığı gibi bende nefesimi onun yüzüne vererek konuştum.

"Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem ama malesef bunu benden asla duyamayacaksın."

Böyle bir cevap beklemediği için afallamıştı. Tam bu sırada taksi geldiği için Doruk bir şey söyleyemeden taksiye bindim. Kapıyı kapatmadan önce ona bakıp göz kırptım ve kapıyı kapatıp taksiciye gitmemiz için işaret verdim.

İşte böyle kalırsın Dorukcuğum. Daha benden çekeceğin var.

Biliyorum yeni bölüm geç geldi ve kısa oldu. Ama zaman bulupta yazamıyorum. Yazılılara çalışmam lazım malesef.

Daha hikayemin başlarında olmama rağmen gösterdiğiniz ilgi harika. Sizleri seviyorum ve bölümle ilgili yorumlarınızı bekliyorum.

Seni Unuttuğumu HatırlamıyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin