26. Bölüm

35.5K 3.1K 6.9K
                                    

Yn: Bir şey diyecektim ama yine unuttum.

Ama bu güzel yorumlarınız için teşekkür etmeme engel değil. Evet, her bölümde teşekkür edicem. Bence bunun bir çıktısını alıp duvarınıza asın ve gelip geçerken okuyun. TEŞEKKÜRLERTEŞEKKÜRLERTEŞEKKÜRLER

Ve İyi Okumalar!

&&&&

JIMIN'IN BAKIŞ AÇISINDAN

Bazen söyleyecek hiçbir şeyiniz olmaz.

Sadece yok olmak istersiniz. Kafanızın içinde yer etmiş sorunlar zinciri boğazınızı sıkar ve nefes almanızı engeller. İçiniz sıkılır. Yok saymak istersiniz ama siz çabaladıkça bataklıktan çırpınarak kurtulmaya çalışan biri gibi daha da saplanırsınız o bataklığa.

Etrafınızdaki insanlar ne olduğunu sorarlar. 'Neden yüzün asık?', 'Moralin mi bozuk?', 'İyi misin?' Çoğu zaman gerçeği anlatmak yerine geçiştirirsin. Anlatsan hiçbir şeyin değişmeyeceğini ya da problemini küçük göreceklerini düşünürsün.

Son zamanlarda bu konu hakkında gereğinden fazla düşünüyordum.

Başkasının gözünden bakınca basit gibi gözükse de geceleri uyumamı engelleyen, gündüzleri beni içten içe boğan bir şey vardı. Benim için aşılması zor bir problemdi, canımı acıtıyordu ve şu anda önemli olan tek şey buydu.

Bu yüzden 'bunu mu takıyorsun kafana?' gibi cümleler duydukça daha da sinirleniyordum.

Evet, bunu takıyorum. Giydiğimiz kıyafetler, saçımızın rengi, sevdiğimiz şarkı türü, dinsel ve cinsel tercihlerimizden sonra da, insanlar dertlerimize burunlarını sokmaya başlamışlardı.

Herkes kendi işine baksa olmuyor muydu?

"Maillerinizi kontrol etmeyi unutmayın, on iki sayfalık bir ders notu atacağım. Şimdi, çıkabilirsiniz. Ders bitti."

Semiyoloji dersi, geçen aralıksız iki saatin sonucunda bitince derin bir nefes aldım. Bitmek bilmemişti.

Amfiden çıkmak için herkesin çıkmasını beklerken telefonumu kontrol ettim. Kilit ekranından bana bakan 12 Şubat yazısı sinirlerimi bozuyordu.

45 gün olmuştu.

Jungkook gideli, onunla tek bir kelime bile konuşmayı bırak, yüzünü bile görmeyeli bir aydan fazla olmuştu.

Şimdi geriye dönüp bakınca hayal gibi geliyordu zaten. Onunla yaşadıklarım gerçek gibi değildi.

"Sonunda buldum seni!" dedi Taehyung. Büyük ihtimalle koştuğu için nefes nefeseydi, "Dersin yok değil mi? Yemeğe gidiyoruz."

"Dersim var," dedim hiç düşünmeden.

Ama Taehyung yemi yutmamıştı, "Yalan söyleme, kontrol ettim dersin falan yok."

"Biliyorsan neden soruyorsun Taehyung?"

Taehyung gözlerini devirdi, "İnsanlar bazen böyle yapar Jimin. Haberin olsun."

Montumu giyip şapkasını başıma geçirirken gözlerimi ondan ayırmadım. Belki bakışlarımdan rahatsız olup giderdi?

Ama o onun yerine "Benden hoşlanıyorsan haber ver," demekle yetindi ve sonra kitaplarımı alıp beni kolumdan çekiştirerek amfiden çıkarttı.

&&&&

"Bir tane duble tavuk hamburger, içinde marul istemiyorum ama yeşillik olsun."

Like a Theater| JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin