6.bölüm

95.1K 5K 595
                                    

 ''Okuldan çıkamayız biliyorsun değil mi?''

''Öğle arasındayız Günce. Merak etme yok yazılmazsın.''

''Öğle arasında olsak bile çıkmamız yasak.''

''O kurallar benim için geçerli değil.''

Beni peşinde sürüklemeye devam ederek çıkış kapısına götürdü. Kapıdaki güvenlik çıkamayacağımızı söylediğinde ''Sana söylemiştim.'' diye fısıldadım.

Doruk güvenliğe yaklaşıp ''Pardon ne dedin? Seni duyamadım da.'' diyip ters bir bakış atınca güvenlik kapıyı açarak bize yol verdi. Yok artık. Bu çocuk her istediğini yaptıracak mı böyle?''

Tıpkı benim yaptığım gibi fısıldayarak ''Sana söylemiştim.''dedi.

Ah evet bana söylemiştin.

Arabasının önüne geldiğimizde elimi bırakıp arabaya bindi. Hadi ama Doruk biraz centilmen olamaz mısın? Kapımı açsaydın bari.

''Bütün gün seni bekleyemem bin şu arabaya.''

Sen tam bir odunsun Doruk Yazgan! 

Neyse kendi kapımı kendimde açabilirim.

Ben arabaya biner binmez arabayı çalıştırdı. ''Nereye gidiyoruz?'' diye sormama rağmen cevap vermedi. Zaten sabah onu kızlarla gördüğüm için sinirliydim. Beni umursamaması daha çok sinirimi bozuyordu. 

Radyoyu açtığımda hemen geri kapattı. Ama ben tekrar açtım. Ve bilin bakalım ne oldu? Evet doğru tahmin. O yine kapattı. Üçüncü sefer radyoyu açacakken elimi tuttu ve ''Eğer bir daha açarsan kötü olur.''dedi. Elimi ondan hızla çekip kurtardım. Şuna bak birde tehdit ediyor. Ne yapabilirsin ki? Of Günce saçmaladın yine. O istediği her şeyi yapabilir. Şimdiye kadar sana zarar gelmediği için şanslı sayılabilirsin. Niye ben kendi kendime konuşuyorum ki? Şizofren olma yolunda son hızla ilerliyorum.

"Bazı şeyler duydum."

dedi çenesi kasılırken.

"Ne gibi şeyler."

"Seninle ilgili şeyler. Sen ve Akın'la ilgili."

"Kimden duydun?"

"Ulaş'tan."

Ulaş Doruk'un en yakın arkadaşı. Tıpkı Özlem ve ben gibi onlarda çocukluktan tanıyorlar birbirlerini.

Doruk beni bırakıp yurt dışına okumaya gittiğinde Özlem ve Efe Ulaş'a karşı tavır aldı. Ama ben Ulaş'la konuşmaya devam ettim. Özlemler izin vermediği için okulda fazla bir araya gelmezdik ama o hep beni koruyup kollardı.

"Ne söyledi Ulaş sana?"

Arabayı durdurup bana doğru döndü.

"Akın sana asılıyor. Doğru mu?"

Ulaş'tan beklemediğim bir satış geliyor. Aslında buna satmak denmez. Sonuçta Doruk onun en yakın arkadaşı. Tabiki de ona söyleyecek.

"Sana doğru mu diye sordum."

"Yani şey..şimdi asılmak derken..hmm hangi anlamda asılmak. Şey mesela.. nasıl anlatsam ki. Mesela ağaca asılmak gibi bir asılmaktan mı bahsediyoruz? Yani eğer öyle bir şeyden bahsediyorsak bu durumda ben ağaç oluyorum.Ve bu hiç hoş değil. Çünk-"

"Günce."

"Doruk."

"Ne saçmalıyorsun?"

Kabul etmeliyim ki bu sefer biraz fazla saçmaladım. Hatta bayağı fazla saçmaladım.

Seni Unuttuğumu HatırlamıyorumWhere stories live. Discover now